Maraş katliamının 44. yıldönümü: Mezhepçiliğe, faşist saldırılara karşı örgütlen!
1970’li yıllara damgasını vuran işçi sınıfı ve yükselen sınıf mücadelesine karşı NATO uzantısı kontrgerilla çetelerinin adım adım ördüğü katliamlardan biri de Maraş katliamıdır. Failleri hiçbir zaman cezalandırılmayan katliamın sonucunda resmi rakamlara göre 111 kişi canice katledilmiştir. O günleri yaşayanların anlatımına göre rakam en az iki katıdır.
Katliam göz göre göre örüldü
19 Aralık akşamında ülkücülerin film gösterimi sırasında kimliği belirsiz kişilerce bir sinemaya patlayıcı madde atıldı. Bunun üzerine faşistler, CHP il binası ve o dönem sol görüşlü öğretmenlerin örgütlendiği TÖB-DER (Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) binasına saldırılar düzenledi. 20 Aralık’ta Yörük Selim Mahallesi’nde Alevilere ait olan ve devrimcilerin gittiği bir kıraathaneye bomba attılar. Faşist saldırılar, 21 Aralık’ta TÖB-DER üyesi iki sol görüşlü öğretmenin vurulması ile devam etti. Ertesi gün Cuma namazı çıkışı 10 bine yakın kişiyle toplanan faşistler, öğretmenlerin cenazelerinin kaldırılması için toplanan kalabalığa saldırdı. Cuma namazında “Alevileri öldürenin hacca gitmiş sayılacağı” vaazı verilmişti. Cenazeler yerlerde bırakıldı. İşyerleri ve Alevilere ait mahalleler faşistler tarafından tahrip edildi. Çatışmalarda 3 faşist öldürüldü.
23 Aralık’ta MHP’ye ve belediyelere ait hoparlörlerden Sünni mahallelere saldırı olacağı haberini yayan, mahallelerin “Kızıllarca” doldurulduğu anonsu yapan kişiler, ölen üç faşistin cenazesinin kaldırılması için Sünni halkı toplanmaya çağırdı. Hızla toplanan eli silahlı çetelerle, MHP’ye bağlı ülkü ocakları üyesi faşistler, iki gün boyunca hiçbir devlet müdahalesine maruz kalmaksızın Alevileri ve emekçi halkı katletti. Saldırılarda uzun namlulu silahların da kullanıldığı ortaya çıktı. Faşistlerin giremediği tek mahalle ise devrimcilerin örgütlendiği Yörük Selim Mahallesi’ydi. Devrimcilerin mahalleye çekilme çağrısına uymayan pek çok kişi ise hayatını kaybetti.
Devletlû katliama karşı örgütlen!
Katliam sürerken polis devre dışı bırakıldı. Asker üç gün boyunca faşistleri engellemesin diye şehre yönlendirilmedi. Adeta mahalleleri kaderiyle baş başa bırakan devlet, yüzlerce Alevinin ölümüne neden oldu. Bu katliam, ölümlere bilinçli bir şekilde göz yumulması nedeniyle devletlû bir katliamdır. Sonraki yıllarda katliamın failleri cezalandırılmadığı gibi meclise sokularak ödüllendirilen bile olmuştur.
Benzer bir katliamın bugün yaşanmayacağının garantisi yoktur. Türkiye’nin bir iç savaş ortamına çekilmesi durumunda devlet, Alevilere ve emekçi mahallelerine yardım eli uzatmayacaktır. Maraş’tan çıkarılması gereken ders, tıpkı katliama karşı Yörük Selim Mahallesi’nde örgütlenerek faşistlere karşı koyan devrimciler ve devrimcilerle hareket eden emekçi halk gibi, bulunduğumuz mahallelerde örgütlenmek, anti-faşist mücadeleyi hızla örmek, hayatımıza, ekmeğimize ve hürriyetimize sahip çıkmaktır. Devrimci İşçi Partisi, katliamın 44. yıldönümünde yeni devletlû katliamlara karşı koyabilmek için tüm emekçi halkı örgütlenmeye çağırmaktadır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2022 tarihli 159. sayısında yayınlanmıştır.