Hülle düştü, hükümetin keli göründü!

Tayyip Erdoğan’ın, seçildiği makamın sahip olmadığı yetkileri kullanmasıyla başlayan gasp dalgası her gün yeni örneklerle vahimleşiyor. Şimdi de Tuğrul Türkeş’in 1 Kasım seçimleri için AKP’den milletvekili adayı olmasıyla hükümet tartışmasız biçimde anayasanın dışına düşmüş oldu.

Bilindiği gibi, cumhurbaşkanı Anayasa’nın 116. maddesine göre erken seçim için parlamentoyu feshederse, hükümetin görevi sona erer, yerine 114. maddeye göre bütün partilerin gruplarındaki milletvekili sayısına orantılı olarak bakan verdiği bir seçim hükümeti kurulur. Bazı partiler bu hükümete katılmazsa onların kontenjanı olan bakanlıklara bağımsızlar atanır. CHP ve MHP bu hükümete katılmamayı seçti. Başbakan rolündeki Ahmet Davutoğlu, MHP’den Tuğrul Türkeş’in oportünizminden yararlanarak hükümete bir MHP’li katmayı başardı. İki de HDP’li milletvekili bakanlık teklifini kabul etti.

Demek ki, bu üçlü artı AKP’li bakanların dışındaki bütün bakanların, anayasanın açık hükmüne göre bağımsız olması gerekiyordu. Erdoğan-Davutoğlu ikilisi bağımsız kişilerin atanması gereken bütün bakanlıklara AKP’lileri ya da AKP taraftarlarını atadı. Hatta bunlardan 8’i o kadar AKP’li idi ki AKP’nin resmen üyesi idiler. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, fazladan üç dönem boyunca AKP hükümetlerinde bakanlık yapmıştı. Bu durum anayasanın 114. maddesinin ruhuna bütünüyle aykırı idi.  Ama söz konusu kişiler hükümet kurulmadan bir gece önce AKP’den istifa ettirilmişti! Hülle! AKP, hukuk sistemini delik deşik etmeyi alışkanlık haline getirmiş olduğu için, bu durum da “ben yaptım oldu” hesabına getirilmişti.

Ne var ki, bakan yapılacak kişilerin istifa ettirilmesi bile bağımsız kontenjanına ait bir bakanlık koltuğunda bir AKP’linin oturtulamayacağını kabul etmek anlamına gelir. Tuğrul Türkeş, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bakanlık koltuğuna bir MHP’li olarak, ama partisinin rızası hilafına oturmuştu. Partisi, atama gerçekleştirildikten hemen sonra Türkeş’i partiden ihraç etti. Türkeş artık MHP’li değildi. Ama bakanlığının devam etmemesi için hukuki bir neden yoktu, çünkü onun yerine biri atansaydı zaten bağımsız olması gerekiyordu. Türkeş de artık bağımsızdı.

Şimdi Türkeş resmen AKP’nin milletvekili adayı olmuştur. Artık oturduğu koltukta işgalcidir. Çünkü Anayasa'nın 114. maddesi, grubu olan her partiye milletvekili sayısına orantılı olarak bakanlık veriyor. AKP istisna değildir! AKP şimdi anayasanın kendisine verdiği milletvekili sayısından fazla koltuk işgal ediyor. Türkeş’le birlikte AKP de işgalcidir.

Başka türlü anlatalım. AKP’nin 258 milletvekili var. Bu toplam milletvekili sayısına bölündüğünde AKP’nin meclisteki sandalye yüzdesini gösteren 0,469 çıkar. Toplam bakan sayısı 26’dır. Bunun içinden AKP’nin hak ettiği sayı bu rakamın 0,469 ile çarpılmasıyla bulunur. AKP'nin hak ettiği bakanlık sayısı 12’dir. Nitekim Ağustos sonunda kurulan hükümette resmen AKP’li olan tam 12 bakan vardır. Ama şimdi Tuğrul Türkeş AKP’li olmuştur. Dolayısıyla AKP’nin şu anda 13 bakanı vardır. Artık hülle de yoktur. Uygulama, Anayasa’nın sadece ruhuna değil, açıkça lafzına da aykırıdır. Açık gasp vardır!

Ya Türkeş derhal istifa eder, ya da hükümet anayasa dışına düşmüş, hukuki meşruiyetini en biçimsel anlamda bile yitirmiş olacaktır.