Ergün Atalay ve Kani Beko: Sendikacı pazarı
DİSK başkanı Kani Beko, CHP kendisine milletvekilliği teklif edince görevinden derhal istifa etti. Böylece, Rıdvan Budak ve Süleyman Çelebi’nin ardından üçüncü kez DİSK’in sosyal diyalogcu bir başkanı CHP’den meclise girecek. Bunlara, DİSK’te başkanlık değil ama genel sekreterlik yapmış Musa Çam’ı da katarsak, DİSK’in üst kademe yöneticiliğinin milletvekilliği için bir bekleme odası niteliği taşıdığını anlarız.
Kani Beko CHP’den davet almışken, yıllardır AKP hükümetine biat etmiş olan Türk-İş yönetiminin şimdiki başkanı Ergün Atalay anlaşılan Erdoğan’dan milletvekilliği için çağrı almamış olduğuna çok bozulmuş. Yıllardır süregiden hak ihlallerini ve yakışıksız uygulamaları susarak karşılayan beyefendi, son zamanlarda yazılı ve sözlü açıklamalarla dikkati çekiyor. Hükümet yanlısı sendikaların patronların yardımıyla Türk-İş sendikalarının altını oyma çabasından, ILO toplantısında Türkiye’yi bu yıl Türk-İş’in yerine ilk kez Memur-Sen’in temsil edecek olmasından, Erdoğan’ın patronlara grev yasaklama konusunda övünmesinden şikâyet ediyor. Bir şey yaptığı yok, sadece şikâyet ediyor ama o bile dikkat çekiyor. “Neden birdenbire şimdi?” diye merak edenlere de kendisi cevap vermiş. Yakında seçim varmış, işçi kökenli milletvekilleri bu durumu değiştireceklermiş. “Beni milletvekili yap” demenin başka bir yolu var mı?
Hem Türk-İş’in hem DİSK’in tüzüklerine bir madde koymalı: Konfederasyon yöneticileri görevleri bittikten sonra bir dönem geçmeden milletvekili olamazlar diye! Ama esas yapılması gereken, Türkiye’nin iki hakiki işçi sendikası konfederasyonunun başına çökmüş ikbal düşkünü sendika ağalarını kökünden temizlemek!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2018 tarihli 104. sayısında yayınlanmıştır.