İki buçukuncu cephenin sefaleti

İki buçukuncu cephenin sefaleti

Ekmek ve hürriyet için mutlaka düzen siyasetinin dışında bir alternatif gerekli. Ne yazık ki HDP ve TİP ile çevrelerinde kümelenen sol partiler “iki buçukuncu cephe” olarak düzen siyasetine yedeklenmeye devam ediyorlar. Son dönemde bu odağın ücretlerin arttırılması talebiyle başlattığı kampanya da bu gerçeği değiştirmiyor. Çünkü yoksulluktan ve hayat pahalılığından bahsetmeyen bir parti yok. Burjuva partileri de aynı şeyleri söylüyor. Olması gereken sermayeyle karşıtlık içinde olan, piyasa cenderesini aşan, kamulaştırmaya ve planlamaya dayanan işçi sınıfı çözümlerini ileri sürmektir. Oysa HDP ve yanındakiler ücretlere her ay enflasyon oranında zam yapılmasını öngören Eşel Mobil sistemini bile dile getirmiyor. Bu masayı kuran ve masanın başında oturan HDP’nin TÜSİAD başta olmak üzere sermaye çevreleriyle “demokratik” işbirliği sürdükçe, masanın sosyalistleri de bu konuda sustukça ama Millet İttifakı’nın müstakbel adayına peşinen oy çağrısında bulundukça başka türlüsü de zor gözüküyor.

Onlar da burjuva düzen muhalefeti gibi bildirilerinin sonunda işçi ve emekçilere değil “kamuoyuna” ve dahası meclisteki düzen partilerinin “milletvekilleri”ne çağrıda bulunuyorlar. Yani yüzler yine düzen siyasetine dönük. Sosyalist olduğu için farklı olması beklenen TİP bile o kadar düzen siyasetine bel bağlamış durumda ki Ahmet Şık aracılığıyla Ekrem İmamoğlu’nun düşen prestijini toparlama telaşına düşmüş vaziyette. Bir röportajında TİP milletvekili Ahmet Şık, Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasının oy kaybettireceğini söylerken belki düzen siyasetinin mezhepçiliğinden dem vuruyor ama İmamoğlu’nun daha iyi bir aday olduğunu söyleyerek boylu boyunca düzen siyasetinin batağına batıyor. İmamoğlu’nun müteahhit bir patron olmasını Kılıçdaroğlu’nun mezhebiyle aynı derecede büyük bir sorun olarak görmüyor. Yani HDP ve TİP’in “İki buçukuncu cephesi” işçi sınıfı ile sermaye arasında bir sınıf mücadelesinin değil, sermaye ile demokratik bir sınıf işbirliğinin savunuculuğunu yapmaya devam ediyor.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2022 tarihli 153. sayısında yayınlanmıştır.