Seçimlerin güvenliği mi, AKP-MHP ittifakının oylarının güvenliği mi?

AKP-MHP koalisyonu seçimlere yönelik düzenlemeleri içeren 26 maddelik yasa taslağını sonunda meclise getirdi. Yapılan düzenlemeler Türkiye’de eşit koşullarda gerçekleşecek ve halkın iradesini yansıtabilecek bir seçim olasılığını giderek daha fazla yok edildiğini gösteriyor.

Oyun gizliliğini sağlamak mı? Hayalet seçmenleri gizlemek mi?

Paketin ilk maddesi adeta “dakika bir gol bir” dedirtiyor. Bu madde ile gerektiğinde aynı binada oturan seçmenlerin hane bütünlüklerinin korunması ve aynı seçim bölgesinde kalmaları şartıyla farklı sandık bölgelerine kaydedilebilmelerine imkân tanındığı söylenmekte. Güya gizli oy ilkesini sağlamak içinmiş. Amaç sahte seçmenleri gizlemek olmasın sakın! Bundan önceki seçimlerde, hayali seçmen kaydı yapıldığı ortaya çıkmıştı. Vatandaş kendi apartmanında hatta bizzat kendi evinde ikamet ediyor gösterilen bu kişileri kolayca fark edebiliyor, şikayette bulunuyordu. Şimdi sizin evinize 10 kişiyi kaydetseler, karşı mahallenin sandığında oy kullandırtsalar ruhunuz duymayacak.

Mühürsüz oylara vize şaibeye davetiyedir

16 Nisan seçimlerinde YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayması şaibe yaratmıştı. En büyük eleştirilerden biri de YSK’nın yetkisini aşarak açık yasaya rağmen mühürsüz oyları geçerli saymasıydı. Şimdi YSK’ya yapılan eleştiri ve suçlamaların haklı olduğunu kendileri kabul etmiş oluyorlar. Mühürsüz oyların geçerli sayılması için yasal düzenleme yapıyorlar. Bu aynı zamanda yeni şaibelere de kapı açmak demek.

İttifakın doğudaki güvenli sığınağı: Ağalar ve aşiretler

Yaptıkları düzenleme ile YSK sandıkların seçim güvenliğinin sağlanabileceği en yakın seçim bölgelerine taşınmasına karar verebilecek. Yani özellikle Türkiye’nin doğusunda sandıklar “güvenli” bölgelere taşınacak. Böylelikle sandıkların aşiretlerin ağırlıklı olduğu bölgelere toplanması ve AKP’nin doğuda yaşanacak oy kaybının en aza indirgemesi sağlanacak.

İttifaka oy yoksa asker ve polis var!

Sadece bu değil, mevcut duruma göre, kolluk güçleri sandık çevresine sadece sandık kurulu başkanı veya üyelerden birinin çağrısı üzerine gelebilmektedir. Düzenlemeyle, seçmenlerin ihbarı üzerine de kolluk güçlerinin sandık çevresine gelebilmeleri sağlanacak. Yani tüm baskı ve manipülasyonlara rağmen ittifakın oyları tehlikeye girerse asker ve polis devreye girip müdahale edebilecek sonrasında da gerekçe olarak vatandaş ihbarını gösterebilecek.

Müşahitler de seyyar olabilecek mi?

Hastalığı veya engeli nedeniyle yatağa bağımlı olan seçmenlerin oy kullanabilmesi amacıyla, seyyar sandık kurulu oluşturulacak. Ama bu seyyar sandık kurullarının, evlere götürdükleri bu hizmet esnasında gizli oylamanın koşullarını nasıl sağlayacağına, müşahitlerin evlere nasıl gideceğine vb. konulara dair bir düzenleme yok.

Siz ittifaka oy verin biz geçerli saymanın bir yolunu buluruz

Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde oy pusulalarının aynı zarfa konulmasını, aynı sandığa atılmasını, mühürsüz zarfların geçerli sayılmasını, ittifaka oy verdiğiniz zaman mührü doğru basmadığınızda, birden fazla partiye oy verdiğinizde veya ittifakta hangi partiye oy verdiğiniz belli olmadığında dahi oylarınızın geçerli olmasını yasal hale getiriyor. Mesela mührünüz ittifakın 2 partisinin amblemlerini arasına geldiyse oyunuz geçerli ancak ittifak yapmayan 2 partinin arasına geldiyse oyunuz geçersiz. Yani “siz bize verdiğinizi belli edin biz onu geçerli kılmanın yolunun buluruz” diyorlar.

MHP’yi barajdan aşıralım, rakipleri barajda boğalım

Sandık sonuç tutanağında ittifakların her birinin aldığı ortak oyların sayısı ayrı ayrı gösterilecek. İttifaka verildiğine kanaat getirilen ama hangi partiye verildiği belli olmayan oylar ittifaka katılan partilerin aldıkları oy oranına göre paylaştırılıp, her bir partinin kendi hanesine eklenecek. İttifakın yüzde 10’luk barajı geçmesi ittifaka katılan her bir partinin barajı geçmesi anlamına gelecek. Bu sayede MHP’nin barajı geçmesi sağlanırken ittifak yapmayan partilerin de 12 Eylül mirası olan yüzde 10 barajında boğulması hedeflenmektedir.

Atı alıp Üsküdar’a geçenler minareye kılıf hazırlıyor

Bu düzenlemelerin hepsi eli sopalı da olsa var olan parlamentarizmin yerine parlamentoyu tamamen tasfiye eden, işçi sınıfına ve yoksul halk kitlelerine sadece sopayı reva gören bir sistemin inşası içindir. Bu amaç uğruna her yolu mubah görüyorlar. 16 Nisan’ın sonuçları hala halk ve tarih nezdinde meşruiyet kazanmamışken, o referandumda şaibeye neden olan usulsüzlüklerin teker teker usul haline getirildiği görülüyor. Yani son referandumda “atı alıp Üsküdar’a geçtik” diyenler şimdi minarenin kılıfını önceden hazırlamanın peşindeler.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2018 tarihli 102. sayısında yayınlanmıştır.