Koçlar yine ağlıyor
Mustafa Koç'un "Daha ne vereceğiz bir tek gömleğimiz kaldı" açıklamasının ardından bu sefer de Ali Koç basına verdiği bir demeçte, çocuklarının geleceğinden endişeli olduğunu söyledi.
Türkiye patronlar sınıfının sembol ismi Koç Holding yönetim kurulu üyesi olan Ali Koç, reel ücretlerin düşüklüğünden ve işsizliğin artışından şikayet etti. Genç işsizliğinin giderek arttığını ve yetişkin işsizliğinin üç katına çıktığını belirten Koç, "6 ve 8 yaşında iki çocuk babası olarak söylüyorum, çocuklarımızın geleceğinden endişe duymamak mümkün değil" dedi.
Herhalde geleceğinde işsizlik endişesi taşımayan 2 çocuk varsa onlar da Ali Koç'un çocuklarıdır. Ali Koç'un endişesi tabii ki çocuklarının gelecekte iş bulamaması değil. Artan işsizlik ve gelir eşitsizliğinin sosyal gerilimleri arttırması. Ali Koç sermaye sınıfının bilinçli bir temsilcisi olarak işsizlik ve yoksullukta kendi sorumluluğu olduğunu biliyor. Emekçi sınıflardan yükselecek hoşnutsuzluğun ve ortaya çıkacak gerilimlerin hedefinin de kendisiyle birlikte tüm sermaye sınıfı olacağını biliyor. Özetle Ali Koç bal gibi işçi sınıfından korkuyor.
Çocuklarının parlak geleceğinin milyonlarca emekçi çocuğunun yoksulluğu pahasına olduğunu biliyor. Ali Koç'un ve diğer patronların gelir eşitsizliği ya da işsizlikle bir derdi yok. Eğer öyle olsa topluca işçiyi işten atmayı zorlaştıran tek faktör olan kıdem tazminatını kaldırmaya çalışmazlardı; TÜPRAŞ'ı aldıktan sonra işçi sayını 4 bin 700'den 3 bine indirmezlerdi. Her yere taşeron sokmazlardı.
Koçların, Sabancıların, Ülkerlerin, Boydakların sisteminde birileri sömürür birileri çalışır, sömüren çalışanı işsizlikle tehdit ederek boyunduruk altına alır. Koçların korktuğu bu çarkın bozulmasıdır. İşlerini değil kârlarını kaybetmeleri ve milyonlarca gencin çalınan geleceklerinin hesabını sormasıdır. İşsizlikten korkmalarına lüzum yok çünkü işçilerin düzeni sosyalizmde herkese iş de aş da var.