Ku Klux Klan’ını, neo-Nazilerini, Ortadoğu’daki despotlarını al da git!

Donald Trump’ın ektiği nefretin hasadını Ku Klux Klan ve sözde “neo” Naziler biçiyor! Sen “her şeyden önce Amerika” diye haykırırsan, Virginia’daki cenaze levazımatçısı kılıklı, ırkçı küçük burjuva KKK üyesi bunu nasıl duyar? “Beyaz ırk üstünlüğü” (“white supremacism”) diye! Eski sanayi bölgesi, şimdi “rustbelt” (pas kuşağı) olarak bilinen bölgede bulunan Ohio’da, evini banka tefecilerine kaptırmış, 20 yıl makine başında hayat tükettikten sonra işsiz kalmış işçi ailesinin 20 yaşındaki çocuğu nasıl duyar? “Siyahları ve komünistleri öldürün!”

İşte şimdi “her şeyden önce Amerika”nın ilk hasadını topladın Trump! Virginia’nın siyahileri ve solcuları, üniversite şehri Charlottesville’in öğrencileri, ırkçıların boy gösterisini protesto ederken arabasını onların üzerine süren Ohio’lu 20 yaşındaki bir genç, 32 yaşında bir kadını öldürdü, en az 18 kişiyi de yaraladı. Yukarıdaki resme iyi bakın! Trump’ın politikaları sonucunda, bedenleri havaya uçacak olanların sadece Kuzey Koreli veya İranlı işçiler ve köylüler olmayacağını anlarsınız!

Trump, azgın bir sağın boynundaki tasmayı çıkartmış, Amerikan toplumunun üzerine salmıştır. Bir yandan “beyaz ırk üstünlükçüleri”, en başta ünlü KKK, bir yandan Nazi bayraklarıyla ve kalkanlarıyla yürüyen güruhlar, bir yandan Trump’ın en önemli danışmanları arasında kendine yer bulan (Steve Bannon) “alt-right” (alternatif sağ), bunlar ve başkaları, çok uzun süredir bekliyordu. Bunların belini kıran 1960’lı yıllarda önce Amerika’nın gericiliği ile ünlü Güney’inde, sonra Kuzey’in büyük kentlerinde ayağa kalkan siyahi (bugün kendilerinin tercih ettiği adla “Afrikalı Amerikalı”) halk oldu. O dönemdeki isyanı anlamak için biraz geriye, tarihe bakmak gerekiyor.

1861-65 arasındaki İç Savaş’a kadar Güney bölgesi, başta pamuk ve pirinç olmak üzere büyük tarımsal çiftliklerde siyahi köle emeğinin Amerikan kapitalizmine büyük maliyet avantajı sağladığı bir sosyo-ekonomik yapıya sahipti. Ama değişen koşullar, sanayileşmeye başlayan Kuzey’in köleliğe karşı konumlanmasına yol açıyordu. Siyahi kölelerin mücadelesi ile Kuzey burjuvalarının köleliğe karşı “azatlık” tarafına geçmesinin gücü birleşince, Amerika köleliğin ilgasının eşiğine geldi. O zaman Güney ayrılmak için isyan etti. Bölgenin, köleciliğin devamında ısrarlı eyaletleri kendilerine “Konfederasyon” adını verdi. Başkan Abraham Lincoln’un yönetimindeki “azatlık” ordusu ile Konfederasyon ordusu korkunç şiddetli bir iç savaşa girişti. 1865’te kölelik karşıtı Kuzey savaşı kazandı, ama Abraham Lincoln bir ırkçının suikastına kurban gitti. Karl Marx, Amerikan iç savaşına büyük bir önem vermiş ve “azatlık” yanlısı kampı, özel olarak da Lincoln’u o dönemde köşe yazarı olduğu New York Daily Tribune’da selamlamıştır.

İşte şimdi Virginia eyaletinde ve diğer Güney eyaletlerinde kaldırılan heykeller ve Konfederasyon bayrakları o savaştaki köleci kampın sembolleridir. Charlottesville’de KKK ve Nazilerin kaldırılmasını protesto ettikleri heykel, Güney’in Konfederasyon ordusunun komutanı Robert E. Lee’nin heykelidir. Lee, köleliği savunmak için bir milyona yakın insanın öldüğü bir savaşı yönetmiştir! Bu alçağın heykelinin kalkmasını istemeyenlerin cibilliyeti buradan aşikârdır!

Bu it sürüsü, 1960’lı yıllarda siyahilerin Güney’de, “medeni haklar hareketi” diye bilinen ve ırkçılığa karşı büyük bir atılım olan mücadelesinin ve Kuzey’de metropollerin gettolarında siyahilerin şiddetle ayaklanmasının, Martin Luther King reformizminin, Malcolm X devrimciliğinin, Black Panther Party (Kara Panterler) Marksizminin etkisi altında köşe bucak saklanmak zorunda kalmıştı. İşte şimdi yarım yüzyıl sonra inlerinden çıkıyorlar! Trump sayesinde!

Trump olaydan sonra yaptığı konuşmada, sergilenen “nefret, bağnazlık ve şiddet”i kınamaya başladıktan hemen sonra ekliyor, “birçok tarafta”! Birçok tarafta sergilenen nefret, bağnzalık ve şiddet, ha? Öldürülen, yaralanan insanların “nefret ve bağnazlık” suçlamasına maruz kalamayacak karakterde olduğuna bütün dünya tanıklık eder. Bu insanlar, “Black Lives Matter” (Siyahilerin Hayatları Önemlidir) adlı, son yıllarda siyahilerin polis tarafından katledilmesinin iyice yüksek bir düzeye tırmanması karşısında kurulan ve gittikçe güçlenen hareket ile Charlotesville’in ilericilerinin ve devrimci Marksistlerinin katıldığı bir protesto eylemindeki insanlardır. Ölü ve yaralı verenler, Amerika’nın en güzel insanlarıdır! Onlar “nefret ve bağnazlığı” protesto için meydandadır sadece. Şiddete gelince, siyahilerin polisten, protestocuların, eskiden siyahileri asarak cezalandırmasıyla ünlü KKK’nın çıplak pazularını teşhir eden kasklı, kalkanlı tosuncuklarına çiçek mi uzatacaklardı? Faşistlere faşist gibi davranmışlardır, hepsi bu!

Bu topluluğun tek kusuru, işçi sınıfını mücadelenin içine çekmek için çabalamamasıdır. Gerçeklik bunu onlara öğretecektir. Ama geç kalma tehlikesi vardır.

Trump’ın tosuncuklarının, KKK militanların ve Nazilerin ve onların alternatif sağ ideologlarının ise “nefret ve bağnazlık” illetine yakalanmış olduğunu, köleliğin “milli ve yerli” geleneklerine sahip çıkmalarından daha iyi ne gösterebilirdi? Hayır, Trump, “nefret, bağnazlık ve şiddet”i kınamış falan değildir. Bu sözde tarafsız tutumuyla KKK ve Nazilere destek vermiş olmaktadır. Zaten konuşmasını da “her şeyden önce Amerikalıyız” diye bitirerek kendi ünlü ırkçı ve emperyalist sloganı “her şeyden önce Amerika”ya gönderme yapmamış mıdır? Gerçek gazetesi ve sitesi bu sloganı Hitler’in “Deutschland über alles” (“her şeyin üzerinde Almanya”) sloganına benzeterek “Amerika über alles” diye alay etmişti. Trump’ı da “serseri mayın faşizmi” diye nitelemişti. Haksız mıymışız?

Hattı müdafaa yok! Satıh bütün dünyadır! Türkiye’den kaçarak kendini kurtarmaya çalışan kendini kurtaramayacak, ama başka ülkede mücadeleye bile giremeyecek, kimsenin işine yaramayacaktır! Her yerde faşizme, gericiliğe, ırkçılığa, emperyalizme karşı ortak mücadele! Mücadele yükseldikçe kapitalizm denen bataklığı ortadan kaldırmanın olanakları da doğacaktır.