Kahrolsun kapitalizm! Yaşasın 1 Mayıs!
İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs, 2020 yılında tüm dünyada çok özel koşullar altında kutlanacak. Dünyanın gündeminde Koronavirüs salgını var. Bu salgın 1 Mayıs’ın önemini azaltmıyor tam tersine arttırıyor. Çünkü salgın tüm dünyada ve Türkiye’de kapitalist krizin derinleşmesiyle birlikte keskinleşen bir sınıf mücadelesi olarak yaşanıyor.
Kapitalist sistem virüs karşısında teslim bayrağını çekti: Kendiyle birlikte insanlığı da dibe çekiyor!
Trump, salgınla mücadelenin ekonomik faturası, hastalıktan daha kötü diyor. Trump’ın faşist Teksas valisi, ekonomi çökeceğine yaşlılar ölsün diyor. İngiliz emperyalizminin Başbakanı sağcı Boris Johnson da “bırakalım yaşlılar ölsün, toplum bağışıklık kazansın, para da cebimizde kalsın” diyenlerdendi. Kaynak yokluğu ile çökertilmiş kamu sağlık sisteminin bunu kaldıramayacağını gösteren raporlar gelince çark etti.
Türkiye de ne yazık ki aynı yolda. Evde kal diye kampanya düzenleyip patronların kârı için milyonlarca işçiyi tabur tabur fabrikalara, işyerlerine sürdüler. İktidar, patronlara 100 milyarlık destek paketi açıklarken işçilere kolonya ve dua tavsiye etti.
Kapitalistler kendilerini villalarına, saraylarına kapattılar. Olur da virüs kaparlarsa ilaçsız kalmayacaklarına, acil servislerde yere kıvrılıp yatmak zorunda olmayacaklarına, ne kadar yaşlı olursa olsunlar solunum cihazının fişinin daha genç bir hastayı kurtarmak için çekilmeyeceğine eminler. Kriz dönemlerinde borçlarını, zararlarını karın tokluğuna çalıştırarak, vergi ile ezerek işçi sınıfına ödettiler. Şimdi ise kârları azalmasın diye milyonların canına göz diktiler. Koronavirüsün ilacı ve aşısı yok ama baş etmek de korunmak da mümkün. Hem kapitalist ekonomiyi ayakta tutup hem de salgınla baş etmek ise imkânsız!
İnsanlık hayata işçi sınıfıyla tutunuyor, işçi sınıfıyla kurtulacak!
İşçi sınıfı ise sadece salgına karşı mücadele etmiyor. İnsanlığı ayakta tutmak için de savaşıyor. Sağlık emekçileri savaşta en ön cephede! Üretim sürüyor. Sağlık malzemesi, ekipman ve ilaç üretimi için işçiler çalışıyor. Tarım işçileri ekmeye biçmeye devam ediyor. Marketlerin rafları gıda, temizlik maddesi, günlük tüketim malzemeleri vb. üreten fabrikalarda çalışan işçiler sayesinde, o ürünleri taşıyan tır ve kamyon şoförlerinin, demiryolu işçilerinin emeğiyle doluyor. Evlere servis yapan kuryeler daha az trafikte ama daha büyük bir tehdit altında çalışıyor. Patronlar arazi oldu, dünyayı işçi sınıfı döndürüyor.
Bu hep böyleydi ama salgın günlerinde patronlar sınıfının toplumun sırtından geçinen asalaklar olduğu tüm çıplaklığı ile daha da görünür oldu. Ve artık toplum asalak sermaye sınıfı ile birlikte yaşamanın sonuna geldi. Sömürü ile semiren bu sınıf tüm insanlığı yok oluşa sürüklüyor. Biz sosyalistler hep insanlığın kurtuluşunun işçi sınıfının öncülüğünde tüm emekçi halkın seferberliği ile mümkün olduğunu söyledik. Şimdi yaşadığımız dönemde tüm insanlık işçi sınıfının sayesinde hayata tutunuyor. Kapitalizm iflas bayrağını çekerken, Küba’dan Çin’e geçtiğimiz yüzyılın işçi devrimlerinden kalan kazanımlar insanlığın imdadına koşuyor! Hiç şüphesiz ki insanlık ancak ve ancak işçi sınıfının öncülüğünde kurtulacak!
1 Mayıs anlamını sınıf mücadelesinde bulur!
1 Mayıs dünyanın pek çok yerinde yine meydanlarda işçi sınıfının taleplerinin yazılı olduğu pankartlarla, işçi sınıfının mücadelesini ve devrimi simgeleyen kızıl bayraklarla kutlanacak. Ama bu yıl 1 Mayıs dünyanın salgınla boğuşan pek çok yerinde anlamını; acil servislerde, yoğun bakımlarda özel işçi tulumları içinde savaşan sağlık emekçilerinin, toplumu ayakta tutmak için sadece emeğini değil canını da ortaya koyarak üreten işçi ve emekçilerin mücadelesinde bulacak!
Hâkim sınıflar savaşlarına ara vermiyor, televizyonlar daha az gösterse de Suriye’de ABD emperyalizminin himayesinde haksız bir savaş devam ediyor. İstibdad sopasını bir yanda hakikati söyleyen sağlık emekçisinin diğer tarafta kayyımlarla Kürt halkının başından eksik etmiyor. Sermaye ve iktidarı dün depremi bugün de salgını haklarımıza saldırmak için fırsat biliyor! Bugünkü EYT sorununu doğuran emeklilik yasası Meclis’ten, 1999 depreminin ölülerinin bir kısmı hâlâ enkaz altında iken geçmişti. Kanal İstanbul’un ihalesi, Koronavirüsten ölü sayısı her gün yükselirken yapıldı! Hepsi tüm bu dönem geçtiğinde faturayı her şekilde emekçi milyonlara ve ezilen halklara kesmek için dişlerini biliyor!
Biz işçi sınıfı olarak bayramımızı katliamların, savaşların, yoksulluğun gölgesinde kutlamaya alışığız. Pek çok zaman bayramını barikatlarda dövüşerek kutlayan bir sınıfız. Biz de mücadelemize ara vermedik ve vermeyeceğiz! Emperyalizme, sermayeye ve istibdada karşı mücadelemizi her koşulda, şartta, mekânda sürdüreceğiz!
Kahrolsun emperyalizm, kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet!
Hürriyet işçilerle gelecek!
Fabrikalar bankalar devletin, devlet işçinin olacak!
Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Sosyalizm!
Kahrolsun kapitalizm! Yaşasın 1 Mayıs!