Merkez Bankası bütün kurşunlarını boşalttı! Hem de ekonominin üzerine!
Site yönetiminin notu: Aşağıdaki yazı Merkez Bankası’nın sert faiz artışını ilan ettiği gecenin sabahında (29 Ocak 2014 Çarşamba) yazılmış ve siteye öğlen saatlerinde konulmuştur. Bu yazı siteye konulduğunda dolar kuru 2,12 dolayında idi, yani yeniden yükselmemişti.
Hepsi vecde geldi! Manşetler savaş sanatlarına övgü biçiminde atılmış: “Merkez Bankası faiz silahını çekti” (Bugün), “Merkezden balyoz doların beli kırıldı” (Habertürk), “MEB doların belini kırdı” (Akşam), “Merkez 2 silaha birden sarılıyor” (Dünya)…
Merkez Bankası’nın doların belini kırıp kırmadığını göreceğiz. Biraz sabır. Ama Türkiye ekonomisinin belini kıracağı kesin. Bunu anlamak için ekonominin en basit gerçeklerinden birini hatırlamak yeterli: faiz oranı yükseldikçe üretime (sanayi, tarım, ulaştırma, üretken hizmetlere) yatırımlar azalır. Şimdi politika faizi diye anılan oran yüzde 4,5’ten yüzde 10’a, “marjinal fonlama oranı” yüzde 7,75’ten yüzde 12’ye zıplayınca, kredi faizi ne olur? Bankalar gecelik olarak yüzde 15 faizle (reel olarak, yani enflasyon düşüldüğünde yüzde 7 demek!) Merkez Bankası’ndan ödünç alacak, müşteriye kaça verecek? 2010 ve 2011’de yüksek büyümeden sonra 2012 ve 2013’te zaten yüzde 2-3 düzeyine gerilemiş olan Türkiye ekonomisi, yakında sarsıntılarla krize girecek. Burjuvazinin özellikle hükümete yakın sözcülerinin heyecanını o zaman görelim!
Sorun bununla da bitmiyor. Merkez Bankası’nın verdiği tepki tam anlamıyla bir panik tepkisidir. Dolar ne zamandan beri yükseliyor? ABD merkez bankası Federal Reserve 2013’ün Mayıs ayında parasal genişlemeyi adım adım bitireceğini ilan ettiğinden ve Haziran ayında Gezi ile başlayan halk isyanı patlak verdiğinden bu yana. Ne zaman azgın bir tempoya geçti yükseliş? 17 Aralık’ta büyük yolsuzluk krizi patlak vereli ve yine ABD merkez bankası Federal Reserve Aralık toplantısında parasal genişlemeden çıkışı fiilen başlatalı. Merkez Bankası bütün bu dönem boyunca elindeki dış rezervlerden dolar satma “silah”ından başka bir araç kullanmadı. Daha bir hafta önce, Para Piyasası Kurulu’nu toplamış ve faizleri sabit tutmuştu. Sonra dün olağanüstü bir toplantı yaparak faizleri 5 puana yakın arttırdı. Neden? Çünkü arada Türk lirasının değer kaybı, kanser için kullanılan deyimle “galopan” hale geldi, yani dört nala koşmaya başladı da ondan. Daha önce günde bir ya da iki kuruş yükselen dolar Çarşamba’dan Pazartesi’ye her gün beş kuruş yükselmeye başladı. Siz sekiz ay bekleyin, sonra bir hafta içinde fikir değiştirip bu sefer de faizi iki katından fazla bir düzeye yükseltin! Buna “vur deyince öldürdün” denir! Silahını Türkiye ekonomisinin üzerine boşalttın!
Şimdi, faizi buradan daha yukarıya çıkartmak resmen ekonomiye karşı taammüden cinayete girer. O zaman soralım: doların yükselişinin ardındaki dinamikler durdu mu? Onları nasıl kontrol edeceksiniz? Birincisi, Gezi ile başlayan halk isyanı ve 17 Aralık’ta başlamış olan büyük siyasi krizin dinamikleri henüz tükenmedi. Türkiye yeni kavgalarla sarsıldıkça, hem yabancı para babalarının, hem de yerlilerinin istikrara olan güveni yerlerde süründükçe, para kaçışını faiz oranı ile kontrol edebilecek misiniz? İkincisi, ABD merkez bankası Federal Reserve bugün (Çarşamba) yeni kararını açıklayacak. Bugün parasal genişlemeden daha yüksek bir çıkış ilan etmesi olasılığı yüksek. Farz edelim bugün yapmadı bunu. Ama bir ay sonra? İki ay sonra? O çıkışı devam ettirdikçe ABD’de faizler yükselecek. Para babaları ABD’de faizler yükselirken sizin her an çökebilecek ekonominize neden baksınlar?
Gülün bakalım, Merkez Bankası silahını doğrultmuş da doların belini kırıyormuş. Silah boşaldı, beyefendiler, hanımefendiler. Yarın dolar denen canavar başını yeniden kaldırınca ne yapacaksınız?
Biz işçi sınıfı derhal hazırlıklara başlamalıyız. Sanayi zaten sıkışmıştı. Şimdi yatırımlar duracak, işçi çıkarmalar başlayacak. Sendikalarımızı uyaralım, yığınak yapalım, direnelim. İşimizi, aşımızı savunalım! Bizim silahımız da grev, işgal, direniş!