AKP’nin savaşında Vatan Partisi görev başında!

Aydınlık gazetesinde 23 Eylül tarihinde Mehmet Akkaya imzasıyla, “Sol, nasıl emperyalizmin devşirmesi oldu?” başlıklı bir yazı yayımlandı. Ayrıca yazı - hem Vatan Partisi’nin hem de Ulusal Kanal’ın resmi sitesinde yer aldı [1]. Yazı baştan sona, isim isim vererek bir dizi örgütü emperyalizmin suç ortaklığıyla suçluyor. Solun, Madımak katillerine özgürlük istediğini iddia ediyor, özelleştirmelere karşı patronların yanında durduğunu ifade ediyor. Baştan söyleyelim, Akkaya’nın amacı, Vatan Partisi’nin en solcu ilan etmesinden öte Erdoğan’ın ikbal savaşında, AKP’ye “soldan” destek olma gayretidir. Vatan Partisi ve onun ataları, uzun bir süredir, birçok konuda AKP’ye destek çıkıyorlardı. Şimdi, Kürt sorununda tescillenmiş şoven politikalarının bir devamı olarak Kürt savaşında AKP’nin koltuk değneği oluyorlar. Savaşta, AKP şakşakçılığını gizlemenin en kolay yöntemini de sola saldırmakta buluyor, Aydınlık yazarı.

Yazı şunu söylüyor aslında: “Kürt halkına destek verirsen, emperyalizme destek verirsin”. Akkaya’nın kurduğu acemi saldırı planı, bir dizi politik soruna karşı solun tutumuyla destekleniyor. Bizim amacımız Devrimci İşçi Partisi’nin de isminin geçtiği yazının asıl amacının AKP’yi aklamak olduğunu ispatlamaktır. Burada, bir dizi suçlamanın tek muhatabı biz değiliz.  Sadece DİP adına konuşabildiğimiz için kendi pozisyonumuzu ortaya koyacağız.

Erdoğan Savaş Bakanı’nı Vatan Partisi’nden atasın!

Vatan Partisi’nin kalemşörlerini, Aydınlık’ın sahte solcularını, burjuvazinin ulusalcı payandalarını gazetemizde ve sitemizde defalarca ifşa etmiştik. Gerçek Gazetesi okuyucuları, Aydınlık geleneğinden gelip farklı isimler taşıyan parti ve gazetelerin gerçek yüzünü görmeye alışkındır. Bunlar, Gülen cemaatine karşı AKP’nin payandası olanlar. Nasıl mı? Hemen hatırlayalım. İçeriden çıkan Perinçek koşa koşa Yeni Akit’e (Madımak katillerini aklayan Yeni Akit’e) röportaj vermişti. [2] Röportajta “F Örgütü bir Gladyo olduğu için yargının, polisin, ordunun içinde olduğu için onun kökü kazınmalıdır. Kim onun kökünü kazırsa kimse onun elini tutmayacak ve biz orada beraber olacağız. Çünkü bu kök kazıma bir şiddet, haksızlık olayı değil, hukukun gereği” diyor Perinçek. Ardından Yeni Akit muhabiri soruyor: “O halde Tayyip Erdoğan’la da beraber mi olacaksınız?” Perinçek duraksamadan cevaplıyor: “Evet, o konuda beraber olacağız.” İşte Akkaya’nın mensup olduğu partinin sicilinden bir kesit. Dün AKP’nin Adalet Bakanı görevini kendine görev biçenler, bugün AKP’nin savaş bakanlığı koltuğuna talipler! Devam edelim. Bunlar, HSYK’da AKP listesi kazandığında zafer naraları atmıştı. [3] 2014 yılındaki Hrant Dink anmasında, sağa sola “Bu toprakların evladı Hrant’ın katili, ABD ve Fetullahçı çetelerdir” pankartını asıp, cinayette AKP’nin katkısını bir güzel aklamışlardı. [4] O halde tüm bu bulgularla birlikte Akkaya’nın yazısında topladığında bir sonuca varıyoruz: Vatan Partisi (İP ve Aydınlık geleneğinin devamcısı olarak) bir süredir AKP’nin kirli işlerini görmenin, onunla imzasız bir ittifakın içinde olmanın bir sonucu olarak, savaş politikasını da AKP’nin dümeninde biçimlendiriyor.

İspiyoncular

Akkaya,  yazısına şöyle başlamış: “80 öncesi sol örgütlerin hemen hepsi, diğerine düşmandı. Çok kişi öldürüldü sol içi çatışmalarda. ABD’nin iç savaş tertibine alet olmuş, 12 Eylül darbesine giden tuzağın kurbanı ya da figüranı olmuşlardı”. Aydınlık gazetesi, o dönemde devrimcilerin, sosyalistlerin isimlerini ve fotoğraflarını yayınlayarak, onları devletin ve faşistlerin hedefi haline getirmişti. Bu ispiyoncu gelenek, anarşist ilan ettiği herkesi hedef tahtasına oturtmuştu. Gazete sütunlarındaki kan izi hala geçmemiştir. Aydınlık, 80 öncesi sol içi çatışmaları yükselten ajan takımındandır.

Emperyalizm ve savaş

Emperyalistler Irak’ı yağmalarken “ne Sam ne de Saddam” dediğimizi iddia ediyor, Aydınlık yazarı. Hangi argümanla? Hangi kanıtla? Sol içinde Marksizm savaş politikasının ters yüz edilmesini savunan bu liberal slogana karşı duran en başta biz olduk. Türkiye emekçilerinin, uluslararası işçi sınıfının çıkarının emperyalizmin mağlup edilmesi olduğunu savunduk. Eylemler yaptık, sol ve sendikaların oluşturduğu savaş karşıtı koalisyonda fikirlerimizi savunduk. Bir takım sol akımların, eğri bir sloganla savaş sorununa yaklaştığı, emperyalizme karşı net bir tutum alamadığı doğrudur. Ancak devrimci Marksistlerin savaş ve emperyalizm konusunda tutumları son derece doğru olmuştur. Peki, Aydınlık geleneği savaş konusunda nasıl bir tutum alıyor? Çok uzağa gitmeye gerek yok. Erdoğan, “Kobani düştü, düşecek” dedikten hemen sonra Perinçek şunu söylüyor:Kobani düşerse Türkiye de  Kürtler de rahatlar. Birlik ve beraberlik yolunda en önemli adım da atılmış olur.” [5] Erdoğan’ın hık deyicileri sizi…

Akkaya’nın üfürmeleri tek cümleden ibaret değil. Pespaye yalanlarına kendisi inanabilir, ancak bizleri inandırmak için elinde fazla bir şey yok. “ABD, Kuzey Irak’taki ABD askerini dağıtan ve bin yıl cumhuriyeti savunma” kararlılığını ilan eden Türk Ordusu’nu (…)” diyor Akkaya. Akkaya, ordudan emekli olduktan sonra kendi partisine katılan paşalara sorsun. TSK ne zaman ABD askerini dağıtmış? TSK, NATO’nun yeminli mütefiki, emperyalizmin çıkarlarının yılmaz bekçisi olarak dün de bugün de görevini sürdürmektedir. TSK, hiçbir zaman emperyalizme kafa tutmamıştır. Akkaya, istedi diye TSK anti-emperyalist olmuyor. Kafasına çuval geçirilen ABD askeri miydi, Türk askeri miydi?

Akkaya Kıbrıs’ta da çarpıtıyor

Akkaya üfürmeye devam ediyor: “Emperyalistler Kıbrıs’ı sömürge yapabilmek için Türkiye’nin terk etmesini istiyordu. Sloganları ise ‘yes be annem’ idi. ‘Sosyalist’ sol katıldı hemen koroya: ‘Yes be annem’”. Annan planı referandumunda hem DİP hem de Kıbrıslı sosyalistlerin bir bölümü, bu plana karşı koymuştu. Kapaklı İşçi Mücadelesi dergisinin 5. sayısında, Annan Planı ile ilgili şunu demiştik: “Annan planının temel çerçevesinin, adada emperyalist egemenliği garanti altına alan, bunu tartışma konusu bile yapmayan, ada üzerinde üçlü vesayeti sürdüren, çözümü bu çerçeve içinde arayan nitelikte olduğu sonucuna varmak gerekir.” Ayrıca Devrimci Marksistler olarak, Kıbrıs’ta enternasyonalist bir politika savunuyor, Kıbrıs’ın emperyalist Britanya üslerinden kurtulmasını öne sürüyoruz. Peki Aydınlık ne yapıyordu o dönem? Faşist güçlerle ve Britanya sömürgesi dönemde Kraliçe’ye bağlılık yemini etmiş, eski bir sömürge savcısının Rauf Denktaş’ın koltukları altında geziniyordu.

Patronları güzelleyen kim?

“Kamu kurumlarını savunmuyor solcular” diyor Akkaya. Diğerlerini bilemeyiz ama şunu çok iyi biliyoruz: Kim diyorsa, “Fabrika ha Sabancı’nın, ha devletin. Bizi sadece işçi ilgilendirir”, o aslında işçiyle ilgilenmeyen bir oportünisttir. Kamu kurumlarının özelleştirilmesine karşı en önde duranlardanız. SEKA’dan, Tekel’e işçi sınıfının mücadelesinde, özelleştirmeye karşı en önde durduk. Durduk çünkü, adımız gibi biliyorduk, özelleştirilen kurumlarda tam anlamıyla bir işçi cehennemi yaşanıyordu. İşçi sınıfının mücadele içerisinde elde ettiği kazanımlar, sosyal ve ekonomik haklar birer birer ellerinden alınıyordu. Peki özelleştirmelere karşı militan bir mücadele verdiğini iddia eden Aydınlık, özelleştirmelere ikircimsiz karşı çıkıyor mu? Patronlarla arası nasıl? Akkaya madem Sabancı’dan bahsetti, gerisini de getirseymiş keşke. Mesela Koç’a, Aydınlık gazetesinde Koç grubuna nasıl övgüler düzüldüğüne de değinseymiş. [6] Aydınlık gazetesinde “Koç grubunun gelişmesi çok önemli”türünden yazılar çıktığını, güzellemeler yapıldığını yazsaymış, Akkaya. Akkaya, işine geldiği gibi yazmaya niyet etmiş. Vatan Partisi, özelleştirmelere karşı “memleketi satıyorlar” der. Peki satılan kurum, yabancı sermayeye değil de yerli, Türk burjuvaya satılıyorsa, militan özelleştirme karşıtı Vatan Partisi’nin tavrı ne olur? Koca bir muamma! Sosyalistler ise işçi sınıfının çıkarına olmayan hiçbir şeyi desteklemezler. Bizim hareket noktamız, kamu kurumlarının yerliye ya da yabancıya satılması değil, işçi sınıfı düşmanı bir politika olan özelleştirmenin kendisidir.

Kanıt nerede?

Akkaya yazının sonuna doğru ortaya koyduğu iddialar, temelsiz olmaktan çıkıyor. Düpedüz yalan söylüyor, iftira atıyor Aydınlık yazarı. “2 Temmuz anmaları düzenliyor ama 2 Temmuz’un katillerine özgürlük istiyor.” diyor Akkaya. Kanıt nerede? Kim demiş, 2 Temmuz katillerine özgürlük? Bir kısım okuyucu, bu kadar kısa bir yazıda, bunun kanıtlamasına imkân yok diyebilir. Hatırlatıyoruz, Akkaya’nın böyle bir derdi yoktur. AKP’nin savaş politikalarına eklemlenmek için sola saldırmak adına mutlaka yalana sarılmalıdır. Akkaya’nın mensubu olduğu partinin genel başkanı, 2 Temmuz katillerinin gazetesine röportaj veriyor. Fakat 2 Temmuz katillerine özgürlük isteyen sol oluyor?

Akkaya’ya ödev

Akkaya’ya bir ödev verelim. Bugün, Vatan Partisi’nin atalarından TİKP’nin Merkez Komitesi’nde yer alan Ethem Sancak’ın gazetesi ile Akkaya’nın yazarlığını yaptığı gazete arasında benzerlik nedir? Amacımız, Ethem Sancak gibi “Erdoğan’a aşığım” diye  gazetecilik yapanların, dün Aydınlık saflarında olduğunu vurgulamak değil. Dün Aydınlık içerisinde olup bugün AKP’nin sağında solunda dolaşan liberaller de konumuz değil. Şunun altını çiziyoruz: Madımak’ın avukatlarını milletvekili yapan AKP’nin yarı-resmi organı Star gazetesinin sahibi Ethem Sancak ile Vatan Partisi’nin resmi organı Aydınlık, Tayyip Erdoğan’ın ikbal savaşında birbirine uzak değildir İşte Akkaya’nın ödevi de budur. Solu yermeden önce kendi partisi ve gazetesinin AKP’ye nasıl yedeklendiğini araştırmalıdır.

Erdoğan’ın ikbal savaşına ve mütefiklerine karşı mücadele gerek!

Vatan Partisi’nin 7 Haziran seçimlerinden önce en az AKP kadar HDP karşıtı bir politika izlediğini tüm kamuoyu biliyordu. 1 Kasım seçimlerinde ise aynı tutumu devam ettiriyor. Kuru bir milliyetçilikle süslenmiş, Erdoğan’ın ikbal savaşına destek vermek için solu hedef tahtasına koyan bu çizgi, ancak Vatan Partisi fanatiklerini etkileyebilir. Biz savaşta, Erdoğan ve AKP’nin karşısında olmaya devam ediyoruz. Patron çocuklarına kapıları kapalı olan, sadece emekçi çocuklarının cenazelerinin kalktığı bu savaşta, Koç’u öven bir gazetenin doğru tutum almasını beklemek hayalcilik olur. Vatan Partisi ve kalemşörleri AKP’nin savaş politikalarının vites kutusu olmaya devam etsin. Biz bu savaşta Erdoğan ve AKP’nin geriletilmesi için Kürt halkının ve örgütlerinin yanında olmaya devam edeceğiz.

[1] http://vatanpartisi.org.tr/genel-merkez/makaleler/mehmet-akkaya-sol-nasil-emperyalizmin-devsirmesi-oldu-14700

[2] Perinçek’in Yeni Akit gazetesiyle röportajı http://www.yeniakit.com.tr/haber/yasadisi-f-orgutu-hukuk-yoluyla-tasfiye-edilmeli-14962.html

[3] HSYK’da AKP kazandı, Perinçek zafer çığlıkları atıyor!http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/hsykda-akp-kazandi-perincek-zafer-cigliklari-atiyor

[4] İP, Hrant'ın diğer katillerini nasıl akladı? http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/ip-hrantin-diger-katillerini-nasil-akladi

[5] http://www.milliyet.com.tr/perincek-kobani-duserse-turkiye-gundem-1960244/

[6] İşçi Partisi mi, İşveren Partisi mi? http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/isci-partisi-mi-isveren-partisi-mi