Yangın değil yoksulluk öldürdü!
İzmir’in Selçuk ilçesinde bir evde çıkan yangında yaşları 1 ile 5 arasında değişen 5 kardeş hayatını kaybetti. Ölen çocukların annesinin topladığı hurdaları sattığı hurdacıdan parasını almak için 15-20 dakikalığına evden ayrıldığı ve yangının bu sırada meydana geldiği öğrenildi.
Burjuva basınında bir facia haberi olarak gösterilmeye çalışılan bu olay aslında bu topraklarda emekçi çocuklarına reva görülen hayatı tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor. İstibdadın politikaları ülkeyi adım adım şiddetin, sömürünün, yoksulluğun kol gezdiği, yeni doğan bebeklerin 8 bin lira için öldürüldüğü, MESEM adı patronların kârı için çocukların okul sıralarından fabrikalara gönderildiği, kimsesiz çocuklar yurdunda çocukların istismara uğradığı, Narin’in acısının üzerine Şirin’in acısının eklendiği, yoksul ailelerin çocuklarının karnı tok ve huzur içinde uyuyamadığı bir ülke haline getirdi. Yalnızca kapitalistlerin, emperyalist tekellerin kârlarını korumakla ilgilenen istibdad emekçi halkın yaşam koşullarını günden güne kötüleştirdi ve kötüleştirmeye devam ediyor.
Beş çocuğun öldüğü olayın ardından AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise “Bu kadar acılı bir günde dönüp dolaşıp sadece paraya bağlamanızı anlamakta zorlanıyorum" açıklamasında bulundu.
Yoksulluğun üstünü örtmeye çalışıyorlar
İstibdadın sözcüsü Özlem Zengin’in “her şeyi paraya bağlıyorsunuz” diyerek üzerini kapatmaya çalıştığı yoksulluğu TÜİK verileri gözler önüne seriyor. TÜİK’in ağustos ayında yayımladığı “Türkiye’de çocuk” isimli raporuna göre, Türkiye’de 0-4 yaş arasındaki 5 milyon 329 bin 448 çocuktan 90 bin 600’ünde zayıflık, 319 bin 766’sında bodurluk, 79 bin 941’inde düşük kilo gözlemleniyor. Çocukların yüzde 33’ü yoksunluk kategorisinde yer alıyor ve her 1.000 bebekten 10’u, 5 yaş altı her 1.000 çocuktan ise 14’ü hayatını kaybediyor.
Hurda toplayarak 5 çocuğunu doyurmaya çalışan annenin çocuklarını evde tek başına bırakmasının nedeni de tam olarak bu yoksulluktur. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çocukların ölümünün ardından yaptığı açıklamada bu yıl içerisinde çocukların olduğu evi 18 kez ziyaret edildiğini söylüyor. Bakanlığın 18 kez gittiği evde anne hurda toplarken çocuklar elektrik sobası ile ısınıyor, çocukların barınma, gıda ve günlük ihtiyaçları karşılanmıyorsa bakanlığın ziyaret etmediği evlerde durum nedir?
Bu olay bize bir kez daha göstermiştir ki, istibdad önlenebilir tüm çocuk ölümlerinin sorumlusudur. Fakat sorumluluk sadece istibdadda değil bu düzenin devamını savunan tüm burjuva partilerindedir. Yangında ölen 5 çocuğun ve daha nicelerinin katili bu yoksulluğu yaratan kapitalist sistemdir.
Herkese iş, her iş yerine kreş!
Bu annenin güvenceli bir işi olsa bu acı olay yaşanmayabilir, 5 çocuk sağlıklı şekilde hayatına devam edebilirdi. İşte bu sebeple devletin herkese ama özellikle emekçi kadınlara güvenceli iş sağlaması şart. Ayrıca her işyerinde ebeveynlerin çocuklarını güvenle emanet edebileceği kreşler olmalı. Bu önlemler olmaksızın ne yoksulluğun ne de çocuk ölümlerinin sonu gelir! Bir kez daha söylüyoruz:
Her işyerine kreş!
İşsize iş, herkese aş, emekçi halka hürriyet!