İstibdadın yargısı Kobani davasında ceza yağdırdı! Cevap işçilerin birliği ve halkların kardeşliğiyle verilmeli!
Ankara Sincan’da görülen Kobani davasında istibdadın yargısı ceza yağdırdı. 18’i tutuklu 108 sanık, sadece Erdoğan’ın “Kobani düştü düşecek” açıklamasından sonra Kürt halkının 6-12 Ekim tarihleri arasındaki kitlesel seferberliği dolayısıyla değil, adeta bir torbaya doldurulmuşçasına birleştirilen çok sayıda davadan yargılandı. Özellikle dönemin HDP Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş onlarca dosyadan ve 10 ayrı suçtan toplamda 42 yıl hapse mahkûm oldu. Yine aynı dönemde HDP Eş Genel Başkanı olan Figen Yüksekdağ’ın cezası da farklı dosyalardan aldığı hükümlerle 39 yıla ulaştı. Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Ayla Akat, Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbelli için, haklarında cezaya hükmedilmesine rağmen tutuklu kaldıkları süre dolayısıyla tahliye kararı verildi. Davada yargılanan sosyalist siyasetçilerden Alp Altınörs 22 yıl, Günay Kubilay 20 yıl ve İsmail Şengül 16 yıl hapis cezası aldı. Mahkemede avukatlar tarafından yapılan son savunmalarda, davanın her türlü hukuk kural ve kaidesini çiğneyen yönleri teker teker ortaya kondu. Bunlar içinde en çarpıcılarından biri son günlerde Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında “gizli tanık” üzerinden yapılan manipülasyonların çok daha bariz örneklerinin Kobani davasında yaşanmış olmasıydı. İstibdadın yargısında gizli tanıklar iktidarın şeflerini hedef aldığında “kumpas”, Kürt halkının temsilcisi siyasetçileri hedef aldığında “kanıt” muamelesi görüyor.
Cezalar açıklanmaya başladığında avukatlar ve izleyiciler, alkışlarla ve sloganlarla istibdadın yargısını protesto etti ve duruşma salonunu terk etti. Daha sonra mahkemenin dışında toplandılar. Dava için Türkiye’nin pek çok ilinden Ankara’ya gelenler, özellikle de Barış Anneleri, içeriden gelen her ceza haberini alkışlarla, zılgıtlarla ve sloganlarla karşıladı. Dava sonuçlandıktan sonra kitle basın açıklaması için toplandı. Dem Parti adına Eş Genel Başkanlar Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları yaptıkları açıklamalarda bu cezaları tanımadıklarını ilan ettiler ve davanın bir kumpas niteliğinde olduğunun altını çizdiler.
Devrimci İşçi Partisi de pek çok sosyalist parti ve demokratik kitle örgütüyle birlikte dayanışma için duruşmada yer aldı. Davanın ardından DİP adına açıklama yapan Levent Dölek duruşmada bulunmalarının Kobani’de Daiş’in soykırım girişimi yaşanırken sokaklarda gösterdikleri dayanışmanın bir devamı olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Kürt halkı ile dayanışma içindeyiz ve bugün arkadaşlarımıza, dostlarımıza verilen cezaların her yılını, her ayını, her gününü lanetliyoruz. İçeride kaldıkları her saat zulümdür. Haksızlıktır. Kürt halkının gözünde bu insanlar suçlu değil bir halkın soykırıma karşı haklı direnişinin parçasıdır. Türk işçi ve emekçileri de böyle görmelidir. Çünkü Kürdün esareti sürdükçe Türk işçisi ve emekçisi de özgür olamayacaktır. Bugün bir gerçeği tekrar gördük. Kimse burjuva düzen partilerinin normalleşmesine bel bağlamasın. Kimse emperyalistlerin timsah gözyaşlarına kalmasın. Kurtuluş kendi ellerimizdedir. Kahrolsun emperyalizm ve sömürgecilik! Yaşasın işçilerin birliği ve halkların kardeşliği!”
Levent Dölek: Kahrolsun emperyalizm ve sömürgecilik! Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!