Türkiye altınlarını sayıyor!
Türkiye ekonomisinin hızla yere çakılmakta olan bir uçak görünümü vermekte olduğu rakamlardan açık. Geçen yılın ilk altı ayı büyüme yüzde 10,5, bu yılın aynı dönemi yüzde 3,1. Bu bile önümüzdeki dönemde yaşanacaklar konusunda bir uyan borusu olmaya yeter.
Ama işin bir de istatistik sahtecilik yanı var. Türkiye’nin ilk yarı büyümesinde en önemli katkı ihracattan geliyor. Tabii, bu ne kadar ironik, orası açık: Dünya kriz içinde kıvranıyor, Avrupa ekonomisi küçülüyor, ama Türkiye ekonomisi yine de en iyi ihracatta performans gösteriyor! Anlayın içerisi ne kadar kötü ki, ihracat en iyi durumda! Neden? Çünkü tüketim artışı durmuş, yatırımlar ise tepe taklak! Kamu harcamaları da bütçe açığı büyüyor olduğu için kolay kolay arttırılamıyor. Hızla kirlenen renkler içinde en temiz kalan ihracat! Yarın dünyada işler daha da kötüye gidince seyreyleyin durumu! Yunanistan iflas ederse, İspanya ve/veya İtalya çöküntüye girerse, artık neler olur neler!
Ama sahtecilik burada değil. Sahtecilik, Türkiye’nin ihracat artışı içinde İran’a gönderilen altının da görünmesinde. Yılın ilk yarısında ihracatın 6 milyar dolarından fazlası İran’a yollanan altından oluşuyor. İranlı kadınlar birdenbire daha fazla altın takıya merak mı saldı acaba? Yoksa İran nükleer programında uranyum yerine altın kullanan bir teknoloji mi keşfetti? Tabii ki, hayır. ABD’nin öncülüğünde İran’a uygulanan ambargo 2012’de yeni bir aşamaya geçti. İran’la banka işlemleri büyük ölçüde yasaklandı. Bu durumda İran’dan doğal gaz ve petrol almak zorunda olan Türkiye ne yapıyor? İran’a altın yolluyor! Kırmızı meşin, para peşin!
Yani İran’a gönderilen altın mal değil, para. İnsanın şu soruya cevap vermesi için iktisatçı olması gerekmez: Para ihraç edilir mi? İnsana “hadi ordan” derler. Ama Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) anlaşılan emri güçlü yerden almış. Türkiye’nin ihracatının içine “para ihracı”nı da dahil ediyor.
Hani, “uçak indi mi, yoksa düşüyor mu?” diye tartışma vardı ya. Uçak İran’ın pamuk ipliğiyle havada duruyor!