Can Atalay’a özgürlük!
14 Mayıs’ta yapılan milletvekilliği seçimlerinin üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Seçilen 600 milletvekilinin 599’u bir ay önce Ankara’da yeminlerini ederek görevlerine başladı. Hatay’dan 77 bin oy alarak Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilen ve bu nedenle de dokunulmazlığa sahip olarak derhal tahliye edilmesi gereken Can Atalay ise keyfi bir şekilde Silivri Hapishanesi’nde tutuluyor. İstibdadın bu şekilde anayasayı ayaklar altına alması sadece başta Hatay’daki 77 bin insanımız olmak üzere halkın iradesinin gaspı değil, aynı zamanda tüm halka istibdadın sopasının gösterilmesidir.
Can Atalay nezdinde halka gözdağı
Can Atalay, Türkiye’nin gündemine oturan ve emekçileri derinden yaralayan Soma ve Ermenek maden katliamları, Çorlu Tren katliamı, Hendek ve daha birçok yerde yaşanan iş cinayetlerinde işçilerin ve ailelerinin yanında duran bir avukattır. Soma katliamının baş sorumlusu Can Gürkan serbest bırakılırken Can Atalay Gezi davası nedeniyle tutuklu bulunuyor ve hakkında 18 yıl hapis cezası kararı verilmiş durumda. Bu kararın dayandığı suçlama “cebir ve şiddet yoluyla Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs”. Oysa ortada somut ve açık en ufak bir delil yok. Çünkü karar hukuki değil siyasi, amaç halk isyanının mahkûm edilmesi. Gezi ile başlayan ve 81 ilin 80’ine yayılan, milyonlarca insanın meşru ve haklı isyanı mahkûm edilemez. Bugün istibdadın yargısı, dokunulmazlık kazanmış bir milletvekilini keyfi şekilde içeride tutarak Can Atalay nezdinde halka bir kez daha gözdağı vermektedir.
Can Atalay’ın serbest bırakılmaması anayasaya aykırıdır
Anayasa’nın 83. Maddesinin seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili ile ilgili söylediği açık: “tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” Bugün Can Atalay’ı tahliye etmeyen mahkeme, açıkça anayasayı tanımaz bir tutum içindedir. Yeni Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bu açık gerçeği görmezden gelen ve hukuki bir dayanağı olmayan açıklamalar yaptı. Numan Kurtulmuş ise topu yargıya atarak, zaten zincire vurulmuş meclisin iradesinin, bir milletvekilinin yargı tarafından rehin tutulması ile bir kez daha gasp edilmesine meclis başkanı olarak seyirci kalmıştır.
Can Atalay’a özgürlük! Kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet!
Can Atalay hukuki değil tamamen siyasi sebeplerle tutuklu bulunuyor ve neredeyse iki aydır aynı nedenle tahliye edilmiyor. İstibdad rejimi anayasayı çiğniyor, tüm halka “dokunulmazlıkmış, halkın iradesiymiş, anayasaymış önemli değil istemediğimiz kimseyi dışarı çıkarmayız” mesajını veriyor. İşte böyle bir ortamda zaten yıllardır zincire vurulmuş, kolu kanadı kırılmış hâlde olan meclis için, Can Atalay’ın eksikliği sadece 1 milletvekilinin eksik olması değildir. Bu keyfi dayatma karşısında Can Atalay’ın yanındayız!
Can Atalay’a özgürlük!
Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet!