Bursa OYAK Renault’dan bir işçi: Metal işçisine sefaletin şıkkını seçtiriyorlar!

OYAK Renault'ta sözleşme için anketler yapıldı. Yıllardır sözleşme zamanı geldi mi aynı şey yaşanıyor. Patronlar, MESS üzerinden “kriz var”, sendika da “gerçekçi olmak lazım” diyerek sözleşme öncesi beklentileri düşürerek baskı yapmaya çalışıyorlar. Türk Metal sendikası ankette yazan zam oranlarıyla anket mi yapıyor, yoksa işçinin beklentisini düşürüp ikna etmeye mi çalışıyor? Yaptıkları “anket”te, zam beklentisi soruluyor: En yüksek seçenek %25+, kabul edilir gibi değil!
Bir düşünelim! Bir sendika var karşınızda. İşçinin beklentilerini daha en baştan düşürmek istiyor. Ve bunu yapmak için, herkesin gerçek olmadığını bildiği TÜİK enflasyon rakamlarını dayanak gösteriyor. Yani hayatın gerçeklerinden değil, masa başında çizilen sahte tablolardan konuşuyor. Yetmiyor! İşçinin taleplerini şekillendirme işine de kalkışıyor. “Toplu sözleşmeden ne beklersiniz?” diye soruyor. Güzel, değil mi? Ama işin içine bakınca durum bambaşka. Verilen şıklar şöyle: "İş güvencesi, daha iyi çalışma koşulları, daha yüksek ücret!". Ve yalnızca birini seçebiliyorsun! İşte sorun burada. Bu soruyla işçiye deniyor ki: “Hepsini isteme. Birinden vazgeç.” Peki hangi işçi iş güvencesinden vazgeçebilir? Kim düşük ücreti kabul eder? Ya da kim kötü koşullarda çalışmaya razı olur? Bu, açıkça işçiye “Sefaletin şeklini sen seç!” demektir. Bu bir anket değil; bir yönlendirme, bir tuzaktır.
Böyle bir yaklaşım, işçiyi temsil etmek değil, susturmaktır. Bu, işçinin sesi olmak değil, patronun ağzıyla konuşmaktır. Ve bunu yapmak için işçiyi kandırmaktan bile çekinmiyorlar. Sorularla kandıramazlar, seçeneklerle susturamazlar! Yoksulluk sınırı 85 bin lirayı geçmiş. Bu koşullarda %25 zam teklif etmek işçiye açık hakarettir! Bir avuç patronun servetini büyütmek için bizden fedakârlık bekleyen herkese cevabımız net: Genel grev, genel direniş!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2025 tarihli 191. sayısında yayınlanmıştır.