Tayyip Erdoğan Devrimci İşçi Partisi’ne neden dil uzattı?

Sayısız yayın organı Tayyip Erdoğan’ın Adana mitinginde Devrimci İşçi Partisi ile MHP’yi ittifak içinde gösterdiğini yazıyor. Bu haberlere göre, şöyle demiş Erdoğan: “Bahçeli'ye soruyorum; meydanlarda yok, ortada yok. Göreniniz var mı? Dizlerinin bağı çözüldü, milletin içine çıkacak yüzü yok. Şimdi sokağa çıkamıyor. Devrimci işçi partisiyle MHP'yi ortak etti. Bunu MHP'li kardeşlerime anlatamıyor. 10 Ağustos'tan sonra o koltukta da daha fazla oturamayacak.”

Buradaki akıl yürütmenin mantığı açık. Erdoğan Devlet Bahçeli’yi MHP’yi Devrimci İşçi Partisi ile ittifaka sokmuş olduğu için eleştiriyor. “Ekmeleddin İhsanoğlu’nu hem MHP hem sosyalistler destekliyor. Bahçeli de sosyalistlerle ittifak yapmış oluyor. Oysa MHP geleneği sosyalistlerle mücadele üzerine kuruludur” demeye getiriyor. MHP seçmenini kendi yanına çekme çabası.

Taktik gayet saydam da, haberi neresinden tutmalı? Her şeyden önce, Devrimci İşçi Partisi (DİP), hiçbir an Ekmeleddin İhsanoğlu’na bırakın desteği en ufak bir sempati duymadı. Bakın, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı açıklandıktan sonra DİP yayınladığı ilk bildiride ne diyor: “Tayyip Erdoğan’ın karşısına, Ortadoğu’da mezhep savaşının baş kışkırtıcısı Suud Kralı ile arası iyi olduğu için övülen bir aday çıktı! (…) Tayyip Erdoğan’ın karşısına onunla aynı hamurdan yoğrulduğuna kuşku olmayan bir aday çıktı!” Tayyip Erdoğan, bir adayın yerden yere vurulmasının asli gerekçesinin o kişinin kendisiyle “aynı hamurdan yoğrulması” olarak gösterilmesinden rahatsız olmuş olabilir. Olmalı elbette. Ama unutmasın, bu tam tamına DİP’in Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemek bir yana onu korkunç bulduğu anlamına geliyor.

Şimdi seçimlerin birinci turu konusundaki nihai tavrını açıkladığı bildiride ise DİP İhsanoğlu hakkında şunları söylüyor: “Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP’nin AKP’lileşmesinin adayıdır. CHP şimdi MHP ve BBP faşistleriyle aynı politikayı izliyor. Faşistlerin desteklediği adaydan işçi sınıfına, Alevilere, kadınlara, gençliğe ve bütün ezilenlere ne hayır gelebilir? Dün Tayyip Erdoğan’la kol kola yürüyen Fethullah Gülen cemaatinin desteklediği adaydan demokratik haklara ne hayır gelebilir? Ekmeleddin İhsanoğlu, Tayyip Erdoğan ve Katar’ın Rabia çizgisine karşı ABD ve Suudi Arabistan’ın adayıdır. Al birini vur öbürüne!”

Zaten, Erdoğan’ın Adana konuşmasının videosunu izleyenler onun DİP’in değil başka birtakım sosyalist grupların adını telaffuz ettiğini göreceklerdir. Erdoğan Türkiye Sosyalist İşçi Partisi anlamında Sosyalist İşçi Partisi’nin adını dile getiriyor, bir de Devrimci Halk Partisi’nin sözünü ediyor. Bu iki parti, basında yer alan haberler doğruysa gerçekten de İhsanoğlu’na destek veriyor. Erdoğan’ın Devrimci İşçi Partisi’ni MHP ile ortak gösterdiğini ileri süren gazeteci, ajans muhabiri ya da her kimse, anlaşılan şöyle hareket etmiş: Erdoğan önce Sosyalist İşçi Partisi’nden söz etmiş, ardından Devrimci Halk Partisi’nden. Muhabir bunları tersine çevirmiş. Ortaya Devrimci Halk Partisi ve Sosyalist İşçi Partisi kelimeleri çıkmış. “Devrimci”den sonra gelen üç kelimeyi silmiş ve… Devrimci İşçi Partisi’ne ulaşmış. Diyalektik sentez! Muhabirimiz epeyce çaba göstermiş olmalı! O kadar budalaca ki, insanı acaba başka bir şey mi yapmaya çalışıyor diye düşünmeye bile sevk ediyor.

Biz her halükârda belirtelim. Devrimci İşçi Partisi, Tayyip Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak için en kararlı şekilde çalışan partilerden biridir. Ama bunu CHP ile MHP’nin adayını destekleyerek yapmaz! MHP ile “ortak” olmayı sonsuza kadar reddeder. CHP’ye de ne sözü edilen iki parti gibi apaçık, ne de Türkiye solunun çok daha büyük bazı partileri gibi gizliden gizliye destek verir.

Devrimci İşçi Partisi, bütün burjuva partilerinin karşısında işçi sınıfının uzun vadeli ve genel çıkarlarını savunacak siyasi odağı yaratmaya çalışan partidir. Biz İhsanoğlu’nun değil işçi sınıfının iktidarı için savaşıyoruz.

Tayyip Erdoğan başka sosyalist partilerin adını da komik söylemişti. 2010 referandumundan sonra kendisine destek veren Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’ne teşekkür ederken partinin adını, tereddütü dolayısıyla kelimeler arasında duraklaya duraklaya Devrimci Sol (burada bir es var, sonra devam ediyor) İşçi Partisi diye telaffuz etmişti. Bunun komikliği çarpıcı. Dört kelimeyi ikişer ikişer söylerseniz, Erdoğan “Devrimci Sol” ile “İşçi Partisi”ne teşekkür etmiş oluyor! İlki Halk Cephesi’nin atası, ikincisi ise Aydınlık’ın ve Ulusal Kanal’ın bağlı olduğu parti. Bunlara teşekkür etmek isteyeceğini pek sanmayız!

Ama günün birinde Devrimci İşçi Partisi’nin adını söylemek ihtiyacını duyduğunda doğru söyleyeceğine emin olabilirsiniz. Araya niyeti pek anlaşılamayan bir muhabir girmezse!