Kadrolu milisler

Gerek İstanbul valisiyken, gerekse şimdi İçişleri Bakanı olarak Muammer Güler, 1 Mayıs’ları ve Taksim havalisini gaza boğarak işçi sınıfının yeminli bir düşmanı olduğunu kanıtlamıştı. Şimdi yine onun nezaretinde bir başka toplumsal katmana topyekûn hücum başlıyor. Gençliği neredeyse o ünlü söyleyişte olduğu gibi “görüldüğü her yerde ezmek” amacıyla özel bir devlet gücü kuruluyor. Tayyip Erdoğan statlardan, üniversite yerleşkelerinden ve yurtlardan özel güvenliklerin çıkarılacağını, buralara devletin el atacağını söylemişti. Şimdi Muammer Güler açıkladı: 10 bin tane “koruma memuru” kadrosu oluşturulacakmış. En az lise mezunu, 28 yaşın altında, fiziki durumu uygun kişiler işe alınacakmış.

“Koruma” gerek devlet sorumluları arasında, gerekse toplumsal faaliyetin bazı alanlarında (örneğin kapitalist sınıf içinde) yüksek düzeyde olup suikast, sabotaj, saldırı ve benzeri tehlikelerle karşılaşmaları riskinin yüksek olduğu düşünülen kişiler için uygulanılan güvenlik önlemlerinin bir parçasıdır. Bazı adamlar ya da duruma göre kadınlar, bu şahsın güvenliğini adım adım sağlamak üzere görevlendirilir. Bu kadar basit. Bu şahısların çalıştığı mekânlar da korunur elbette. Ama bu binaların güvenliğini korumaktan sorumlu memurlara dahi “koruma” adı verilmez, güvenlik görevlisi denilir. Muammer Güler bu saçma isim anlaşılan gazeteciler tarafından sorgulanmış ki, “nöbet tutmak da bir koruma görevidir” gibi saçma bir cümleyi kurmak zorunda kalmış.

AKP hükümeti gençliği toplu halde bulunduğu her yerde ezmeye yöneliyor. Statlarda coşarken, yerleşkelerde dünyayı kavrayışlarını geliştirirken, yurtlarda okurken, tartışırken, kendilerini ilerletirken hep başlarında bir “koruma memuru” ordusu olacak. Statlar karmaşık bir toplumsal sorun olduğu için şimdilik onu bir kenara bırakalım. Ama üniversite öğrencisini toplu olarak “görüldükleri her yerde” devletin gözetimi altına almaya çalışmak, bir tek anlam taşıyor: AKP hükümeti öğrencilerin başına goriller yerleştiriyor. Onları korumak için değil, sosyo-ekonomik düzeni onlardan korumak için.

AKP hükümeti Arap devriminden ve Tahrir’den çok korktu. Diyarbakır’ın Dağkapısı’nı Tahrir yaptırmamak için KCK tutuklularını 10 binlere ulaştırdı. Polis gazına öyle bir sarıldı ki, Hopa’da Metin Lokumcu’yu, geçen yıl İstanbul Newroz’unda bir Kürt hevalimizi öldürdü, kaçımızı beyin ameliyatı olacak kadar ağır yaraladı. Şimdi de üniversitelere sıkı düzen getiriyor. Bugün 10 bin koruma ile başlıyor. Yarın belki de koskoca bir ordu haline getirecek bu yeni gücü. Üniversitelerden sonra liselere sokacak.

Bu proje, “itaatkâr gençlik” projesinin öteki yüzüdür. Gençliğe tevekkül yoluyla itaat telkin edemediklerinde sopa atmayı planlıyorlar. Her kim Erdoğan’ın “itaatkâr” genci olmayı reddederse ona cop ve gazla saldıracaklar. Gençliği ikiye bölüyorlar, bir kısmını gerici biçimde yetiştirecekler. Sonra içlerinden “fiziği uygun olan, 28 yaşın altında olanları”nı itaatkâr olmayı reddedenlerin üzerine salacaklar. Devlet, kendine kadrolu milisler ediniyor!

Bu proje durdurulmalıdır!