Zenginin gönlü olasıya, fakirin canı çıkarmış

Son günlerde Avrupa ülkeleriyle yaşananlar malumunuzdur. Yıllardır Avrupa Birliği’nin kapısına dizilenler, şimdi Avrupa Birliği’nin güya karşısına dizilmiş. Avrupa Birliği’nden para koparmak için Suriyeli kardeşlerimizi Türkiye’de kamplarda hapsedip insan pazarlığı yapacak kadar hesapçı davrananlar, ballandırarak büyüttükleri krizlerden oy çıkarmaya çalışıyorlar.

Bu ikiyüzlülük furyası içerisinde önüne gelen astığı astık, kestiği kestik tutumla atıp tutuyor. Nerede bir kriz fırsatı görseler hemen üzerine atlayıp şova çevirmeye çalışıyorlar. Sonuçlarının kimi nasıl etkileyeceğiyle ilgilenmeksizin, gerdikçe geriyorlar durumu. Dertleri emperyalizm karşıtlığı ya da insanların çıkarları olduğu sanılmasın. Türkiye halkı aşağılanmış, Avrupalı Türkiyeliler mağdur olmuş umurlarında değil. Tek dertleri daha çok “one minute” şovları sahnelemektir.

Tayyip Erdoğan çıkmış televizyonlara itiraf ediyor: “Siz bana diktatör dedikçe, ben size ağzıma geleni söyleyeceğim” diyor Avrupa’ya. İşte bu bir itiraftır. Avrupa’da yaşayan Avrupalı Türkiye vatandaşlarının denklemde yeri bile yok! Asıl mevzu kendi imajları, çıkarları, oyları!

Tam da duruma uygun güzel bir atasözümüz var: “Zenginin gönlü olasıya, fakirin canı çıkarmış”. Referandumda gönüllerine göre bir sonuç çıkması için, bizim canımızı çıkartmaktan bile geri durmazlar. Ne gerekiyorsa yapıyorlar, yapacaklar.

Bedelini kendileri ödemediğinde asıp kesmek, atıp tutmak ne de kolay! İş böyle olunca oy için yapabileceklerinin sınırı yok. Ne de olsa bedeli ödeyen kendileri değil! Onlar kendi hesapları peşinde koşarken bu durumdan en çok zarar gören Avrupalı Türkiye vatandaşları oluyor.

Avrupalı Türkiye vatandaşlarını o ağızlarından düşürmedikleri faşizmden böyle mi koruyacaklar? Korumak bir yana, işlerine geldiği için yangına körükle gittiler. Oy toplamak için yaptıkları şovlar vatandaşlarımızı göçmen düşmanlarının önüne attı. Şu an Avrupalı Türkiye vatandaşları daha mı güvende? Avrupa’da yaşayıp ekmeğini orada kazanan vatandaşlarımız için bu gelişmeler zarardan başka bir şey değil. Gurbet zaten zordur, referandum uğruna artık daha da zor.

Kendilerinin tuzu kuru, düşünmezler gurbette işçi emekçi olanı, anlamazlar halden. Avrupa’ya karşı yapılan referandum şovları oralarda yaşayan vatandaşlarımızı en fazla ekonomik açıdan vuracaktır. Referandum şovlarından sebep gurbetteki vatandaşlarımız işlerinden olacak ya da zorluklar çekecektir. İleri aşamalarda toplum içinde hor görülmek bir yana, resmi kanallarda bile mağdur olmaya başlayabilirler. Yani onların gönlü olana kadar, gurbetteki işçinin emekçinin canını çıkartacaklar!

Bizi Avrupa emperyalizmi önünde küçük düşürenler, kendi küçük oy hesaplarını bitirmelidir artık. Avrupalı Türkiye vatandaşlarının hayatlarıyla ve ekmekleriyle oynamayı bırakın. Referandum şovları uğruna vatandaşlarımızla birlikte diğer tüm göçmenleri hedef tahtası yapmaktan vazgeçin.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2017 tarihli 90. sayısında yayınlanmıştır.