Mücadele dersini öğretmenler veriyor!

Ankara’da günlerdir öğretmenler Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu (ÖMK) düzenleyen yasaya karşı nöbette. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın ÖMK’da başta taban maaş haklarının geri verilmesi olmak üzere taleplerinin kanunda yer alması için 26 Mayıs 2024 Pazar günü başlattıkları eğitim nöbetleri devam ediyor. ÖMK yasasının mecliste görüşülmeye başlanmasıyla birlikte Eğitim-Sen ve Eğitim-İş de meclis parkında bir haftayı aşkın süredir eğitim nöbetindeler. Meclisten alelacele geçirilmek istenen kanuna karşı öğretmenler mücadelelerini sürdürüyor. İstibdad rejimi öğretmenlerin mücadelesine çok sert müdahalelerde bulunmaktan kaçınmıyor. Nitekim 9 Temmuz’da Eğitim-İş ve Eğitim-Sen’in yapmak istedikleri yürüyüş güvenlik güçlerinin gazlı, coplu, tekme tokatlı saldırısı ile engellendi. Peki, istibdad rejimi için bu kanun neden önemli?

İstibdad rejimi neden bu kanunu bir an önce yasalaştırmak istiyor?

İktidar, teşviklerle ihya edilen özel okulların tersine devlet okullarına yeterli bütçe vermiyor. Fiziki yetersizliklerle uğraşan okullar, ihtiyaçlar için velilerle karşı karşıya getiriliyor. Hükümet, 158 bin öğretmen açığı olmasına rağmen atamaları yapmayarak sözleşmeli, ücretli öğretmenliği dayatıyor. Bu durum sonucunda nitelikli okul sayısı giderek azalıyor. İstibdad rejimi bilinçli olarak eğitimi adeta bir enkaza çeviriyor. Şimdi iktidar kendi eliyle yarattığı eğitimin enkazı üzerine bilimden arındırılmış siyasal İslamcı müdahaleyi, piyasacı ve özelleştirmeyi içeren müfredatla birleştirerek bir gelecek inşa etmek istiyor. Kindar ve tüccar nesil modeli (Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli) bilindiği üzere bir oldubittiye getirilerek 27 Mayıs’ta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylandı. Modelin işlemesi için artık geriye tek bir şey kaldı: Eğitimde kindar ve tüccar nesli yetiştirecek muallimler. İşte ÖMK ile amaçladıkları şey bu; yeni müfredatla uyumlu öğretmen profilini yaratmak.

ÖMK içeriğinde neler var?

Öğretmen adaylarına ve öğretmenlere yönelik disiplin cezalarının ve bu cezaları gerektiren fiil ve davranışların detaylı olarak düzenlenmesi bir gözdağı, öğretmen ve öğretmen adaylarının iş güvencesine yönelik açık bir tehdittir. Kanun taslağının 34. maddesine göre, mesleki yetersizliği iki müfettiş raporuyla görülen öğretmenlerin akademiye alınması ve akademi eğitimi sonrasında da müfettişlerce başarısız görülmeleri halinde genel idari hizmetler sınıfında uygun yerlere memur olarak atanmaları düzenlenmektedir. Bu madde, öğretmenlerin iş güvencesini iktidarın keyfiliğine bırakacak diğer önemli bir tehdittir. Düzenlemedeki Milli Eğitim Akademisi ise eğitim fakültelerinin işlevini ortadan kaldırıyor ve mülakattan daha sıkı bir eleme aracı olarak düzenleniyor. Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen güvenlik soruşturmasını, arşiv araştırmasını kanuna yerleştiriyor. Artık, iktidarın onay vermediği hiç kimsenin öğretmen olarak atanamayacağını kanuni olarak düzenliyor. Öğretmenlerin ortak mücadelesi ile durdurulan performansa bağlı çalışma, yasada bireysel mesleki gelişim planı olarak karşımıza yeniden çıkıyor. Beş yılda bir bakanlıkça öğretmenler hakkında mesleki gelişim planı hazırlanacağı, öğretmenlerin değerlendirmeye tabi tutulacağı yazıyor. Kanun teklifinde yer alan maddeler öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmediği gibi emekçilerinin özlük haklarını zayıflatmakta, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirmektedir. Ayrıca özel okul ve kurslarda öğretmenlik yapanların başta taban ücret düzenlemesi olmak üzere temel ekonomik ve sosyal haklarına, ücret ve çalışma koşullarına ilişkin bir düzenleme de içermemektedir.

ÖMK’yı derhâl geri çekin!

Eğitimi bir kâr alanına dönüştürüp ticarileştiren, eğitimin bilimselliğini ve niteliğini yok eden, öğretmenlerin iş güvencesine göz diken istibdad rejimine karşı topyekûn mücadele verilmelidir. Herkes için eşit, parasız, bilimsel, nitelikli bir eğitimden çıkarı olanlar yani işçi sınıfı ve emekçi halk bu mücadeleyi sahiplenmeli ve destek olmalıdır.