DİP Bildirisi: Düzen partileriyle koalisyona hayır! Oyumuz, istikrar için değil barbarlığa karşı kardeşlik için HDP’ye!
Devrimci İşçi Partisi Merkez Komitesi'nin yaklaşan 1 Kasım seçimlerine ilişkin değerlendirmesi:
10 Ekim katliamının ardından, Devrimci İşçi Partisi olarak, DAİŞ’in AKP destekli terör saldırısının Türk ve Kürt emekçilerinin kardeşliğini hedef aldığını söylemiş ve “ya kardeşlik ya barbarlık” şiarını yükseltmiştik. Erdoğan kliğinin, AKP’nin ve onların himayesinde eylem yapan tekfirci mezhepçi terörist örgütlerin yıkmaya çalıştığı kardeşlik köprüsü yıllara yayılan mücadelelerde oluşmuş, Gezi ile başlayan halk isyanında güçlenmiş, katliamların ve faşist saldırıların karşısında pek çok darbe alsa da yıkılmadan ayakta durabilmiştir. Bu kardeşlik köprüsü her şeyden önce Erdoğan kliği ve AKP’nin mezalimine karşı ortak mücadele içinde, direnişin ateşiyle kurulmuştur.
Gezi ile başlayan halk isyanının şehitlerinden Medeni Yıldırım’ın hükümetin bugünkü savaşa hazırlık kapsamında inşa ettiği kalekolların protestosu sırasında vurulduğunu unutmamalıyız. Batının metropollerinde, üstelik geleneksel olarak Kürt hareketine uzak duran bir siyasi profile sahip mahallelerde, isyan eden halkın “her yer Lice her yer direniş” sloganlarıyla yürüdüğünü de… Kobani düştü düşecek diyen Erdoğan’a karşı isyan eden Kürt halkının DAİŞ’e ve onun hamilerine karşı ne kadar haklı bir mücadele yürüttüğünü, eğer bu mücadele başarısız olsa ve Erdoğan’ın istediği gibi Kobani düşseydi, Suriye sınırındaki iller başta olmak üzere tüm Türkiye’nin nasıl DAİŞ tipi tekfirci mezhepçi çetelerin etkisi altına gireceğini bugün tüm çıplaklığıyla görüyoruz.
Erdoğan kliğine ve AKP iktidarına karşı mücadele ederken, 7 Haziran sonrası yükselen savaşı “Sarayın, Erdoğan’ın savaşı” olarak niteleyenler, 10 Ekim’de Ankara’da olduğu gibi, katliamı protesto eylemlerinde olduğu gibi yine mücadele saflarında buluşuyor. 7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım’da da mücadele içinden yükselen bu kardeşlik ifadesini sandıktaki HDP oylarında bulacaktır. Çok açık ki Erdoğan kliğine ve AKP iktidarına en önemli siyasi darbe HDP’nin bir kez daha barajı aşmasıyla vurulacaktır.
HDP’ye desteğimiz eleştireldir
Devrimci İşçi Partisi tüm bu sebeplerden HDP’ye oy çağrısı yapmakta ancak eleştirel tutumunu da korumaktadır. Demokratik özerklik şiarını Kürt halkının eşitlik ve özgürlük talebiyle bağlantılı olarak selamlıyoruz. Ancak tüm Türkiye için liberal ve piyasacı bir yöneliş olarak Avrupa Birliği yerel yönetimler şartını temel alan özerklik anlayışını reddediyoruz. HDP’nin sınıf uzlaşmasına dayalı radikal demokrasi programını benimsemiyoruz.
7 Haziran seçimleri öncesinde HDP’nin AKP ile koalisyon kurma tartışmasında aldığı ikircikli tavrı net bir şekilde eleştiren parti de Devrimci İşçi Partisi’dir. 7 Haziran’dan sonra HDP’nin meclis performansının da son derece yetersiz olduğunu, siyasi inisiyatifin Erdoğan kliğine teslim edildiğini, yolsuzluklardan MİT TIR’larına kadar bu kliğin suçlarının üzerine giden bir politikaya öncelik verilmediği için bugün yaşadığımız felaketin önünün açıldığını savunmaktayız. HDP’nin burjuva düzeninin istikrarına verdiği önemi ve önceliği kabul edilemez buluyoruz. Son olarak HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın bir kez daha AKP ve CHP ile koalisyona katılmak ya da dışarıdan destek vermek biçiminde yeşil ışık yakmasını son derece yanlış buluyoruz.
Bizler Türk ve Kürt emekçilerinin arasında kurulan kardeşlik köprüsünün parlamenter müzakerelerde değil sokaklardaki mücadelelerde kan pahasına kurulduğunu söylüyoruz. Bu köprüyü kuran işçi, emekçi ve ezilen halk kesimlerinin burjuva düzeninden hiçbir çıkarları yok. Büyük kitleler Erdoğan’dan ve onun tüm suç ortaklarından hesap sorulmasını istiyor.
HDP, Amerikan muhalefetinden uzak durmalıdır
Diğer taraftan Erdoğan ve AKP’nin burjuva muhalifleri de var. CHP’den Gülen Cemaatine uzanan hatta bir kolu Abdullah Gül ve çevresi aracılığıyla AKP’nin içine uzanan bir Amerikan muhalefeti söz konusu. MHP ise AKP ve Erdoğan’ın kötü gün dostu, sarsılmaz koltuk değneği ve sokaktaki tetikçisidir. Bunların emekçi halk adına hesap sorma gibi bir öncelikleri yok. En fazla Erdoğan ve AKP ile ihtilafa düştükleri konularda Doğan grubunun, Koç Holding’in ve tabii ki ABD emperyalizmi ve İsrail Siyonizmi’nin davasını güderler. Birinci öncelikleri burjuva düzeninin istikrarının sağlanmasıdır. Erdoğan kliğinin iktidardan düşmesiyle işçilerin, emekçilerin ve ezilen halkın yeniden meydanları doldurmasından haklı taleplerini dayatmalarından, Erdoğan’ın diktatörlüğünden daha çok korkuyorlar. Bizim savunduğumuz çizgi Türk ve Kürt emekçilerinin sermayenin tüm temsilcilerine, sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı birliğini öne çıkarıyor. Onların savunduğu çizgi ise ezilen milyonları sömürücü azınlıkla demokratik bir çerçevede uzlaştırmaktır. Bu uzlaşı krizin faturasını emekçilere yıkacak, ülkede emperyalizmin hakimiyetini güçlendirecektir. Bu bir kurtuluş yolu değildir. Mücadele ile oluşan köprüyü parlamenter müzakerelerle dinamitleyecek bir yoldur. Mücadelede adım adım daha fazla birleşen Türk ve Kürt emekçilerini birbirinden ayırmanın ayrı ayrı burjuva partilerinin peşine takmanın yoludur.
Erdoğan şimdiden Bilal’in yerini İtalya’da yapmıştır. Durumu herkesten iyi kendisi görmektedir. Halk, hırsızlardan ve katillerden hesap sormaya çok yakındır. Kılıçdaroğlu’ndan Abdullah Gül’e uzanan muhalefet ekseni ise halk için hesap sormanın değil düzenin selameti adına yolsuzluğun, hırsızlığın, katliamların üstünü örtmenin eksenidir. HDP’nin de, mücadele içindeki işçi, emekçi ve ezilenlerin de bu eksen içinde yeri olmamalıdır. Bu çerçevede Demirtaş’ın AKP ve CHP ile koalisyona yeşil ışık yakan bu sınıf düşmanlarını bir iktidar alternatifi olarak emekçi halkın önüne çıkaran yaklaşımı kabul edilemez.
Hırsızlardan, katillerden, emperyalist uşaklarından hesabı emekçiler soracak!
1 Kasım’da kardeşlik için barbarlığa karşı HDP’ye oy veriyoruz. Ama bunu burjuvazinin sömürü düzeninin istikrarını korusunlar diye vermiyoruz. HDP bir kez daha burjuva düzeninin istikrarını korumaya öncelik verirse Türk ve Kürt emekçi halklarını mücadele içinde kurdukları kardeşlik köprüsünün HDP’yi de aşarak tüm hırsızlardan, katillerden ve emperyalist uşaklarından hesap soracak bir mücadelenin zemini olacağına inanıyoruz.
Linç girişimleriyle, tutuklama ve gözaltılarla, her türlü baskıyla ve nihayet katliamlarla yıkmaya çalıştıkları kardeşlik köprüsüne omuz vermek ve ayakta tutmak için oyumuz HDP’ye. Ancak bizi geleceğe işçi sınıfı ve emekçilerin çıkarlarını yansıtan bağımsız ve devrimci bir politikanın taşıyacağını biliyoruz. Bunun için tüm öncü işçileri Devrimci İşçi Partisi’nde örgütlenmeye sınıf siyasetini ve sosyalizm mücadelesini güçlendirmeye çağırıyoruz.
Devrimci İşçi Partisi Merkez Komitesi
23 Ekim 2015