Sermayeye destek, teşvik, muafiyet yağdıran devlet, vergiyle işçinin etinden dilim dilim et koparıyor

Sermayeye destek, teşvik, muafiyet yağdıran devlet, vergiyle işçinin etinden dilim dilim et koparıyor

Gelirlerin asgari ücret kadarki kısmının gelir vergisinden muaf tutulması işçi sınıfı üzerindeki vergi zulmünü azaltmadı. Sadece bu zulmün üzerine tülden bir örtü attı. Güya asgari ücretten vergi alınmıyor ama yıllık kümülatif 110 bin lira gelirden itibaren vergi dilimi yüzde 20’ye çıkıyor. Yani asgari ücret bile aslında Temmuz’dan itibaren üst vergi dilimine geçiyor. Asgari ücret vergiden muaf ama üzerindeki her kuruştan vergisini alıyor devlet. Vergi daha ücret elimize geçmeden kesiliyor, biz de elimize geçen parayı harcıyoruz.

Asgari ücretten vergi alınmaması asgari ücretin alım gücünü arttırdı mı? Hayır! Bugün asgari ücret açlık sınırının 2.300 lira altına düşmüş durumda. Dört kişinin asgari gıda harcamasını bile karşılamıyor. Sonuçta çıplak asgari ücretin az da olsa üzerinde ücret alan tüm işçilerin eline geçen para Temmuz’dan itibaren azalıyor mu? Azalıyor! Ücretler azalırken çarşı pazarda fiyatlar durmuyor, faturalar azalmıyor. Zulüm yıl sonuna kadar gün gün artıyor. Devlet vergiyle dilim dilim işçi sınıfının etinden et koparıyor. Evet sermayenin vergi borçlarını silen, üzerine milyarlarca lira vergi muafiyeti, teşvik, prim desteği veren aynı devletten bahsediyoruz. Devletin hangi sınıfın devleti olduğunu anlamak için başka bir şeye gerek var mı?  

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2024 tarihli 179. sayısında yayınlanmıştır.