Feniş direnişçileri Taksim'deydi
Taksim Galatasaray Lisesi önünde toplanan Çelik İş Sendikası’nda örgütlü Feniş işçileri 21 Eylül Cumartesi günü saat 15:30da basın açıklaması ve oturma eylemi düzenlediler.
İşçilerin coşkun sloganlar ve ıslıklarla gerçekleştirdikleri eylemde, “her yer Feniş her yer direniş”, “AKP şaşırma sabrımızı taşırma”, “ direnen işçiler yenilmezler”, “tazminat hakkımız engellenemez”, “işgal, grev, direniş” sloganları atıldı.
3 aylık alacaklarının ve kıdem tazminatlarının patron tarafından gasp edilemeyeceğini vurgulayan işçiler, yapılan basın açıklamasının ardından Taksime doğru yürüyüşe geçmek istediler fakat önleri çevik kuvvet ve TOMA aracıyla kesildi. Sendika temsilcileri ile polis arasında yapılan pazarlık da olumsuz sonuçlandı. Sendika yöneticilerinin “geriye dönüyoruz” çağrısına uzun süre uymayan işçiler, “emekçiye değil, hırsızlara barikat” sloganı atarak, polisin sermaye yanlısı tavrına tepki gösterdiler.
TRT binası önündeki araçlarına, ara sokaktan binmek zorunda kalan işçiler Taksim’den ayrıldılar.
Ateş düştüğü yeri yakıyor, işçilerle dayanışmalı
Eylemden sonra sohbet ettiğimiz işçiler, burjuva medyasının ve emekçilerin ilgisizliğinden dertliydiler. 15 yıllık bir ustabaşı söyle diyordu; “ateş düştüğü yeri yakıyor, Kadıköy’de eylem yaptık, bildiri dağıttık fakat işçiler duyarsız. Ben de böyleydim. İşin içine girmeden anlaşılmıyor. Emekçilerin birbirlerine destek olmaları gereklidir.”
Daha önce de maaşlarının düzenli ödenmediğini, 3 aylık maaş alacaklarının yanına üretimin durması ve iş akitlerinin feshi ile kıdem tazminatı alacaklarının kaygısı da eklendiğini söylediler. “Okullar açıldı, para pul yok” diyen işçiler, “devlet bize sahip çıkıyor olsaydı biz buralarda hakkımızı aramak için sürünmezdik, haklıyken haksız gibi gösterilmezdik” diyerek sitem ettiler.
Yıllardır emekçilerin sırtından geçinen, insanları balık istifi gibi metrobüslere, otobüslere binmeye zorlarken kendileri lüks otomobilleri ile gezen, harç borç içinde ailesine bakmaya çalışan işçiyi ezen %1 bilmelidir ki; bizim gücümüz çoğunluğumuzdan değil haklılığımızdan gelir. Bu toplumun işçileri sonunda halk isyanının önüne geçip masaya yumruklarını vuracaklardır. Tıpkı bu gün Feniş işçilerinin beyaz kartallar misali güçlü ve kararlı mücadelesinde olduğu gibi.