DİP Çatalca Temsilciliği Öncü İşçi Şûrası ile açıldı. Direnişlerden, grevlerden gelen işçilerin iş, aş, hürriyet mücadelesi çağrısı damga vurdu!
28 Aralık Pazar günü, Devrimci İşçi Partisi’nin Çatalca Temsilciliği’nin açılışı Trakya Öncü Şûrası ile yapıldı. 2024’e mücadeleleri ile damga vuran ve direnişin adını Türkiye işçi sınıfının tarihine Polonez olarak yazdıran Polonez direnişinin öncü mücadeleci işçilerinin adeta ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte bugün sürmekte olan grev ve direnişlerin öncüleri, farklı sektörlerden işçiler ve sınıf mücadeleci kadrolar biraraya geldi.
Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu şubenin örgütlü olduğu grevdeki Smart Solar fabrikasının temsilcileri, Petrol-İş Trakya Şubesi’nin yetkiyi almasından sonra öncü işçilerin işten atıldığı Çerkezköy’deki Submed fabrikasından direnişçi işçiler, patronun sendikalaşmayı engellemek için işten atma saldırısına direnen Hödlmayr Lojistik ve grev kırıcılığa karşı 13 Aralık’tan beri grevi devam eden Tüvtürk işçilerinin mücadeleci sendikası Nakliyat-İş’in Genel Sekreteri Erdal Kopal, Gebze ve Tuzla’dan Chen Solar, Copreci, Esitaş, ve General Electric Grid Solutionsfabrikalarından sendika işyeri temsilcileri ve işçiler, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç, Perfetti’de bir yıla yakın süre fabrika önünde direnen Ayhan Yaylalı ile Trakya bölgesindeki çeşitli fabrikalardan işçiler emekçiler iş, aş, hürriyet için örgütlü mücadeleye çağrısını birlikte coşkuyla yükseltti.
Yuvayı işçiler yapar
Tarih yazan Polonez işçileri ve farklı fabrikalardaki işçilerle birlikte yeni tarihler yazmak üzere işçilerin yuvası olma muradıyla açılan parti temsilciliğinin her köşesinde işçilerin emeği var. Polonez işçileri nasıl direniş alanlarını elbirliği ile yaşanılabilir hale getirdiyse, Devrimci İşçi Partisi Çatalca bürosu için aynı şekilde emek harcadı. Dört duvar olarak tutulan bir büronun işçilerin yuvasına dönüşmesi için herkes elinden ne iş geliyorsa bir işin ucundan tuttu. Kimi daha yer bakarken Çatalca’nın sokaklarını, işhanlarını, pasajlarını karış karış dolaştı. Kimi duvarlarını boyadı, kimi alçısını çekti, kimi tesisatı yaptı, kimi dolaplarını, masalarını monte etti. Bilen bilmeyene öğretti, herkesin emekleri ile hazırlıklar tamamlandı. Ve nihayet temsilcilik binası direnişle tohumlarının atılmış olmasına, her köşesinde emeği olan işçilere yaraşır şekilde bir Öncü İşçi Şûrası ile açıldı. Zenginlerin, patronların açılışlarındaki gibi kurdeleler kesilmedi, iş, aş, hürriyet mücadelesinde üzerimize düşen görevler, işçi sınıfını iktidara taşıyacak kavganın gerekleri tartışıldı.
Levent Dölek: Biz işçi sınıfına, gerçek güce güveniyoruz! Bizim yolumuz gerçekçidir!
Öncü Şûrası’nın açılış konuşmasını Devrimci İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Dölek yaptı. Levent Dölek, sık sık coşkulu sloganlarla kesilen konuşmasında şunları söyledi: “Sömürü çarklarına çomak sokmak için, ekmek ve hürriyet mücadelesini yeni fabrikalara yeni işyerlerine götürmek için, yeni çoban ateşleri yakmak için biraradayız. Biz Devrimci İşçi Partisi’nin bürosunu açarken iddialıyız ama Çatalca Belediyesi’ni almaya talep değiliz. İhalelerin de peşinde değiliz. Biz serbest bölgeleri, organize sanayileri fethetmeye talibiz hep birlikte! Biz, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, hiçbir ayrımı kabul etmeden ve ayrı gayrı demeden, işçilerin birliğini ve halkların kardeşliğini inşa ederek, dünyanın başına çöreklenmiş emperyalist ve Siyonist katilleri yenmeye, onlardan hesap sormaya talibiz. Dünyanın en büyük güçlerini yenmeye talip olduğumuzu söylüyoruz. Neye güveniyoruz? Biz sadece size, sadece işçilere, sadece emeğin gücüne güveniyoruz. Biz gerçek güce kendimizi yaslıyoruz. Biz çok güzel hayaller kuruyoruz ama hayal satmıyoruz. Tarihe baktığınızda bugüne kadar güzel olan her şeye emeğin gücüyle erişildiğini göreceksiniz. O yüzden bizim yolumuz gerçekçidir. Hayal olan patronların insafa geleceğini düşünmektir. Onlar hiçbir zaman insafa gelmezler, onlar ancak dize gelirler, işçiler ve emekçiler tarafından dize getirilirler.” Levent Dölek işçi sınıfının kurtuluşu için tek gerçekçi yol olan bu sınıf siyasetini büyütmeye tüm işçileri çağırırken “Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız! Biz kazanacağız!” diyerek sözlerini bitirdi.
Açlık sınırının bile altındaki asgari ücret dayatmasına karşı ekmeğini büyütmenin yolu işgal, grev, direniş!
Açılış konuşmasından sonra söz fabrika fabrika yanan çoban ateşlerinde, grevci direnişçi işçilerdeydi. Smart Solar fabrikasının sendika işyeri temsilcileri Hasret Kala ve Varol Bektaş yaptıkları konuşmalarda bugünlere nasıl işgal, grev, direniş yolundan geçerek geldiklerini anlattılar. Sendikalaşmaya başladıklarında birbirilerine, patron tek bir arkadaşlarının bile ekmeğine dokunursa buna üretimden gelen güçleri ve işgalle karşılık vereceklerine dair söz verdiklerini, nihayetinde patronun öncü bir kadın işçiyi işten atmasının ardından üretimi durdurup fabrikayı işgal ettiklerini ve bu işgalin sonrasında da devam eden mücadeleleri ile sendikalarını toplu sözleşmeli olarak fabrikaya soktuklarını aktardılar. Bugün toplu sözleşme sürecinde patronun dayatmalarını kabul etmeyerek greve çıktıklarını, asgari ücretin açlık sınırının bile altında 28.075 lira olarak açıklanmasının karşısında Smart Solar işçilerinin asgari ücretin iki katından fazla bir ücreti kabul etmeyerek grevde olduğunu ve örgütlü olmanın işçi sınıfına bu gücü verdiğini anlattılar. İşimizi, aşımızı büyütme mücadelesinin hürriyet mücadelesinden bağımsız olmadığını, iş varsa aş var, örgütlüysen patronun iki dudağının arasında olmadan hakkını savunabilirsin, hürriyetin varsa işine, aşına sahip çıkabilirsin mesajı her iki temsilcinin de konuşmasına damga vurdu. Konuşmalar sık sık “Smart Solar grevi kazanacak!” ve “İş, aş, hürriyet” sloganları ile kesildi, coşkuyla alkışlandı.
SubMed işçisi direne direne kazanacak!
Çerkezköy Velimeşe’deki SubMed fabrikasında patronun, Petrol-İş Sendikası’nın yetkiyi almasının ardından işten çıkardığı üç işçiden biri olan ve şu anda fabrika önünde direnişte olan işçi kadın arkadaşımız ise direnişin heyecanını salona taşıdı. İçerideki işçi arkadaşlarına “kimse korkmasın, boyun eğmesin, biz hepsinin arkasındayız, Petrol-İş sendikası da bizim arkamızda” diye seslendi. Çatalca temsilciliğinin tüm işçi sınıfına hayırlı olmasını dilerken, Devrimci İşçi Partisi’ne SubMed işçilerinin sesini duyurmasına destek olduğu için teşekkür etti.
Bu mücadele, bu parti emekçi kadınlara emanet!
Pek çok grevde, direnişte olduğu gibi Polonez direnişinde de emekçi kadınlar mücadelenin en önündeydi. Polonez işçisi kadınlar “Korku ölüme, cesaret zafere götürür” diyerek kahramanca mücadele etmiş, direnişten sonra da mücadeleye sahip çıkmaya devam etmişti. Öncü İşçi Şûrası’nda da kürsüye yine damga vurdular. Çeşitli konuşmalarla Polonez direnişinin kendilerine kazandırdıklarını, mücadelenin nasıl emekçi kadınların gücünün farkına varmasını sağladığını, o güçle mücadeleye güç katıp en önde yürüdüklerini, yeri geldiğinde erkek egemenliğine karşı da mücadele etmek zorunda kaldıklarını anlattılar. Çektikleri tüm zorluklara rağmen asla direnişin bir anından bile pişman olmadıklarını ifade ettiler. Bundan sonra da hem patronlara karşı haklarına sahip çıkmak için örgütlenmeye devam edeceklerini hem de erkek egemenliğine karşı mücadele etmenin emekçi kadınlar için bir zorunluluk olduğunu söylediler.
Chen Solar fabrikası sendika işyeri temsilcisi Naz Şakar ise direniş boyunca her geldiklerinde kendilerini bağırlarına basan Polonez işçilerine bir kez daha teşekkür ederek başladığı konuşmasında emekçi kadınların en önde yürüdüğü hiçbir mücadelenin bugüne kadar kaybedilmediğini, bu salonu dolduran emekçi kadınların bugün de mücadele sahip çıkmasının en büyük gücümüz olduğunu ifade etti. Bu mücadelenin de bu partinin de emekçi kadınlara emanet olduğunu belirterek kimsenin gözü arkada kalmasın dedi.
Sendikal bürokrasiye karşı mücadeleci sendikacılık
Polonez direnişinde işçiler polis barikatlarında mücadele ederken, Çatalca’da da Gebze’de de onları yalnız bırakmayan, direniş alanında aşını işçilerle paylaşan Nakliyat-İş Sendikası bugün farklı yerlerde mücadeleye öncülük ediyor. Bir tarafta milyonlarca liralık arabaları taşıyan Hödlmayr Lojistik’in, işçilerini sefalete mahkûm etmek için sendikalaşmayı engellemeye yönelik saldırılarına karşı direniş devam ediyor. Diğer tarafta da Tüvtürk istasyonlarında Ulaştırma ve Çalışma Bakanlığı işbirliğinde grev kırıcılığa karşı Tüvtürk grevi sürüyor. Nakliyat-İş Sendikası Genel Sekreteri Erdal Kopal hem bu mücadeleleri hem de sınıf mücadeleci sendikacılık için olmazsa olmazları anlattı. Sendika yöneticilerinin işçiden uzaklaştıkça, uzlaşmacı bir çizgiye yaklaştığını, işçinin mücadelesine ortak olup taleplerine sahip çıkabilmesi için de ondan farklı bir yaşam sürmemesi gerektiğini söyledi. Bunun için de Nakliyat-İş sendikasının tüzüğünde de sendika yöneticilerinin işçilerden yüksek ücret alamayacaklarının yazdığını da belirtti
Sömürü çarklarına son vermek için öncü işçilere göreve!
Tuzla Chen Solar fabrikası sendika işyeri baştemsilcisi ve Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube Eğitim Sekreteri Alperen Erkoç yoldaşımız konuşmasında Ford Otosan’ın 2025 ilk 9 aydaki net kârının 22,3 milyar lira olduğunu, bugünkü asgari ücretle bir işçinin tek kuruş harcamadığı durumda bile 84 bin yıl çalışarak elde edebileceği bir para olduğunu söyledi. Patronlar bu kadar kâr ederken, örgütlü işyerlerinde asgari ücret dayatmasının kırılabildiğini ancak bunun sadece sömürüyü azaltmak olduğunu anlattı. Bu nedenle de sadece sendikada örgütlenmenin yeterli olmadığını, sömürü çarklarına son verecek devrimci bir mücadeleye de omuz vermek gerektiğini, bunu yaptığımız zaman sadece ücretlerimizi arttırmakla kalmayacağımızı, kazanacağımız koskoca bir dünya olduğunu ifade etti ve öncü işçileri bu mücadeleye katılmaya, sınıf siyasetini büyütmeye çağırdı.
Örgütlenmeyi Polonez’de bitirmedik, gücümüzün yettiği kadar devam edecek!
Öncü Şûrası’nın kapanış konuşması ise Polonez direnişinin öncülerinden Engin yoldaşımız yaptı. Engin Gürbüz konuşmasında şunları söyledi: “Burasının Çatalca’da ekmeğini kazanan işçilerin bir yuvası olması gerekiyor. Örgütlenmeyi Polonez’de bitirmedik biz. Bu mücadele Polonez’deki süreçle sona ermeyecek. Bu mücadelenin gücümüzün yettiği kadar devam etmesi gerekiyor. Çünkü patronlar insafsız. Bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir ülke bırakmak zorundayız. Biz artık bu büroda sürekli var olacağız. Yeni işçi arkadaşlarımızı getireceğiz. Polonez direnişi bize neler kattıysa onlar üzerinden yeni işçi arkadaşlarımıza bir şeyler katabilirsek ne mutlu bize. Önemli olan bizim direnişimizin anılarda kalmaması. Yeni işyerlerinde örgütlenmemiz lazım. Girdiğimiz işyerlerinde direnişte kazandığımız tecrübelerle onlara kol kanat germemiz lazım. Bu büroların bize küçük gelmesi lazım. Temennimiz Çatalcamız’a yeni sendikalı fabrikalar kazandırmak. Çatalca’daki büromuzun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.”
Devrimci İşçi Partisi Çatalca Temsilciliği açılışı ve bu bağlamda düzenlenen Öncü İşçi Şûrası büyük bir coşkuyla, mücadele dolu mesajlarla, geleceğe yönelik çağrılarla doluydu. Birarada olmanın mutluluğu çekilen toplu fotoğraflarla kalıcılaştırıldı. Etkinlik herkesin yüzünün güldüğü, sonraki etkinlikler için heyecanlı konuşmaların yapıldığı koyu sohbetler eşliğinde içilen çaylarla sona erdi.














