İzmir'de Biz yüzde 99'uz Platformu'ndan Kıdem Tazminatı paneli

Biz yüzde 99'uz Platformu, 29 aralık Pazar günü İzmir'de "Kıdem Tazminatı Kalsın, Hepsi Gitsin" konulu bir panel gerçekleştirdi. Aralık ayının başında planlanan panelin konusu "Kıdem Tazminatı, Genel Grev Sebebidir!" olarak duyurulmuş, 17 Aralık operasyonuyla ortaya saçılan yolsuzluklarla birlikte hükümet krizi ile başlayan sonrasında sistem krizine dönüşen olaylar ışığında tekrar değerlendirilmiş ve panelin konusuna son yaşanan süreçte eklenmişti.

Cafe Ses ve Nefes'te yapılan panele, panelist olarak Atlen Yıldırım katıldı. Panelin başlangıcında kısa bir açılış konuşması yapan yoldaşımızdan sonra söz alan Atlen Yıldırım, konuşmasına kapitalist sistemin genel hatlarıyla tanımlamakla başladı. Kapitalist sistemin krizlerden kaçamadığını, kısa süreli ve uzun süreli olmak üzere iki kriz dalgasına sahip olduğunu, 2008 yılında başlayan krizin tıpkı 1800'lerin sonunda ve 1929'da yaşanan krizler gibi büyük depresyonla olarak anılması gerektiğini, bu son krizin öncekilerden de daha derin ve etkili yaşandığını, yaşanacağını belirtti. Bu krizin, Amerika başta olmak üzere dünyanın bütününe yayıldığına dikkat çeken Yıldırım, özellikle Akdeniz havzasında toplumsal çalkantılara sebep olduğuna vurgu yaptı. Tunus'ta başlayan, hızla Mısır'ı etkisine alan Arap devrimlerinin kısa sürede bu topraklarda da yansımasını bulduğunu belirten konuşmacı, Avrupa kıtasındaki toplumsal gerilimlere de dikkat çekti. Tüm bu atmosfer içinde Türkiye'deki iktidarı sarsan halk isyanının iktidar içi bloklaşmalar arasındaki çatlakları büyüttüğünü söyleyen Yıldırım, son sürecin bu gelişmeler ışığında değerlendirilmesi gerektiğini, burjuvazinin uzun yıllar boyunca Batıcı ve İslamcı olmak üzere iki kampa ayrıldığını, son gelinen noktada islamcı kampın çatırdadığını, bir nevi iç savaşın iç savaşına dönüştüğünü belirtti.  
 
Son dönemde ortaya saçılan yolsuzlukların hiç de şaşırtıcı olmadığını, kapitalizmin bir yolsuzluk sistemi olduğunu, egemenlerin kendi iç çelişkilerinde ortaya saçılan bu pisliklerin kapitalist sistemin doğal hali olduğunu, en büyük yolsuzluğun yasal sınırlar içerisinde gösterilen artı değer sömürüsü olduğunu aktardı.
 
Kar oranlarının düşmesini engellemek isteyen kapitalistlerin işçi sınıfının kazanılmış haklarına saldırısının yeni olmadığını, darbe yönetiminin ilk işinin kıdem tazminatı hakkını budamak olduğunu, AKP hükümetinin de Kasım ayında üçüncü saldırı denemesi gerçekleştirdiğini söyleyen Yıldırım, kıdem tazminatının son iş güvencesi olduğuna, özel istihdam bürolarının köle pazarları olacağına, bölgesel asgari ücret girişiminin asgari ücreti ortadan kaldırmanın ilk adımı olduğuna vurgu yaparak Ulusal İstihdam Stratejisi'ne topyekün karşı çıkmak gerektiğine vurgu yaptı.
 
Bugün yaşanan toz dumanın içinde hangi burjuva kamp galip çıkarsa çıksın, ilk icraatının Ulusal İstihdam Stratejisi'ni hayata geçirmek olacağını, bu yüzden de işçilerin gerçek ve tek kurtuluş yolunun iktidarı almak olduğunu, bunun da ilk adımının bir İşçi-Emekçi hükümetinin meşru ve yapılabilir olduğunu geniş işçi kitlelerine anlatmak olduğunu, burjuva çözümlerden, AKP, CHP, MHP''den uzak durulması kendi gücüne inanması gerektiğine dikkat çekti.
 
Panel, katılımcının sunumundan sonra dinleyicilerin katkı ve sorularıyla devam etti.