Severiz Sivilleri…
“Sol’un Allahı” olarak takdim edilen Stuart Hall, geçen Şubat’ta, İngiltere’nin prestijli gazetesi Guardian’daki söyleşisinde: “Kültürel çalışmalarla ilgilenmeye hayatın sadece ekonomi tarafından belirlenmediğini düşündüğüm için başladım.… Hayatımı Marksizmle ve neoliberalizmle münakaşa içinde geçirdim. Her ikisinin de görüşü son kertede ekonominin hayatı belirlediği idi. Ne zaman bu son kerte allah aşkına?”
80’ine gelmiş olan Stuart Hall 50 yaşlarında iken yukarda söylediğinin tam tersini savunuyordu. Yine de “son kerte” sorusu önemli, bilahare döneceğiz.
Şimdi daha bir kaç gün önce ABD’nde yaşanan ve bizde sadece bir iki gazetenin ekonomi sayfalarında kısmen değinilen bir olaya geçelim: Bank of America’ya ABD Adalet Bakanlığı tarafından dolandırıcılık yaptığı iddiasıyla açılan 1 milyar dolarlık tazminat davası.
Davanın geri planı şöyle. Bilindiği üzere ekonomik buhran öncesinde bankalar yerden mantar biter gibi çoğalmıştı. Parsayı toplamak için iştahı kabaran kabaranaydı. O bankalardan biri olan Countrywide Financial 2007-9 arası gerekli denetimleri yapmadan sağa sola ipoteğe dayalı emlak kredisi (mortgage) veriyordu. Mesele para satarak para kazanmanın ötesine geçen bir sahtekarlık şeklini almıştı. “Egzotik,” “riskli” krediler verildiği anda, işi bitiren kredi memuru ekstra primini cebe indiriyor, banka da acilen kredi kontratlarını bir başka “yatırımcı” kuruluşa kazıklamaya çalışıyordu. Bir süre devam etti bu üç kağıtçılık. Üç kağıtçılık demem aslında hafif kalıyor. Bizatihi Countrywide Financial camiasında bu finansal akrobasinin adı hustle (orospuluk yapmak) imiş!
2008’de Bank of America bu Countrywide Financial’ı satın aldıktan sonra, doğuştan batık olan bu kredi kontratlarını kime satıyor biliyor musunuz? Mortgage piyasasının ihtiyacı olan sigorta garantisini sağlamak üzere devlet tarafından 1930’larda kurulmuş Fannie Mae ve daha sonra eklenen Freddie Mac adlı şirketlere. Ardından beklenen oluyor ve batık kredilerin batık olduğu anlaşılıyor. İşte o zaman, yani artık saklanamazsahtekarlıkların diz boyu olduğu kriz ortamında Bank of America dahil birçok bankaya dava açmak mecburiyeti doğuyor. İşte gazetelere yansıyan davanın geri planı bu.
Gazetelere yansımayan kısmı şu. ABD’nde davalar criminal (ceza) ve civil (hukuk) şeklinde ikiye ayrılıyor. Eğer işlendiği varsayılan suç topluma yönelik, topluma şu ya da bu şekilde zarar vermiş ise criminal, değilse civil davalarla soruşturuluyor. Bank of America’ya karşı açılan bu tazminat davasının civil olması uygun görülmüş. El insaf! Sen bile bile, bizzat savcının kelimeleriyle “spekteküler utanmazlık” içinde milyar dolarlık sahtekarlığı dizayn et, sonra kalk bunları kamulaştırılmış, yani zararları sıradan insanların vergileriyle karşılanan Fannie Mae ve Freddie Mac’e kakala ve topluma yönelik suç işlememiş ol. Sivil ve medeni bir tarzda sadece 1 milyar dolarcık bir civil dava ile yetin. Bu başarıda Bank of America’nın sadece 2012’nin 3. çeyreğinde harcamış olduğu 1.6 milyar dolarlık avukatlık hizmetleri kaleminin rolü olup olmadığını takdirinize bırakıyorum.
Artık rutinleşmiş bu tür finansal dolandırıcılıkların şirket yöneticilerinin kötü ruhlu, aç gözlü kişiliklerinden kaynaklandığını düşünmüyoruz haliyle. Devlet civil değil de criminal dava açıp, üç beş Bank of America mensubunu cezalandırsa idi tabiî ki fena olmazdı. Ama sorunun kaynağına dokunulmamış, o kendini yeniden üretmeye devam eder olurdu. Finansal ya da finansal olmayan dolandırıcılıkların (mesela endüstriyel casusluğun) kaynağı, şirketleri böyle davranmaya iten kapitalizmin vahşi rekabetmantığıdır. Her şirket neredeyse iliklerinde rakiplerinin dolandırıcılık yaptığını hissettiği için dolandırıcılık yapma mecburiyetinde kalır. Kimi çok, kimi az yapar. Ama, tanımı gereği dürüst, adil kapitalist şirket olamaz. Bu kabulle başlarsak, sadece ekonominin değil, hayatın da nasıl aktığını anlamaya başlarız.
Bütün bunlardan sonra Stuart Hall’un süper-retorik “ne zaman bu son kerte allah aşkına?” sorusuna sahici bir cevap verebiliriz: şimdi!
Bu yazı, 27 Ekim 2012 tarihinde Birgün Gazetesi'nde yayınlanmıştır.