Çözüm sandıkta değil, çözüm mücadelede!

Doların artışı, altının yükselişi, alım gücünün azalması, temel ihtiyaçlarımıza zam gelmesiyle birlikte Türk Metal'in ''yüzyılın sözleşmesi'' dediği sözleşmenin aslında büyük bir kazanım olmadığını görmüş olduk. Bu kazanımı da zaten işçiler, Türk Metal sayesinde değil kendi mücadeleleriyle kazandılar. Şu noktaya iyi bakmak gerekir ki; sözleşme dönemlerinden kısa bir süre sonra zamlar, vergiler, enflasyon derken işçinin cebinde ay sonunu getirecek kadar bile para kalmıyor. Bu böyle nereye kadar sürecek?

24 Haziran seçimlerinde patron partilerinin adayları halkı zaten kendi elleriyle soktukları ekonomik krizden çıkarmayı vaadi veriyorlar. Seçimler sonrası, bu yaşananların devamı veya daha kötüsü niteliğinde olabilir. Ancak daha yaşanılabilir bir hayat için bir adım niteliğinde de. 16 yıllık iktidarın, şuan ki Cumhurbaşkanının yaptıkları ortada. AKP'ye oy vermiş insanlar bile artık ''yeter'' diyor. Ancak onun karşısındaki rakipleri bir çıkış yolu mudur? Çok net ve ikirciksiz şekilde hayır! Hiçbiri işçinin, emekçinin dertlerine çözüm olamaz, hiçbiri bizler adına bir şey yapamaz. Çünkü hepsi birer patron partisidir, onlara hizmet ederler, onların çıkarlarını kollarlar.

Çıkış yolu mücadelemizdedir. Karşımıza alternatif olarak çıkartılan hiçbir patron partisinin adayı bizim adayımız değildir. Hiçbirinden beklenti içinde olmamalıyız. İşçi düşmanlarına, kadın düşmanlarına, her türlü ayrımı yapanlara, bizi sömürenlere dur demeliyiz. 

Tofaş’tan bir işçi

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2018 tarihli 105. sayısında yayınlanmıştır.