Kadınlar istibdada “HAYIR!” diyor
Türkiye, Tayyip Erdoğan’ın kurmaya çalıştığı istibdad rejimi yolunda önemli bir dönemece giriyor. Referandum sonrası, derinleşen ekonomik krizin faturasını ödetmek için işçi sınıfını büyük bir taarruzun beklediği biliniyor. Kadınların ise bu taarruza ek olarak bir dizi başka saldırıyla daha karşı karşıya kalması çok olası.
AKP’nin 14 yılı aşan iktidarına bakarak “cumhurbaşkanlığı sistemi” ile çok daha büyük bir siyasi kudrete sahip olacak olan Erdoğan ve AKP’nin kadınlar açısından ne anlama geleceğini tahmin etmek zor değil. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Boşuna değil, AKP’nin yaptırdığı araştırma sonucunda bile kadınların büyük çoğunluğunun referandumda “hayır”cı çıkması.
Emekçi kadınlar esnek ve güvencesiz çalışmaya HAYIR diyor!
AKP iktidarı, başta özelleştirmeler ve taşeron çalışma olmak üzere neoliberal politikaları hayata geçirmekte en hızlı iktidar oldu. Bu dönemde özellikle kadınlar için esnek ve güvencesiz çalışma yaygın bir hâl aldı ve yasal güvence altına alındı. Kadın istihdam paketi, ailenin ve dinamik nüfusun korunması programı, kiralık işçilik yasası kadınları daha çok eve hapseden, daha ucuza, yarı zamanlı, esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkûm eden düzenlemeler oldu. Örneğin Türkiye’de 1 milyon kadının çalıştığı tekstil sektörünün güvencesizliğin, kayıt dışılığın, düşük ücretlerin ve ödenmeyen ücretlerin en yaygın olduğu sektörlerden olması tesadüf değil. Tıpkı TÜİK verilerine göre geçtiğimiz Temmuz ayında işten çıkarılan 76 bin işçinin 69 bininin kadın olması gibi. Kadınlar, güvencesiz çalıştırıldığı için kriz anında ilk işten atılanlar oldu. Üstüne üstlük bir de bu durum, “evdeki işler yetmiyor mu?”, “kadınlar için tek kariyer annelik” gibi açıklamalarla meşrulaştırıldı. İşte kadınlar, kendilerine dayatılan bu çalışma koşullarına HAYIR! diyor.
Doların ve enflasyonun artmasıyla, ücretlerin erimesiyle ekonomik kriz önce kadınları vuruyor. Pazarda hayat her geçen gün pahalılaşıyor. İşsizlik ve çocukların geleceği kaygılarına bir de önlerine bir kap yemek koyabilme derdi ekleniyor. AKP ise krizden çıkış için kıdem tazminatının kaldırılmasını, işsizliği, kemer sıkma politikalarını vaat ediyor. Kadınlar açlığa, yoksulluğa HAYIR! diyor.
Ayyuka çıkan kadına yönelik fiziksel ve cinsel şiddete karşı HAYIR!
AKP iktidarı döneminde kadına yönelik şiddet de katbekat arttı. 2002-2009 yılları arasında kadın cinayetlerinin %1400 arttığı bizzat Adalet Bakanlığı tarafından açıklandı. Zaten bu bilançonun ardından bu konudaki resmi araştırma sonuçlarını bir daha açıklamaktan da vazgeçtiler. Kadın örgütlerinin verilerine göre ise 2008’de 80 olan kadın cinayeti sayısı her yıl artarak 2016’da 328’e ulaştı. Tacizin, tecavüzün sayısı ise tutulamıyor bile. Kadına yönelik saldırılardaki bu artış kendi kendine olmadı elbette. AKP’lilerin kahkaha atan kadın iffetsizdir, hamileyken dışarıda gezmesin, anası tecavüze uğruyorsa çocuk değil anası ölsün söylemleriyle, kürtajı resmen yasaklama girişimiyle, fiili kürtaj yasaklarıyla, katillerin, tecavüzcülerin serbest bırakılmasıyla oldu adım adım. Hatırlayalım daha birkaç ay önce AKP, bir tecavüz yasası geçirmeye çalıştı. Cinsel istismar suçunda, mağdur ile fail evlendiğinde tecavüzcü cezalandırılmayacaktı. Ancak ülkenin her yerinde kadınlar ayağa kalkınca konuyu kapatmak zorunda kaldılar. İşte AKP’nin tecavüze bakışı! Kadınlar; artan şiddete, tacize, tecavüze HAYIR! diyor.
Referandumda HAYIR, istibdada karşı mücadele!
Tayyip Erdoğan sadece Türkiye’nin değil Ortadoğu’nun “reis”i olma peşinde ülkeyi adım adım Suriyeleştiriyor, gençleri Ortadoğu’da savaş maceralarına sürüklüyor. Şehir merkezlerinde patlayan bombalar, sınır içi ve sınır ötesi operasyonlar emekçilerin can güvenliğini tehdit ediyor. Evlatlarının, kardeşlerinin, sevdiklerinin hayatından endişe duyan, kendi bedenleri ve yaşamları ile bedelini en ağır şekilde ödeyen kadınlar Erdoğan’ın savaşına HAYIR! diyor.
Kadınlar dünyanın pek çok yerinde kadın düşmanı politikalara, baskıya, şiddete, yoksulluğa, sermayenin ve emperyalizmin savaşlarına karşı ayaktalar. Türkiye’de de kadınlar Erdoğan ve AKP’nin adım adım inşa etmeye çalıştığı istibdad rejimine ve beraberinde gelecek tüm saldırılara karşı referandumda HAYIR diyecek.Sandıktan çıkacak güçlü bir HAYIR, kadınların çeşitli mücadelelerle kazandıkları hak ve özgürlükleri koruma ve genişletme yolunda atılmış bir adım olacak. Ama mücadele orada bitmeyecek.OHAL’in kaldırılması için, sandıktan ne çıkarsa çıksın Erdoğan’ın kurmaya çalıştığı istibdad rejimini bertaraf etmek için mücadeleyi yükseltelim. “HAYIR”ı sermayenin ve erkek egemenliğinin iç içe geçtiği bu düzene karşı büyütelim!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Şubat 2017 tarihli 88. sayısında yayınlanmıştır.