Soykırımın ve direnişin Refah Cephesi: Filistin halkı Siyonist katliama direniyor
7 Ekim’de gerçekleşen El-Aksa Tufanı’ndan bu yana yaklaşık sekiz ay geçti. Bu sekiz ayda, Siyonist İsrail, dünya emperyalizminin her nevi imkanlarıyla Filistin Direnişi’ne ve Filistin halkına yönelik mutlak bir imha savaşı yürüttü. Bunun ilk kısmına, yani direnişe karşı yürütülen savaşın sonucuna büyük bir hezimetten başka bir şey denemez. Aylarca süren savaşta, dünyanın en ileri askerî teknolojilerini kullandığı söylenen bir ordunun bütün çabalarına ve dünya emperyalizminin bütün istihbarat yardımına rağmen Siyonistler ne Hamas’ın bölgedeki lideri Yahya Sinvar’a ne de askerî kanadın efsanevî lideri Muhammed ed-Deyf’e ulaşabildi. Dahası, “temizledik” dedikleri Kuzey Gazze gibi bir dizi cephede, birkaç ay içerisinde direniş savaşçılarının geri döndüğünü, Siyonist hedeflere eylemler düzenlemeye başladığını gördük. ABD emperyalizminin ve hatta Siyonist İsrail’in üst düzey askerî yetkililerinin, genel olarak Filistin Direnişi’nin ve özel olarak Hamas’ın tamamen yok edilmesi anlamına gelen “mutlak zaferin” bir hayal olduğunu emperyalist basına itiraf ettiği örnekleri görmeye başladık bile.
Siyonist İsrail bir başarı kazandıysa, bunu direnişe karşı değil, Filistin’in sivil halkını katletmekte, evinden yurdundan etmekte kazanmıştır. Mayıs sonunda yapılan hesaplamalara göre, Gazze’deki binaların yüzde 60 kadarı kullanılamaz halde. Henüz bombardıman sonrası çökmüş binaların içinden çıkarılamayan Gazzelileri dahil etmesek bile, ölü sayısı 40 bine yaklaşmış, yaralı sayısı 80 bini aşmış durumda. Bu, nüfusu 2 milyonun biraz üzerinden olan Gazze’de, bütün nüfusun yüzde ikisinin öldüğü, yüzde dördünün ise yaralı olduğu anlamına gelir. Bu oranları Türkiye üzerinden düşünecek olsak, 1 buçuk milyondan fazla ölü ve 3 milyondan fazla yaralıya denk düşerdi. Öldürülmemiş, kolunu bacağını yitirmemiş Gazzeliler ise, İsrail’in saldırıları sonrası, o küçücük Gazze’nin bir ucundan diğer ucuna sürülüyor. Nüfusun yarısından fazlası, en son gelinen noktada, bölgenin en güneyinde, Mısır sınırında bulunan Refah şehri ve çevresine kaçmak zorunda kalmıştı.
Gazze’de insanlık değil Siyonizm ve emperyalizm yenilecek!
Bütün Gazze nüfusunun yarısının sığındığı Refah’ın nasıl köşeye sıkışmış olduğunu anlamak için önce Gazze’nin nasıl küçük bir yer olduğunu anlamak lazım. Gazze şeridinin yüzölçümü, Gebze’nin yüzölçümünün yarısından biraz daha fazla. Refah ise Gazze’nin onda birinden daha küçük bir alana denk geliyor. İşte milyonun üstünde insan, böylesi küçük bir alana hapsolmuş durumdaydı. Siyonist İsrail, şimdi bu küçük alanda sıkışmış halkın üzerine bir taarruz başlatmıştır. Emperyalistler dahi bu taarruzun bir insanî felakete dönüşeceğini söyleyip İsrail’e itiraz etmişti. Ama İsrail, emperyalizmin en kıymetli yavrusudur. Emperyalistler iki naz etseler de İsrail’e karşı çıkmazlar, çıkamazlar. Bu sefer de Refah saldırısını izlemenin ötesine geçmeyecekleri aşikâr.
İşte buna karşı, Filistin halkının soykırım karşısında son güvencesi olan Filistin Direnişi, kahramanca bir mücadele ile Siyonist İsrail’i karşıladı. Direniş örgütlerinin sosyal medya hesapları, her gün bir dizi başarılı askerî eylemin görüntülerini paylaşıyor. Filistin halkının bu yiğit direnişi, Siyonizme karşı en büyük dayanağımızdır. Bu direniş, başta emperyalist ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada eyleme geçen halk kitleleri ve öğrenci eylemleri şahsında da önemli bir müttefik bulmuştur. Direnişin ve dünya halklarının elbirliğiyle Siyonizmin ve onun hamisi emperyalizmin dize getirileceği gün, Batı Asya halklarının hürriyeti için en büyük zafer olacaktır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2024 tarihli 177. sayısında yayınlanmıştır.