Yemen’in 1 Mayıs 1977’si
Arap kitlelerinin isyanının en uzun soluklu, en sebatkâr olduğu ülkelerden biri Yemen. Kitlelerin mücadelesi neredeyse Tunus devriminin ilk zaferiyle birlikte başladı, yani Ocak ayının ortasından beri sürüyor.
İki ay boyunca sokaklara dökülen halk, başkent Sanaa’da bir meydanı da işgal etmiş durumda. Adını da değiştirip “Tağyir Meydanı” koymuşlar. Tahrir Meydanı’na gönderme yaparak. “Tağyir” bizim yabancımız olmayan bir kelime, ama maalesef uğursuz bir bağlamda kullanılırdı eskiden. Eski ceza yasasının ünlü 146. Maddesi (1972’de Deniz’lerin asılması için kullanılan madde) anayasanın zorla “tağyir, tebdil ve ilgası”ndan söz ederdi. “Tağyir” “gayrileştirmek” demek. Yani “değişim, dönüşüm” anlamına geliyor. Yemen isyanı 32 yıllık Ali Abdullah Salih diktatörlüğünü gerçekten “tağyir” ve “ilga” edebilirse, bu Denizlere güzel bir selam olur!Yemen’de kitlelerin mücadeleye katılımı zaman geçtikçe düşmek yerine artıyor. Dün bu iki aylık mücadelenin gördüğü belki de en kalabalık gösteri yapıldı. Aralarında çocukların da olduğu en az 46 insan, damlardan ateş eden keskin nişancılar tarafından katledildi. Keskin nişancıların bazılarının resmi üniformalı askerler olduğu, bazılarının da sivil kıyafette olduğu belirtiliyor. Biz bu tür katliamı iyi tanırız. 1 Mayıs 1977’de, Türkiye işçi sınıfının militanlığı doruğuna çıkmışken, kontrgerilla yarım milyon insanın doldurduğu Taksim Meydanı’nda keskin nişancılarla ateş edip 33 ya da 37 işçinin hayatını yitirimesine yol açmıştı.
Dün Yemen’de yaşanan olayın etkilerinin ne olacağını kestirmek zor. Rejim bugüne kadar birer ikişer birçok insanı öldürmüştü. Ama böylesine kitlesel bir katliam ilk kez oluyor. 46 ölünün yanı sıra yüzlerce de yaralı var. Belli ki rejim kitlelerin gözünü korkutmak istiyor. Oysa Yemen insanı kavgaya ve silaha çok alışık bir toplumun insanıdır. Aşiretlerin toplum yapısında taşıdığı ağırlık, silahların kullanımını biraz günlük hayatın parçası haline getirmiştir. Yemen isyanı bu tür saldırılarla kolay kolay söndürülemez.
Şimdi emperyalistlere de hesap sormak gerekiyor. Bahreyn’den sonra Yemen’de de sizin yandaşınız rejimler kitlelere ağrı saldırılarda bulunuyor. Onlara da askeri müdahaleyi düşünüyor musunuz?