Seyyanen zam emekliden hemen, kamu emekçilerinden zamanla çalmaktır!
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranıyla gerçekleşen enflasyon arasındaki uçurum o kadar açılmıştı ki, AKP hükümeti geçen Temmuz ayında kamu emekçilerine seyyanen 8 bin lira zam yapmak zorunda kaldı. Ancak, kamu emekçilerine yapılan zamdan emekliler faydalanamadı, yani en düşüğü 7.500 lira olan emekli maaşına mahkûm edildiler. Kamu emekçileri bu zammı aldılar ama hem emekliliklerine yansımayacak hem de Ocak ayından itibaren yapılacak zamlarda bu miktar hesaba dâhil edilmeyecek. Bunun anlamı Ocak ayında açıklanacak enflasyonla % 50 civarında olması beklenen zammın bu 8 bin lira seyyanen yapılan zam hariç tutar üzerinden uygulanacak olması. Yani, memurun Ocak ayı maaşının 4 bin lirası şimdiden gasbedilmiş durumda.
Emekliden aylık 8 bin çal, bir defalık verdiğin 5 bin lirayı lütuf gibi sun!
Önce Erdoğan, ardı sıra pek çok AKP’li isim, sanki bu düzenlemeyi yapan kendileri değilmiş gibi emeklilere yapılanın büyük haksızlık olduğunu söylemeye başlayınca herkeste, özellikle emeklilerde bir beklenti oluştu. Enflasyon alıp başını gidince hükümet emekliler için de bir düzenleme yapmak zorunda kaldı. Beklenen düzenleme geldi; dağ fare doğurdu. İstibdad rejimi aylık 8 bin liralık iyileştirmeden faydalanmayan emekliye dalga geçer gibi bir defaya mahsus 5 bin lira verilecek bir düzenleme yaptı. Yani, emekliye 5 bin lirayı alın sonra ne haliniz varsa görün demiş oldu.
Sendikalar göreve!
Söz konusu kamu emekçileri olunca yetkili sendika Memur-Sen. AKP’nin bir kolu gibi çalışan, her sözleşme döneminde çalışanların değil istibdadın ihtiyaçlarına göre tavır alan Memur-Sen’in sicili belli. Bu durumda esas vazife KESK’e düşüyor. KESK ve onu oluşturan sendikalar, her şey olup bittikten sonra basın açıklaması yapmayı bir kenara bırakıp, kapsamlı bir mücadele programını hayat geçirmek için kolları sıvamak zorundadır. Ocak ayında, zaten hükümetin kamu emekçilerine olan borcu anlamına gelen ve enflasyon farkından kaynaklı alacakları zammın kamu emekçilerinin gözünü boyamasına izin vermemek için şimdiden çalışmaya başlamalıdır. Özellikle önümüzdeki yılın ikinci yarısında kamu emekçilerinin halinin ne olacağını şimdiden görüp meydanları doldurmak için hazırlık yapmalıdır.
Hedef sadece zam almak değil, grevli toplu sözleşme hakkı için de mücadele olmalıdır. Bu mücadele elbette sadece KESK’e bağlı sendikalara üye kamu emekçileri ile yürütülemez. Bu yüzden ayrı gayrı demeden, tüm sendikaların üyelerini ve sendikasızları da kapsayacak bir hareketi örmek ve koşulları zorlayarak “işçi memur el ele genel greve” demek başarıya giden yolun anahtarı olacaktır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2023 tarihli 170. sayısında yayınlanmıştır.