MESS dayatmalarına karşı zaferin parolası: İşgal, grev, direniş!
MESS grup toplu iş sözleşmesinde; Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Özçelik-İş sendikaları ile MESS arasındaki görüşmeler devam ediyor. MESS her dönem yaptığı gibi bu dönemde de metal işçilerinin kazanılmış haklarına göz dikerek denkleştirme, telafi çalışması gibi toplu sözleşmeler ile yasaklanan esnek çalışma uygulamalarının önünü açacak tekliflerde bulundu. Birleşik Metal-İş sendikası ise MESS’in dayatmalarına karşı fabrikalarda uyarı eylemleri gerçekleştirdi. Türk Metal ve Özçelik-İş sendikaları ise bu dayatmalara karşı sessiz kaldı.
MESS hükümetin işçi düşmanı Orta Vadeli Program’ını toplu sözleşmeye yansıtıyor
MESS’in teklif ettiği işçi düşmanı maddeler ilk defa gündeme gelmiyor. MESS yıllardır ikramiyelerin fiili çalışmaya bağlanması, deneme süresinin arttırılması, telafi çalışması ve denkleştirmenin toplu sözleşmede yer alması gibi esnek ve güvencesiz çalışma uygulamalarını metal işçilerine dayatıyor. MESS bu dönem ayrıca hükümetin Orta Vadeli Program’ından (OVP) da güç alıyor. Telafi çalışması ve denkleştirme gibi esnek çalışma uygulamaları aynı şekilde OVP’de de yer alıyor. Metal işçileri MESS dayatmalarına karşı sadece kendisinin değil işçi sınıfının tamamının haklarını savunmak üzere mücadele ediyor.
MESS patronları emekçi kadınların kazanılmış haklarına saldırıyor! MESS’e karşı emekçi kadınlar en öne!
MESS tam da patronlara yakışır şekilde her konuda muazzam bir ikiyüzlülük sergilemeyi başarıyor. Sözde kadın hakları savunucusu olan ve her fırsatta kadın ve erkek arasında eşitlikten dem vuran, yer yer bu konular hakkında sempozyum ve eğitimler düzenleyen MESS, sıra emekçi kadınların kazanılmış haklarına gelince her türlü saldırıyı yapmaktan geri durmuyor. MESS 26 Kasım’da yapılan sözleşme görüşmelerinde, kadın işçilere doğumdan sonra verilen günlük bir buçuk saatlik süt izninin birleştirilerek haftanın bir gününde toplu olarak kullanılabilmesi hükmünün toplu iş sözleşmesinden çıkarılmasını teklif etti. MESS bu teklifiyle cinsiyet eşitliğini sadece sözde savunduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu dayatmanın karşısında ise Birleşik Metal-İş sendikasının sözleşme taslağında emekçi kadınlara yeni haklar kazandırmayı hedefleyen maddeler duruyor. Kreş yardımı, babalık izninin arttırılması gibi bakım yükünü kadının üzerinden almayı hedefleyen sözleşme maddeleri, MESS’in ve patronların sözde eşitlik söylemlerine karşı emekçi kadınların taleplerini ortaya koyması açısından oldukça önemli. Birleşik Metal-İş’in taslağındaki bu talepler sadece Birleşik Metal-İş üyesi 500 emekçi kadını değil, MESS sözleşmesi kapsamında çalışan ve Türk Metal ile Özçelik-İş sendikalarına üye olan 15 bin emekçi kadının tamamını ilgilendiriyor. Bu sebeple, bu talepler tüm sendikalar tarafından sahiplenilmeli ve emekçi kadınlar MESS dayatmalarına karşı sendika ayrımı yapmadan en öne çıkmalıdır.
MESS dayatmalarını aşmanın tek yolu örgütlü mücadele!
MESS sanayideki daralmayı da fırsat bilerek krizin faturasını metal işçilerine ödetmeye çalışıyor. Bir yandan yoksulluk sınırının çok altında olan sefalet ücretlerini metal işçilerine dayatırken bir yandan da kazanılmış haklarımıza göz dikiyor. Hükümetin Orta Vadeli Program’ında da aynı şekilde yer alan bu işçi düşmanı dayatmalar başta metal işçileri olmak üzere işçi sınıfının tamamını ilgilendiriyor. Kazanılmış haklarımız, adı üstünde geçmişte analarımız ve babalarımız tarafından mücadele ederek kazanıldı ve bizlere miras bırakıldı. Bu hakları savunmanın tek yolu da yine örgütlü mücadele, bu mücadelenin parolası ise işgal, grev, direniş olacak.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2025 tarihli 195. sayısında yayınlanmıştır.






