Gazi bir kez daha haykırdı: "Katil devlet hesap verecek"
Gazi katliamının yıldönümü Gazi Mahallesi eski karakoldan mezarlığa kadar yapılan yürüyüşle anıldı. Halk Cephesi, 12 Mart Platformu ve Halkların Demokratik Kongresi’nin ayrı ayrı kortejler oluşturarak katıldığı eylem soğuk ve yağmurlu bir havada gerçekleştirildi.
Eylemde Gazi katliamı ile birlikte başta Sivas olmak üzere Çorum ve Maraş katliamları da lanetlendi. Halkların Demokratik Kongresi “Gazi’den Roboski’ye katleden devlettir” yazılı pankartla katıldığı eylemde Uludere’de devletin gerçekleştirdiği katliamı da gündeme taşıdı. Eylemde sık sık “katil devlet hesap verecek”, “Gazi şehitleri ölümsüzdür” sloganları atıldı. DİP militanlarının da katıldığı eylem kortejlerin Gazi mezarlığında anma etkinliğin ardından sona erdi.
Aşağıda DİP’in Gazi mahallesinde eyleme çağrı için dağıttığı metni yayınlıyoruz:
12 MART’TAN BUGÜNE: BASKI VARSA DİRENİŞ DE VAR!
12 Mart yaklaşıyor, o koyu karanlık geceyi, geceyi bir meşale gibi aydınlatan insanlardan Halil Dede’yi, onun haince katledilişini ve ertesi gün olayı protesto etmek isteyen Gazi Gazi katliamı yürüyüşle anıldı: “Katil devlet hesap verecek”
halkının son yılların en büyük katliamını yaşamasını daha dün gibi hatırlıyoruz. Hiçbir şey unutulmadı, hiç kimse affedilmedi!
Kapitalistler dünyanın her yerinde aynıdır. Önce kendilerine karın tokluğuna çalışacak, ucuz işgücü edinmek için insanları yerlerinden yurtlarından ederler, köylerden, kasabalardan söküp şehirlerin en uzak köşelerine getirirler, sonra da bu yerleri onlara satarak onları çalıştırmaktan elde ettikleri kâra, yeni kârlar eklerler. Fakat bu sefer de şehrin belli bölgelerinde toplanan bu yoksul emekçiler onları korkutur. Onların giyimlerinden, konuşmalarından -hele de farklı bir dil konuşuyorlarsa-, inançlarından özellikle de egemen olan inançlardan farklıysalar, ama daha da önemlisi bir arada durmalarından, bir arada yaşamalarından korkarlar. Bir de buralarda kâra değil insanca yaşama önem veren, eşitliği ve özgürlüğü temel alan düşünceler yerleşmeye başladı mı kapitalistler, onların uşakları ve onlar adına yönetenler için alarm zilleri çalıyor demektir!
İşte Gazi Mahallesi bu nedenle hedef seçildi. Sistem Gazi halkından korkuyordu, mahalleyi bir şekilde karıştırmak ve dağıtmak gerekti, bir de bunun yanında ülke içindeki muhalefet odaklarına mesajlar verilecek, bozuk düzen daha da güçlü hale getirilecekti. Önce dört kahve tarandı, ve hızla yere yatamayacak kadar yaşlı olan Halil Dede katledildi. Her gün Gazi halkını rahatsız eden polis sirenleri ise duyulmuyordu. Saatler sonra hâlâ bir şeylerin yapılmaması kitleyi kızdırmış, toplanan kitle sloganlara başlamıştı. Nedense bu kez polis gelmişti ve slogana mermi ile cevap vermişti. Bir kişi daha düştü toprağa… Ertesi gün saldırıyı ve emniyetin ihmalini protesto etmek isteyen kitle ise, sıradan bir demokratik hakkı kullanmak isterken daha büyük bir katliama uğradı ve 18 kişi yaşamını yitirdi. Sonrasında protestolar devam ederken, Ümraniye’de 4 kardeşimizi daha kaybettik. Yıllarca devam eden, Gazi halkı davasına sahip çıkmasın diye ta Trabzon’a gönderilen dava hiçbir şeye çözüm olmadan bitti. Şimdi iktidar kavgası veren AKP ve CHP-MHP kamplarının tartışmalarında, ortaya attıkları ifadelerde o günlere ait kanlı planlar, oyunlar açığa çıkıyor.
Şüphesiz Gazi halkı ne yargıdan ne de kendisine saldıranları koruyanlardan hiçbir şey beklemedi, dahası bu kirli oyunlara katlanmak yerine direnmeyi seçti. Bu direniş ise egemenlerin Gazi halkını silahla, saldırıyla sindiremeyeceğini, bir arada durmalarını engellemeyeceğini, düşüncelerinden vazgeçiremeyeceğini ispatlamıştı. O nedenle bugün sistem farklı bir oyun deniyor Gazi’de. Yerlerinden yurtlarından koparak mahalleye gelmiş, yani kaderleri ortak, sadece memleketleri farklı insanları bir birine düşürmeye, kavga ettirmeye çalışıyor. Her türlü hizmetten ve devlet olma görevinden kaçarak Gazi halkını zor durumda bırakmaya çalışıyor. Yollarını yapmıyor, çevre düzenlemesini ihmal ediyor, dahası hırsızları mahalleyi soyup soğana çevirirken sesini çıkarmıyor. Uyuşturucu ve benzeri maddelerin satılmasına, kullanılmasına karışmıyor. Ama mahalleli bunlara karşı çıktığında bir anda devlet olduğunu hatırlayıp karşılarına dikiliyor. Durumun özeti şu: taşlar bağlanmış, köpekler salınmış!
Geçit vermeyeceğiz! Gazi halkının birliği bozulmayacak. Hangi dilden, dinden, milletten olursa olursun hem Gazililerin hem de tüm emekçilerin kaderi ortaktır. Kimse kimseyi birbirine düşüremez. Devlet Gazi’yi kuşatmaktan vazgeçmeli, hızla görevini yaparak halka karşı suç işleyenleri cezalandırmalıdır, aksi halde halk kendisini layıkıyla savunacaktır. Belediyeler Gazi’yi hizmetsiz bırakmaktan stratejisini terk etmeli, acilen mahalleye yönelik bir hizmet seferberliği ile eksiklikler giderilmelidir. Aksi durumda halk bir yandan belediyeden hesap sorarken diğer yandan mahallenin eksikliklerini gidermek için işbirliği yapmalıdır. Gazi’deki demokratik kitle örgütleri böyle bir işbirliğinin temellerini oluşturmalı, tez elden başta çocuk ve gençler için olmak üzere herkesin ortak kullanabileceği sosyal ve kültürel merkezler açılmalı, ruhsal-bedensel sağlığa ilişkin, insanların eğitim ihtiyacına ilişkin bilimsel etkinlikler düzenlenmelidir.
Bu 12 Mart böyle bir seferberliğe olanak sağlamalı, şehitlerimiz bir kez daha bizi birleştirip bütünleştirirken, biz de onlara layık bir Gazi mahallesi ve örnek mahalleler oluşturarak onların katillerine en iyi cevabı verebilmeliyiz. Hep beraber 12 Mart anmasına, hep beraber birliğe, dayanışmaya, mücadeleye ve nihayet kazanmaya!