Fabrikalardan Haberler - Mayıs 2023

tersane

Taşeron sömürü düzeni - Yalova’dan bir tersane işçisi

 Merhabalar ben Altınova tersanesinde çalışmaktayım. İşçiyi daha fazla sömürebilmek için hükümet dilinde yüklenici firma, bizim dilimizde ise taşeron firmalar, sermayedarlar ile işçi arasında hem kalkandır hem de emeksiz yemek yiyen asalaklardır. Bugün Migros, A101, tersaneler, birçok devlet kurumunda taşeron firmalar var. Bir de tersanelerde iş güvenlikçi diye gezenlere değinmek istiyorum. Bunlar aslında işçiyi takip etmek için patrona istihbaratçılık yapanlardır. Bizim gözümüzde iş güvenlikçi değil patronun uşağıdır. Bu firmalar hep daha fazla kazanırken işçiye daha az maaş, daha az hak, daha sağlıksız çalışma koşulları vermektedir. Sabah iş başı yapıp öğlen yemek molası haricinde mola verilmeyen bir sektör olan tersaneler, milyonlarca dolar değerinde gemileri satarken işçiye TL bazında asgari ücret vermektedir. Bunu da en rahat yapma şekli taşeron firma kullanmaktır.

Akşama kadar emeğinin hakkını almak için canla başla çalışan emekçi kardeşim, ay sonu geldiğinde milyon dolarlar kazanan tersane patronundan veya onun kuklasından asgari ücret alıp evine gitmektedir. Burada sorulacak soru şudur. Neden siz Dolar ile Euro ile kazanırken bize TL bazında ödeme yapıyorsunuz? Neden siz emek vermeden saltanat sürerken biz emeğimiz ile canımızı hiçe sayma pahasına çalışarak aç kalıyoruz? Neden size devlet tarafından hibeler teşvikler verilirken bize 1 TL bile verilmiyor? Cevapları ise çok basit, emperyalizmin uşaklığını yapan iktidarlar, işçiyi hep daha fazla sömürmenin planlarını yapıp kanunlaştırmaktalar. Esnek çalışma sistemi, taşeron firmalar ve her fırsatta engellenen sendikalaşma hakkımız ortada. Hiçbir hak savaşmadan kazanılmadı, tarihi bilen herkes bunu görür ve ben de diyorum ki herkes yerini bilsin. Herkes sınıfını bilsin. Ben sömüren değil sömürülenim. Burjuvaya karşı proleterim. BİZDEN ÇALDIKLARINIZI ALMAYA GELİYORUZ.

 

kafe

İşçilerin gücü birleşince, çözüm kendi ellerinde! - Gebze'den bir kafe işçisi 

Sevgili Dostlar,

Öncelikle hepinize merhaba demek istiyorum. Ben Gebze'de çalışan bir kafe işçisiyim. Günümüzde seçimler ve siyasi tartışmalar önemli bir gündem kaplıyor. Ancak, bu tartışmaların arkasında yaşanan şiddetli sömürü ve hak gaspları her geçen gün artmaya devam ediyor. Açlık sınırına dahi tekabül etmeyen asgari ücretin her geçen ay eriyişine tanık oluyoruz. Ocak ayında 8 bin 500 TL olan açlık sınırı bugün 10 bin TL seviyelerine çıkarken, yoksulluk sınırı 33 bin TL seviyelerinde. Asgari ücretten bir miktar yukarı ücret alan işçiler ise enflasyon değeri baz alınarak zam alıyorlar. Bu durum işçilerin aldığı zammın enflasyon karşısında neredeyse hiçbir değer taşımadığını gösteriyor.

Ülkemizde uzun süredir yaşanan ekonomik krizler ve enflasyon oranları biz işçilerin hayatını zorlaştırmaya devam ediyor. Artan fiyatlar, yüksek vergiler ve düşük ücretler bizi borç batağına sürüklüyor. Birçoğumuz maaşını bile borçlarını ödemek için kullanmak zorunda kalıyor. İktidarın keseyi açıp tamamen seçim politikası yürüttüğü bu dönemde bile resmiyetten uzaklaşıp yalan enflasyon değerleri ile (Enflasyon Araştırma Grubu 2022 yılı enflasyonunu yüzde 135 olarak açıklarken TÜİK’in resmî enflasyonu yüzde 64,3 oldu.) algı operasyonu yapmaya devam ediyor.

Bu veriler, işçilerin yaşadığı zorlukların sadece bir kısmını yansıtmakta. Bizlerle sürekli savaş halinde olan sermaye sahipleri, iktidar kim olursa olsun bütün bunlara hiçbir zaman son vermeyecek. İşte bu yüzden bugün bütün bu veriler altında esas önemli olan işçinin kendi ekonomisi ve kendi çözümüdür. Kendi planı ve kendi örgütlülüğüdür. Bu sebeple yalan enflasyon değerlerini reddetmeli, fiyatların sendikalar, tüketici örgütleri ve bilim insanlarından oluşan gruplarca denetlenmesini ve ücretlerin gerçek enflasyon oranında her ay arttırılmasını talep etmeliyiz.

Yaşadığımız zorlu ekonomik şartlar karşısında işçiler olarak birlik olup hareket etmek zorundayız. Sermaye sahipleri ve iktidarlar her zaman kendi çıkarları doğrultusunda hareket edeceklerdir. Ancak, bizler kendi çözümlerimizi üretip örgütlü bir şekilde hareket ederek kendi çözümümüzü, kendi iktidarımızı getireceğiz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz! Yaşasın işçi sınıfının birliği!

 

 

Bu yazılar Gerçek gazetesinin Nisan 2023 tarihli 163. sayısında yayınlanmıştır.