Şiar Rişvanoğlu savunmasını yaptı: "Marksistliğimden kimse hesap soramaz"

Şiar Rişvanoğlu'nun Roj Tv'de katıldığı programlarda dile getirdiği görüşlerden dolayı hakkında açılan davanın ikinci duruşması 28 Ekim Perşembe günü yapıldı.

Duruşmaya, aralarında Adana Barosu başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin de bulunduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan çok sayıda avukat katıldı. İzleyici sıralarına bile sığmayan avukatların bir bölümü de duruşmayı ayakta izlemek zorunda kaldı. Duruşmanın daha başında "umarız hepiniz sosyalizm propagandası yapmayacaksınızdır" diyerek bu sayıda avukatın katılımından duyduğu rahatsızlığı belirtilen mahkeme başkanına sanık sandalyesinde oturan Şiar Rişvanoğlu, "merak etmeyin sosyalizm propagandasını ben yapacağım" şeklinde cevap verdi.

İlk duruşmasına, şehir dışından gelen avukatlarının mahkemece beklenmemesini protesto ederek katılmayan ve bu nedenle de hakkında zorla getirme kararı verilen Rişvanoğlu, ilk savunmasını da 28 Ekim'deki duruşmasında yaptı. Savunmasına, meslek hayatı boyunca bir avukat olarak bu kadar hızlı ilerleyen bir soruşturma görmediğini ve bu hızından dolayı savcılık makamını tebrik ettiğini söyleyerek başlayan Rişvanoğlu, "demek ki ezilenler için hep ağırdan alınan adalet mekanizması, ezilenlerin ve devrimcilerin aleyhine olunca çok daha hızlı işleyebiliyormuş" diyerek DGM mantığıyla yürütülen soruşturmaların hukuksuzluğunu vurguladı. Rişvanoğlu savunmasının esasını ise enternasyonalizm savunusu üzerine oturttu. Yargılamaya konu olan sözlerinin arkasında olduğunu defalarca vurgulayan Rişvanoğlu, "yaptığım, dünya görüşüm ve üyesi olduğum Devrimci İşçi Partisi programı doğrultusunda ezilen, defalarca kırımlardan ve işkencelerden geçmiş olan Kürt halkıyla enternasyonalist dayanışma görevimi yerine getirmeye çalışmaktır" dedi. Benimsediği ideoloji olan sosyalizm propagandası yapmanın en doğal hakkı ve görevi olduğunu belirten Rişvanoğlu, "bu doğrultuda şimdiye kadarki ve şimdiden sonra da sürecek olan faaliyetlerimden dolayı işçiler, emekçiler, kadınlar ve Kürt halkına hesap vermeye her zaman hazırım; ancak ne devlet, ne herhangi bir kurum ne de şu an hakkımda yargılama yapan mahkemeniz benden Marksistliğimin hesabını soramaz" diyerek mahkemeye adeta meydan okudu. "Benim yargılama konusu sözlerimin altındaki niyetimi okumaya çalışmayın; sözlerimle neyin propagandasını yaptığım çok açıktır; biz Marksistler, nerede olursak olalım sosyalizmi savunur ve işçileri, emekçileri ve ezilenleri açıkça savaşsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünyayı kurmaya çağırırız" diyerek Komünist Manifesto'nun "Komünistler kendi görüşlerini ve amaçlarını gizlemeye tenezzül etmezler" cümlesini "DGM" salonunda adeta ete kemiğe büründürdü.

Şiar Rişvanoğlu, Roj Tv'de katıldığı programlarda dile getirdiği görüşlerin bir bütün olarak Türkiyeli işçi ve emekçileri Kürt halkıyla dayanışmaya çağırma niteliğinde olduğunu, ancak iddianamede cümlelerinin cımbızlanarak suç yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Rişvanoğlu, DTP ile oluşturulan sosyalist ittifakın Adana büyükşehir belediye başkan adayı olup %9,4 oy almış birisi olarak, hakkındaki yargılamanın, Kürt halkına destek olmaya çalışan tüm kesimlere karşı başlatılan saldırıların bir parçası olduğunu belirtti. Rişvanoğlu savunmasının bu noktasında "Devrimci Karargâh" operasyonuna değinerek, SDP ve TÖP'lülerin tutuklanmasının da aynı saldırı politikalarının bir ürünü olduğunu söyledi. Böylece devrimci dayanışma görevini mahkeme salonunda dahi yerine getirmekten geri durmadı.

Mahkeme heyetinin, yargılamaya konu programda söylediği Roj TV'yi övücü sözleri sormasına karşılık Rişvanoğlu, o sözlerin altına aynen imza attığını belirterek, "özellikle (bugün değil ama belki ileride bağımsız olacak) Kürdistan'da yaşanan gelişmeler konusunda Türkiye'deki basın ve yayın organları TSK'nın emrinden çıkamazken, gerçekleri ortaya koyanlar Roj TV gibi alternatif ve muhalif yayın organları oldu. Bugün artık gizlenemeyen Botaş kuyuları ve devlet katliamlarının, işkencelerin ve tecavüzlerin ortaya çıkarılmasında da Roj TV'nin yayınlarının etkisi büyüktür. Buna karşılık devlet ve yargı organları halkın bilgilenme hakkından bile rahatsızlık duymaktadır" dedi.

Rişvanoğlu'nun, Kürt halkının yaşadığı acılardan verdiği örneklerle sonlandırdığı ve baştan aşağı enternasyonalizm dersi niteliğinde olan savunmasından sonra çok sayıda savunma avukatı söz alarak sanık savunmasını destekleyen konuşmalar yaptı. Savunma avukatları ayrıca iddianamenin, Rişvanoğlu'nun sözlerinin cımbızlanması ve çarpıtılması yöntemiyle hazırlanmış olduğunu söyleyerek, yargılama konusu program CD'lerinin tam çözümünün yapılmasını talep ettiler. Duruşma savcısının bu talebin reddine karar verilmesini istemesine karşılık Şiar Rişvanoğlu tekrar söz alarak, program CD'lerinin çözümlerinin yapılmaması halinde bir sonraki duruşmada mahkeme salonunda gerekli teknik donanımları sağlayarak, toplam beş saat süren Roj TV'de yayınlanan programları mahkeme heyetine izlettireceğini söyledi. Rişvanoğlu'nun bu çıkışı üzerine, DGM yargılamalarında çok rastlanmayan bir şekilde, savcılığın görüşünün aksine savunmanın talebi kabul edildi. Duruşma, mahkeme başkanının "bu kadar avukatın duruşmaya katılımını farklı yorumlayabilirim" sözleri üzerine savunma avukatlarının "düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak için buradayız, meslektaşımızla dayanışmak için buradayız" çıkışlarıyla yaşanan kısa süreli bir gerginlikle sona erdi.

Şiar Rişvanoğlu 11 Ocak 2011'de yapılacak olan duruşmayla yargılanmaya devam edecek.