Emekçinin Sözü: Taşeron, işçi kadrosunu mücadeleyle alacak!
17 yıldır Şişli Belediyesi’nde birçok birimde sözleşmeli ve taşeron işçi olarak çalıştım. Bu sürede ne Mustafa Sarıgül ne Hayri İnönü döneminde hak ettiğimiz zam ve hakları alabildik ne de asıl işi yapmamıza rağmen taşerondan kadroya geçebildik. Şimdi belediyeye bağlı Kent Yol şirketinde taşeron olarak çalışmaya devam ediyorum. Bir buçuk yıl önce asıl işi yaptığımız için taşeron olarak değil de kadrolu olarak çalışmak için girişimlerde bulunduk ve bir sonuca ulaşamayınca dava açtık, dava hâlâ sürüyor. Elimizdeki güç olan toplu iş sözleşmesi dönemine dört ay kaldı. İşveren olarak karşımızda yer alan CHP’li Şişli Belediyesi’nin nasıl bir hazırlık yaptığını anlıyoruz. Temizlik hizmeti vasfını bin türlü sahtekârlıkla nakliye hizmeti olarak gösterip ihaleyi açtılar. Bu şekilde hem kadro vermeyecek hem de işçileri bölüp toplu iş sözleşmesi hakkımızı gasp edecek, bunun yanında kendi yandaş şirketlerine de bizi peşkeş çekecekler.
İşçileri kadrolu-taşeron diye böldüler. Kendi yanlarına aldıkları işçilere rahat işler ve yüksek paralar verdiler. Yanımıza gelmek isteyenleri de tehdit edip işçileri yine böldüler, iş kollarını ayırdılar işçileri tekrar böldüler. Örgütlü gücümüzden korktular. Yıllarca sendikalı olarak örgütlü mücadelemi sürdürdüm. Sendika işyeri temsilciliği yaptım. Şimdi sendikaya greve gidelim diyoruz, yok bugün yok yarın yok şu görüşme olacak yok şunu bekleyelim diye bir sürü bahanelerle bizi oyaladılar. Buna rağmen greve çıktık iki gün. İstanbul’un en kalabalık meydanları, sokakları biz çalışmazsak nasıl olur gördüler, biz de gücümüzü gördük. Çadır kurduk, 24 saat nöbet tuttuk bir hafta on gün belediye önünde, pes etmeyeceğimizi gösterdik. Servisleri kaldırmadık. CHP’nin adalet yürüyüşüne karşı biz de adalet yürüyüşüne başlayacaktık, 'Hak, Hukuk, Adalet, işçilerle gelecek' diyerek. Fakat sendika bir sürü bahanelerle bize engel oldu, oyaladı ve bekliyoruz şu an. Biz ihalenin komple iptalini, hatta hakkımız olan kadroyu istiyoruz. Mücadelemiz devam ediyor, eğer istediğimiz olmazsa greve çıkar, çadır kurar, servisleri kaldırmaz, yürüyüşe çıkarız bundan geri adım atmayacağız. Kararlıyız.
Bu süreçte çok şey de öğrendik. Belediyenin, işçilerin yanına kamera kurup işçileri fişlediğini gördük. Aslında sosyal demokrat diye geçinip halkı kandıran CHP’nin AKP’den çok da farklı olmadığını gördük. Sendika tek başına yetmiyormuş onu gördük, sendikanın işçi denetiminde olması gerektiğini ve sendikada işçinin etkinliğinin önemini gördük. Kazanılmış haklarımızın gasp edilmesine, iş güvencemizin elimizden alınmasına ve geleceğimizle oynanan oyunlara izin vermeyeceğiz. Şişli’de taşeron sorununu çözdükten sonra tüm Türkiye’de taşeron belasından kurtulmak için çalışma yürüteceğiz.
Patronlar bize kadro vermeyecek, bizler mücadeleyle alacağız. Taşeronu yenmenin yolu doğru yerde, DİSK’te örgütlü olmaktan ve sendikada işçi yönetimini ve denetimini kurup mücadele etmekten geçiyor. Bu ülkede adaletin nasıl sağlanacağını, hakkın ve hukukun nasıl yerini bulacağını bizler gösteriyoruz. Bu süreçte yanımızda olan Şişli halkına ve işçi dostlarına teşekkür ediyorum.
İstanbul Şişli Kent Yol A.Ş.’den bir işçi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2017 tarihli 95. sayısında yayınlanmıştır.