“Milli irade” boğazına takıldı

Erdoğan ne zaman sıkışsa sandığı işaret ediyor ve milli irade lafının arkasına sığınıyor. Ancak aynı Erdoğan son kabine değişikliği ile ağzından düşürmediği “milli iradeyi” ayaklar altına almıştır. Nasıl mı?

5 yılda bir sandığa gidip oy verme iradesi ile gözü çıkma, kafası yarılma, işini kaybetme, göz altına alınma, tutuklanma hatta canını kaybetme pahasına sokağa çıkıp milyonlarla hakkını arama iradesi arasında dağlar kadar fark olduğu açıktır. Hangisi milli iradeyi daha doğru bir ifadeyle halkın iradesini yansıtır denirse cevabımız sokaktır.

Ancak bir an için Erdoğan gibi sandığın milli iradenin tek kaynağı olduğunu düşünelim. Bu durumda söz konusu milli iradeye asgari saygının gereği seçilmiş kişilerin ülkeyi yönetmesidir. Oysa son kabine değişikliği ile Erdoğan, içişleri bakanlığına milletvekili olmayan seçilmemiş birini Başbakanlık müsteşarı Efkan Ala’yı atamıştır. Efkan Ala ismi ayrıca daha önce halkın Gezi parkından başlayarak sokaklarda ortaya koyduğu iradenin baskıyla ezilmesi talimatını verenler arasında anılmaktadır.

Efkan Ala ile birlikte Erdoğan içişleri bakanlığını da kendi uhdesine geçirmiştir. Tam bir muharebe alanına dönüşen emniyet teşkilatını bu şekilde kontrol altına almayı planlamaktadır. Bunun içinde kendi deyimiyle ve kendisinin anlamlandırdığı biçimiyle “milli irade”yi çiğnemekten geri durmamıştır.

Sadece Efkan Ala özelinde değil yeni Bakanlar Kurulu’nun adeta bir PAF takımı misali AKP içindeki silik isimlerden oluşturulması da tüm yürütme yetkilerinin Erdoğan’ın elinde toplanması çabasının bir parçası olarak düşünülmelidir. Ayrıca belli ki Erdoğan, yeni bir operasyon tehlikesine karşı kendi partisinin önde gelen isimlerine karşı da paranoyak bir güvensizlik içine girmektedir. Güya Erdoğan’ı rahatlatmak için kurulmuş bu bakanları kurulu Erdoğan’ın meşruiyetini güçlendirmek bir yana daha da zayıflatmaktadır. Erdoğan bunun farkında olacak ki yeni kabineyi açıkladığı toplantıda tekledi, öksürdü, tıksırdı adeta milli irade boğazına takıldı.