NATO Vaşington’da toplandı, 2026 zirvesi için Türkiye’yi seçti: Türkiye’de emperyalist terör örgütü zirvesine hayır!

NATO Vaşington’da toplandı, 2026 zirvesi için Türkiye’yi seçti: Türkiye’de emperyalist terör örgütü zirvesine hayır!

Dünyanın en büyük ve kanlı terör örgütü NATO’nun zirvesi 10 Temmuz’da baş emperyalist Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Vaşington’da gerçekleştirildi. NATO zirvesi bir kez daha emperyalizmin dünya çapındaki savaş mevzilenmesinin altını çizdi. NATO, Türkiye dâhil tüm üye ülkelerin Ukrayna savaşında emperyalist cephedeki yerini tekrar vurguladı. NATO Ukrayna’daki savaşa odaklansa da hazırlığını bir dünya savaşına göre yaptığını, Pasifik’te Çin’e karşı mevzilenmeye öncelik tanıdığını bir kez daha gösterdi. NATO kararlarında savaş hazırlıklarının, nükleer, biyolojik ve kimyasal savaşı da kapsadığı açıkça zikredilmekte.

NATO’nun hedefinde Rusya’nın yanı sıra Çin, Kuzey Kore ve İran var

NATO’nun Rusya’ya karşı doğrudan kışkırttığı ve yürüttüğü Ukrayna savaşının bir başlangıç olduğu, zirvenin sonuç bildirgesinden de açıkça görülüyor. NATO, bir kez daha Rusya ve Belarus’un yanı sıra Çin’i, Kuzey Kore’yi ve İran’ı düşman olarak bellediğini ortaya koyuyor. Kuzey Atlantik Terör Örgütü, Pasifik’te ve Ortadoğu’da terörist mevzilenmesini genişletmek için düğmeye basıyor. Erdoğan, NATO zirvesinde Filistin’i gündeme taşıyacağını söylemişti. İsrail’in hamisi, soykırımın ortağı olan NATO’nun Siyonizm karşısında herhangi bir tutum ve söylem içinde olması zaten beklenemezdi. Ama NATO, Erdoğan’ın ima ettiğinin tam tersine Ortadoğu ve Afrika’da daha saldırgan bir tutum benimseyeceğinin işaretlerini Kuveyt ve Ürdün’de mevzilenmeye yönelik aldığı kararlarla verdi. Bu iki ülke de İran’ın 19 Nisan’da İsrail’e karşı füze ve dronlarla gerçekleştirdiği misilleme saldırısında İsrail ordusunun bir uzantısı gibi çalışmıştı.     

Stoltenberg NATO’nun Amerikan emperyalizminin çıkarlarının koruyucusu olduğunu itiraf etti

NATO’nun kuruluşundan bu yana, esas olarak ABD’nin askeri gücüne yaslanan bu örgütün, üye ülkeler için bir güvenlik şemsiyesi olduğu yalanı söylenir. İlk defa bu zirvede NATO’nun Amerikan emperyalizminin dünya üzerindeki hakimiyetinin bir güvencesi olduğu itiraf edilmiştir. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, ABD’nin Çin’in yükselen ekonomik ve askeri kapasitesi karşısında kaygılı olduğunu belirtmiş ve NATO’nun bir bütün olarak ekonomik ve askeri kapasite ile ABD’yi daha güçlü ve güvenli kıldığını söylemiştir. ABD’ye sunulan bu hizmet üye ülkelerin millî gelirlerinin yüzde 2’sini askeri harcamalara ayırmasıyla, yani dünyada ekonomik depresyonun sürdüğü bir ortamda işçiden, emekçiden, köylüden yapılan kesintilerle gerçekleşiyor.

Montrö’yü delmek için Karadeniz’de NATO gücü hazırlığı

İktidar cephesinden yapılan yayınlarda bildirgenin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne atıf yapması olumlu şekilde anıldı. Ancak bu atfın içeriğinden bahsedilmedi. NATO tabii ki Karadeniz’e Amerikan ve İngiliz emperyalist donanmalarının girişini kısıtlayan bu anlaşmadan memnun değil. Delmek için elinden geleni yapıyor ve yapmaya devam edecek. NATO zirvesinde Montrö’ye yapılan atıf da tam bu doğrultuda, Karadeniz’in NATO üyesi ülkeleri olan Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasında mayın temizleme kılıfı altında oluşturulan ortak deniz gücünün övülmesi bağlamında metne sokuluyor. Mayın temizleme sadece bir bahane, bu ortak deniz gücü ABD ve İngiliz emperyalist donanmalarının Karadeniz’de taşeron bir güç oluşturmasının ilk adımı.

Türkiye’de terör örgütü zirvesi istemiyoruz! NATO’dan çık! NATO’yu yık! 

Türkiye’nin adı NATO bildirgesinde iki yerde geçiyor. Bunlardan ilki Polonya’ya yerleştirilen hava savunma sistemlerinden bahsedilirken, Malatya Kürecik’te bulunan emperyalizmin ve Siyonizmin gözü kulağı işlevi gören üssün adı da zikrediliyor. İkinci olarak ise 2026 yılında gerçekleştirilecek zirvenin ev sahipliğini Türkiye’nin yapacağı vurgulanıyor. Yani NATO bildirgesi Türkiye’nin anti-emperyalistlerine de görevlerini hatırlatıyor. Önümüzdeki iki yıl NATO’nun başını çektiği emperyalistler durdurulmazsa dünya barıştan uzaklaşacak ve dünya savaşına daha da yakınlaşacak. NATO teröristlerini barışa ikna etmenin bir yolu yok. NATO’yu zayıflatmak, yoluna taş koymak ve nihayet yıkmak barışa giden tek yol! Türkiyeli anti-emperyalistler de bu doğrultuda Devrimci İşçi Partisi’nin “NATO’dan çık! NATO’yu yık!” şiarının işaret ettiği şekilde Türkiye’nin NATO’dan çıkması, İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere emperyalist üslerin kapatılması için mücadeleyi yükseltmelidir.  

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2024 tarihli 179. sayısında yayınlanmıştır.