Yeşil sahalarda "İsrail'e boykot, Filistin'e özgürlük!" ruhu: "Filistin, Celtic, Adalet!"
17 Ağustos 2016 günü İsrail ile ilgili 2 haber gündemi meşgul etmekteydi. Türkiye ile İsrail arasında adına normalleşme süreci de denen ülke tarihine bir utanç sertifikası olarak yazılacak antlaşma ve tabii ki İskoçya’nın Celtic futbol takımının taraftarlarının, İsrail’in Hapoel Be'er Şeva takımıyla oynanan maç sırasında Filistin bayrağı açması.
Türkiye ve İsrail arasındaki antlaşma bambaşka bir yazının ve detaylı tahlilin konusu. Ancak İsrail’le ilişkiler nasıl olmalıdır konsunda bir işaret Avrupa’nın kuzeyinden İskoçya’dan geliyor.
Taraftarları Birleşik Krallığın genelinden farklı olarak katolik ağırlıklı olan, genel olarak bağımsız İskoçya fikrini destekleyen ve yoğun olarak işçi sınıfının ve sol siyasetin ağırlıklı olduğu Glasgow şehrinin takımı ve taraftarları İsrail takımı ile oynadıkları maçta Filistin bayrakları dalgalandırıyor. Hem de takımlarının ceza alması ihtimaline rağmen (2012 yılında tribünde açılan Filistin bayrakları sebebiyle ceza almışlardı), hem de resmi otoritenin tutuklanma dahil olası tatsızlık uyarılarına rağmen. Üstelik “Filistin, Celtic ve Adalet” sloganıyla. Sadece bir tribünde bir grubun açtığı bayraktan bahsetmiyoruz, kitlesel olarak tribünlerin bayram gibi Filistin bayrakları ile donatılmasından bahsediyoruz. İşçi sınıfı bir kez daha kendini gösteriyor, özgün siyaseti ve ağırlık merkezini belirlemekle değilse de ruhu ve özüyle gösteriyor.
Eğer Filistin davasında İskoçlar’ın gösterdiği yoldan gitmek memleketin İslamcılarına ve muhafazakalarına zor geliyorsa, dönüp olimpiyatlara baksınlar, İsrail’li rakibinin elini sıkmayı reddeden (bu yüzden ülkesine geri gönderilen) Mısır’lı Judocu İslam el Şehabi’ye baksınlar. Mısırlı judocunun siyasi düşüncelerine ve tavrına kefil değiliz. Ama Mısırlı judocunun tavrı dolayısıyla, Türkiye'de hükümet yanlısı İslamcıların hala iktidarın Filistin davasına ihanetini aklamakla ve İsrail'e boykot hareketini (BDS) karalamakla meşgul olduğunu da bilvesile tekrar vurgulamak istiyoruz.