Çocuklarımızın temiz ve sağlıklı bir ortamda eğitim alabilmesi için mücadele edelim!
Eylül ayı başında açılan okullarda hâlâ yeterli temizlik görevlisi yok. Millî Eğitim Bakanlığı okullarda temizlik görevlisinin olmadığını önce reddetti. Velilerin, öğretmenlerin okulları temizlediği ve çöp yığını haline gelmiş okul görüntülerinin ortaya çıkmasıyla, yapılan eylemler sonucunda Bakan Yusuf Tekin, 30 bin temizlik görevlisinin Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında alınacağını açıklamak zorunda kaldı. Ancak ne var ki açıklanan sayı da yetersiz. Daha önce İşgücü Uyum Programı (İUP) kapsamında temizlik için 120 bin çalışan alınması planlanmıştı. Şimdi açıklanan sayı ihtiyacın ancak dörtte birini karşılıyor. Çünkü İUP kapsamında yeterli başvuru olmadı ve okullarda çöp dağları oluştu.
İUP programına neden yeterli başvuru olmadı?
İUP kapsamında çalışan emekçilere günlük 566 lira “cep harçlığı” ödenecek. Program kapsamında 10 ay süreyle ve haftanın 3 günü çalışılıyor. Bu çalışma sonunda alınacak aylık ücret, bakanlığın deyimiyle “harçlık”, 7 bin lira civarında oluyor. Üstelik bu kapsamda çalışanların sadece genel sağlık sigortası tam olarak yatırılıyor! Hal böyle olunca başvuru da Millî Eğitim Bakanlığının planladığı seviyede olmadı. Asgari ücretin yarısının altında bir ücretle çalışılacak bir programa yeterli başvuru zaten olamazdı.
Millî Eğitim Bakanlığı, bu uygulamasıyla asgari ücretin yarısının altında bir ücretle çalışmayı olağanlaştırmaya çalışıyor. Kadrolu istihdam yerine geçici çözümlerde (TYP, İUP, geçici işçi, PİCTES) ısrar eden iktidarın uygulamaları her geçen sene bir öncekini aratır hale geliyor. Bedelini hep işçi, emekçi halkın çocukları ödüyor. Program başarısız olmuş! Başarılı olsa ne olacaktı? Yüzlerce, bazı yerlerde binlerce çocuğun okuduğu okullarda, haftanın 3 günü yapılacak temizlik zaten ortalığın pislik içinde olması demektir.
Orta Vadeli Program (OVP) doğrudan çocuklarımızı vuruyor!
Hazine ve Maliye Bakanı İngiliz Mehmet’in açıkladığı OVP’nin amacı kamu istihdamını daraltmak, esnek çalışmayı yaygınlaştırmak. Eğitim alanında yaşananlar da bunun yansıması. Eğitime ayrılan ve zaten yetersiz olan bütçenin daha da kısılması, okullara gönderilen ödeneğin düşürülmesi, öğretmen ve okullarda görev yapacak kadroların atanmayarak geçici çözümlere başvurulması, servislerin kaldırılarak taşımalı eğitimden faydalanan öğrencilerin okula erişiminin engellenmesi ve daha niceleri.
Okullar arası eşitsizliğin sonucunu yine en derin haliyle emekçi çocukları yaşayacak.
Her yıl olduğu gibi bakan bu yıl da okullarda para toplanmadığını açıklasa da “bağış” adı altında okullarda yıllardır para toplanıyor. Diğer ihtiyaçların karşılanmasında olduğu gibi temizlik emekçilerinin istihdamı da velilerden toplanan paralarla çözülmeye çalışılacak. Yoksul mahallelerdeki okullar, her alanda yaşadıkları eşitsizliği şimdi de temizlik, sağlık konusunda yaşayacak. Okullarda şimdiden hastalıklar yaygınlaşmaya başladı.
Bir çocuğun sağlıklı bir ortamda eğitim alması en temel hakkıdır. Bir insanın insanca yaşayacak bir işte çalışması da aynı şekilde bir haktır. İktidar, geçici ve güvencesiz uygulamalarla, sözde tasarruf özde sınıf saldırısıyla hem işimize hem aşımıza hem çocukların insani bir ortamda eğitim alma hakkına, hem de her çocuğun sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına aynı anda saldırıyor. Bu saldırıyı püskürtmek ve gözümüzün bebeği, geleceğimiz çocuklarımızı korumak için ayrı gayrı demeden birleşerek mücadele etmek şart. Eğitime bütçe, okullara ödenek! Yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı hizmetler için kadrolu istihdam!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2024 tarihli 181. sayısında yayınlanmıştır.