Kıbrıs savaşının 50. yıldönümünde hikâyeler ve gerçekler: Emperyalistler, sömürgeciler, kara paracılar, kontrgerilla, mafya ve çeteler adadan dışarı! Kıbrıs Kıbrıslılarındır!

Kıbrıs savaşının 50. yıldönümünde hikâyeler ve gerçekler: Emperyalistler, sömürgeciler, kara paracılar, kontrgerilla, mafya ve çeteler adadan dışarı! Kıbrıs Kıbrıslılarındır!

20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir çıkartma hareketi ile Kıbrıs’ın kuzeyini işgal etmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 20 Temmuz’da başlayan işgalle ada Kuzey ve Güney olarak ikiye bölünmeye başladı ve 12 Ağustos’ta bir başka askeri operasyonla bu bölünme ve işgal konsolide edildi. 50 yıldır bu harekatla ilgili anlatılan hikayelerin karşısında Kıbrıs’ın Türkiye’nin ve Yunanistan’ın enternasyonalistleriyle birlikte Devrimci İşçi Partisi gerçeklerde ısrar ediyor; Kıbrıs’ta işgale son verilmesini, adayı emperyalizmin batmaz uçak gemisi yapan İngiliz üslerinin kapatılmasını, bağımsız, birleşik, sosyalist bir Kıbrıs’ı savunuyor.

20 Temmuz Kıbrıs savaşının 50. yıldönümü. Bu yıldönümü vesilesiyle “Barış harekâtı” olarak adlandırılan askeri müdahalenin haklılığına, yedi düvele karşı yapıldığına dair hikâyeler anlatılacak. Bu harekâtın, adadaki Türklerin güvenliğini sağlamak için zorunlu olduğu ve Türk ordusu olmasa Kıbrıs’ta Türk ve Müslümanların asla güvende olamayacağı söylenecek. Eğer ada Kuzey ve Güney olarak bölünmeseydi (Taksim) Rumların Kıbrıs’ı Yunanistan’la birleştireceği (Enosis) bu nedenle başka bir seçeneğin olmadığı iddia edilecek. Dönemin başbakanı ve başbakan yardımcısı olarak hükümet ortağı olan Ecevit ve Erbakan’a övgüler düzülecek. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurucusu ve sonradan kurulacak olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olacak olan Rauf Denktaş bir millî kahraman olarak yâd edilecek.

Peki, 50. yıldönümünde neler söylenmeyecek?

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1960’tan önce İngiliz emperyalizminin sömürgesi olduğu, 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla adanın resmî bağımsızlığını kazandığı…

Kıbrıs’ta İngiliz aleyhtarı ve bağımsızlıkçı hareketlerin 1950’li yıllardan itibaren yükselmesi karşısında Türkiye’de Rum karşıtı bir “Kıbrıs davası” duyarlılığı yaratmak için İstanbul’daki Rum azınlığa karşı 6-7 Eylül saldırılarının doğrudan NATO eliyle kurulan gizli kontrgerilla teşkilatı tarafından tertiplendiği…

1961 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, anti-emperyalist akımların etkisiyle kurulan Bağlantısızlar Hareketi’ne katıldığı ve buna İngiltere ve Türkiye hükümetleri ve onların Kıbrıs’taki siyasi uzantılarının karşı çıktığını… Rauf Denktaş’ın siyasi kariyerine İngiliz sömürge savcısı olarak başladığı ve Kıbrıs’ta İngiliz sömürgeciliği aleyhindeki siyasetlere karşı İngiliz emperyalizminin en güvendiği isimlerden biri olduğu…

1974’te adada Enosis taraftarı cuntanın iktidarı ele geçirmesinin ardından Türkiye Kıbrıs’a askerî harekât yapma kararı alırken, çıkartma yapılmadan önce Ecevit’in İngilizlere ortak askerî operasyon yapma teklifinde bulunduğu. ABD’nin çıkartmaya taraftar olmadığı ama karşı da çıkmadığı. Bu savaşı iki NATO üyesi Türkiye ile Yunanistan’ı çatışma içine sokmayacak şekilde kontrol etme stratejisi izlediği. Ecevit’in harekâtın başarıya ulaşmasının ardından ABD’li yetkililerden birinin kendisini “sizi kutlarım” diyerek tebrik ettiği…

Bu süreçte NATO’dan ayrılan Yunanistan’ın ABD’nin “bizim çocuklar” dediği 12 Eylül askeri cuntası ve Kenan Evren tarafından NATO’ya tekrar alınmasının desteklendiği… Kıbrıs’ın bölünmesini kalıcılaştıran Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kenan Evren’in Amerikancı cuntası tarafından emperyalizmin icazetiyle ilan edilmiş olduğu…

Kıbrıs'ta halen Ağrotur ve Dikelya adında iki İngiliz askeri üssü olduğu... Bu üslerin varlığının ve adadaki meşruiyetinin hiçbir aşamada Türkiye hükümetleri tarafından tartışma konusu edilmediği... Bu üslerin, Birinci Körfez Savaşı ve Irak işgalinde, Yugoslavya’nın NATO tarafından bombardıman edilmesinde, Afganistan savaşında, yakın dönemde ise Libya’ya, Suriye’ye karşı yürütülen emperyalist harekâtlarda bölgeye kan kusturduğu… Nihayet İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımda bilfiil askerî ve lojistik destek üssü olarak görev yaptığı…

Kıbrıs’ta Türk Kıbrıslıların söylendiği gibi güvende olmadığı… Adanın kuzeyinin adeta Türk mafyasının cirit attığı bir kara para cennetine dönüştürüldüğü… Kutlu Adalı cinayetinin arkasındaki devlet görevlilerinin ve kontrgerilla elemanlarının yakın zamanda bu yasadışı örgütlenmelerin parçası olan Sedat Peker tarafından ifşa edildiği… Son olarak Halil Falyalı cinayetinin de yine TSK’ya bağlı Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın dibinde gerçekleştiği… Kıbrıslı yerli Türklerin, adanın her türlü suç organizasyonu tarafından istila edilmesinden dolayı büyük bir güvenlik endişesi içinde olduğu…

Türk Kıbrıslıların Türkiye’nin ekonomik yardımlarını Türkiye’deki ekonomik krizin adaya taşınması olarak yaşadığını… Türkiye hükümetinin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı ekonomik yardımların karşılığında adeta İMF gibi dayatmalarda bulunduğunu… Bunun Kuzey Kıbrıs’taki sendikalar tarafından sürekli eleştirildiği…  

Kıbrıs’ta Enosis ve Taksim dışında bağımsız ve birleşik bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de bir seçenek olduğunu… Ancak “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” diyecek Türk ve Rum Kıbrıslıların eşitliğini ve kardeşliğini sağlayacak, bağımsız ve birleşik bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adadaki yabancı askeri güçlerin meşruiyetini sorgulatacağını, en başta da İngiliz üslerini tartışma konusu haline getireceğini… Dolayısıyla Kıbrıs’ın Kıbrıslılara bırakılmasının sadece Türk ve Yunan hâkim sınıflarının değil en başta adayı batmaz bir uçak gemisi olarak kullanan İngiliz ve Amerikan emperyalizminin de işine gelmeyeceği…

Kıbrıs Kıbrıslılarındır! Tek çözüm Bağımsız Birleşik Sosyalist Kıbrıs!

Bunların hiçbirini yani gerçeği anlatmayacaklar. Türk ve Yunan işçi sınıfının, bölgenin tüm ezilen halklarının yararına olan tek şey ise gerçeklerdir. Devrimci İşçi Partisi ve Gerçek gazetesi bıkmadan usanmadan bu gerçekleri anlatacak ve ısrarla “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” diyecektir! Ne adanın kuzeyinin Türkiye tarafından ilhakının ne de Avrupa Birliği’nin çözüm olduğunu, Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği eliyle Kuzey Kıbrıs’ın KKTC vasıtasıyla emekçi halkın hiçbir sorununa çözüm getirmediği gibi adayı parça parça kara para cennetine dönüştürmesinin bunun kanıtı olduğunu anlatmayı sürdürecektir. Devrimci İşçi Partisi öncelikle Türkiye hâkim sınıflarının ada üzerindeki sömürgeci çıkarları ve eylemleri başta olmak üzere adadaki yabancı boyunduruğunun her türlü biçimine karşı çıkmaya, İngiliz üslerini adadan kovmak ve Kıbrıs’ı emperyalizmin batmaz bir uçak gemisi olmaktan çıkartıp, halkların kardeşliğinin adası yapmanın tek yolu olan Bağımsız Birleşik Sosyalist Kıbrıs için mücadele etmeye devam edecektir! Ada genelinde işçi sınıfının birliği, emperyalist güçlerin politikalarına karşı en güçlü cevaptır. Bu yolda Türk ve Rum Kıbrıslı, Yunan ve Türk işçi ve emekçilerinin enternasyonal dayanışması en büyük gücümüz olacaktır!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2024 tarihli 178. sayısında yayınlanmıştır.