Başyazı: Umutsuzluğa yer yok!

Türkiye’de hummalı bir hazırlık var. Hazırlık zor günler için, kriz ve savaş günleri için… İşçi ve emekçi çoğunluğun da kendi hazırlığını yapması gerekiyor. Zaman geçiyor. Görev giderek daha da acil bir hâl alıyor.

Türkiye’de hummalı bir hazırlık var. Hazırlık zor günler için, kriz ve savaş günleri için…

Ne var ki bu zor günler için yapılan hazırlıkları hakim sınıflar yapıyor. Bunu yaparken de sanki tüm halk adına hazırlık yapıyormuş izlenimi veriyorlar. Oysa gerçek tam tersi. Bir avuç sömürücü azınlığın çıkarları için belediye başkanlarından gazetecilere, akademisyenlerden öğrencilere kadar herkes sesini yükselttiği için hapse atılıyor, kıdem tazminatının kaldırılması bunun için gündeme getiriliyor, sendikalar bunun için hükümetin güdümüne sokuluyor, ameliyatından sonra kimseyle görüşmeyen Erdoğan bunun için ABD başkan yardımcısı Joseph Biden’la hasta hasta görüşüyor, “ya paranı, ya canını” yasası bunun için çıkartılıyor, ordu bunun için profesyonelleştiriliyor.

İşçi ve emekçi çoğunluğun da kendi hazırlığını yapması gerekiyor. Zaman geçiyor. Görev giderek daha da acil bir hâl alıyor.

Umutsuzluğa yer yok! Bugün hazırlığı yapar, safları sıklaştırırsak korkacak biz olmayız. Rüzgârın işçiden emekçiden yana döneceğine dair emareler çoğalıyor. Arap devrimi tüm Akdeniz Havzası’nı sarmış, mücadelenin ateşi okyanusları aşmışken umutsuzluk olamaz!

İş ki burjuvazinin peşine takılmayalım. İş ki dostu düşmanı iyi ayıralım. Bize sunulan düzen partilerinden herhangi birine mahkum olmadığımızı anlayalım. Egemen sınıfa karşı bir üçüncü cepheyi, emekçilerin ve ezilenlerin bağımsız cephesini inşa edelim. İşçi sınıfının devrimci partisinin kılavuzluğunda mücadeleyi yükseltelim.

* Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2011 tarihli 26. sayısının başyazısı olarak yayınlamıştır.