“Hukuk dışına kesinlikle çıkmadan…” ama canavarca!
Sancaktepe’de, avukatının iddiasına göre olaylarla ilgisi de olmayan bir servis şoförü, evine giderken beş polis tarafından meydan dayağına maruz bırakılıyor. Ardından sert bir cisimle gözü çıkarılıyor. (Doğru okudunuz!) Sonra da yanmakta olan bir ateşin içine atılıyor. Öldü diye orada bırakılan bu kişi polisler gittikten sonra kendisi kurtuluyor. Erdoğan’a soralım: Polisin “canavarca hisler”le yaptığı bu muamelenin hukuki temeli nedir?
Tayyip Erdoğan Polis Akademisi mezuniyet töreninde polisin “kahramanlık destanı” yazdığını söylemiş ve eklemişti: “Polis, tahriklere hukuk dışına kesinlikle çıkmadan karşı koydu.” O konuşmanın yapıldığı akşam Antalya’da bir otoparkta bir polis grubunun üç göstericiye attığı dayak güvenlik kamerasının çekimi sayesinde internet aracılığıyla bütün Türkiye’nin gözleri önüne seriliyordu. Ortada tartışılamayacak derecede açık bir hukuksuzluk vardı. Gerçek, “Karşı Manşet” sütununda bu çelişkiyi teşhir etti (bkz. http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/hukuk-disina-kesinlikle-cikmadan).
Şimdi, aradan sadece 48 saat geçmişken, bu sefer İstanbul’dan bir hukuksuzluk örneği ortaya çıkmış bulunuyor. Sancaktepe’de, avukatının iddiasına göre olaylarla ilgisi de olmayan bir servis şoförü, evine giderken beş polis tarafından meydan dayağına maruz bırakılıyor. Ardından sert bir cisimle gözü çıkarılıyor. (Doğru okudunuz!) Sonra da yanmakta olan bir ateşin içine atılıyor. Öldü diye orada bırakılan bu kişi polisler gittikten sonra kendisi kurtuluyor. Olay 3 Haziran’da olduğu halde bu kişi hâlâ korkunç bir durumda. Avukatı savcılığa suç duyurusunda bulunurken, deliller arasında bir de olayın video kaydını sunuyor. (Bkz. http://www.milliyet.tv/video-izle/Bir-polis-iskencesi-iddiasi-da-Istanbul-da-GskTSNosbak0.html.)
Aşağıda bu korkunç olayın avukat tarafından anlatımını okuyabilirsiniz. Avukat bu olayı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “canavarca his” kavramı çerçevesinde ele almış. Biz yine Erdoğan’a soralım: Polisin “canavarca hisler”le yaptığı bu muamelenin hukuki temeli nedir?
“Hakan Yaman, 3 Haziran 2013 günü saat 22.30-23.00 sıralarında Sancaktepe Birgül Sokakta bulunan evine gitmek için Sancaktepe Demokrasi Caddesi'nden geçmekte iken TOMA'da görevli 5 polis tarafından ölümüne kast edercesine saldırıya uğramış, gözünü kaybetmiş, ciddi bir şekilde yaralanmıştır.
Servis şoförü olarak çalışmakta olan Yaman, aracını park ettikten sonra evine gitmekte iken, o tarihte vuku bulan olaylarla ilgisi yokken (olsa bile uğradığı saldırının hukuki geçerliği yoktur) bölgede görev alan polis memurları ve TOMA'da görevli polislerin müdahale etmesi sonucu atılan gaz bombası ile sağ karın boşluğundan vurulmuştur. Yere düşmesi üzerine 5 kişilik kolluk kuvveti grubu tarafından yerde sürüklenerek ve dövülerek işkence edilmiş, bu sırada polislerden biri tarafından gözüne sert bir cisim sokularak gözü çıkarılmıştır. Yerde haraketsiz kalan Hakan Yaman o sırada yakında yanmakta olan ateşin içine polisler tarafından atılmıştır.
Olay tartışmasız biçimde işkencedir. Çünkü 5 polis dakikalarca darp etmiş, yetmemiş gözünü çıkarmış, o da yetmemiş ölmesi için ateşe atmıştır. Tüm bu olay silsilesi kayıtlar ve videodan da görüleceği üzere şüpheliler canavarca bir hisle bu eylemlerini gerçekleştirmiştir.
Yaman'ın öldüğünü düşünen polisler olay yerinden uzaklaşmıştır. Polis memurlarının uzaklaşmasından sonra kendi çabasıyla ateşken çıkmış ve çevredeki insanların yardımı ile Sancaktepe Bölge Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Burada mağdurun durumu ağır olduğu için ilk müdahale yapılamamış ve Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilmiştir. Adli raporda da belirtildiği üzere, Yaman'ın baş ve yüz kısımnda ciddi hasar oluşmuş, elmacık ve çene kemikleri ile alın ve burun kemikleri kırılmış, sol gözde görme kaybı meydana gelmiş ve vücudun muhtelif kısımları ciddi şekilde yanmıştır.”