Türk-İş :Kumlu gitsin, Kavlak gelmesin!
Ne diyetmiş! Türk-İş’in başına geçebilmek için AKP’nin desteğini alan Mustafa Kumlu diyet borcunu bir türlü ödeyemedi. Son olarak, özünde bir “sendikasızlaştırma” yasası olan “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası”nın hazırlanma aşamasında hükümet ve işveren temsilcileriyle gizli bir protokol imzalayarak ödemeyi tamamlamaya çalıştı. Ancak bu protokol Kumlu’nun bardağını taşıran son damla oldu.
Türk-İş Olağanüstü Genel Kurul yolunda
Türk-İş yönetim kurulunda başlayan tartışma konfederasyonu olağanüstü genel kurulun eşiğine getirdi. Geçtiğimiz genel kurulda daha mücadeleci söylemlerle bir araya gelen Sendikal Güç Birliği Platformu, Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın’ı aday göstererek Kumlu’nun karşısına çıkmıştı. Kumlu’yu destekleyen sendikalar ise delege çoğunluğunu sağlayarak Kumlu’yu başa geçirmişti. Ancak AKP Kumlu’dan o kadar büyük diyet istedi ki, kendisi sadece işçi sınıfına değil kendini destekleyen diğer sendikaların bürokratlarına da ihanet etmek zorunda kaldı. Şimdi Sendikal Güç Birliği ile birlikte toplam 20’ye yakın sendika Kumlu’nun karşısına geçmiş durumda ve Türk-İş, tarihinde ilk defa bir olağanüstü genel kurula gitmek üzere.
Kumlu gitsin ama Kavlak da gelmesin
Aylardır gazetemizin sayfalarında işçileri Kumlu’yu bulunduğu mevkiden indirmeye çağırıyoruz. Bu çağrımız sadece Kumlu’nun başkanlığı bırakmasını değil Türk-İş’in sınıfın çıkarlarını koruyan mücadeleci bir yola girmesini de kapsıyor. Bugün Kumlu için yolun sonu gözükmüş durumda. Bu son derece önemli bir gelişmedir. Zira ne kadar bürokratik yozlaşmaya uğramış olursa olsun bir sendikanın başında olup sınıfa ihanet etmenin, mutlaka bir bedeli olduğunu göstermektedir. Diğer yandan Kumlu’yu devirmeye çalışanlar arasında Sendikal Güç Birliği gibi daha mücadeleci bir çizgiyi savunanlar kadar sarı Türk Metal sendikası ve onun sınıf işbirlikçi lideri Pevrul Kavlak gibileri de bulunuyor. Bursa’da Türk Metal üyesi olan işçilerin kendisine karşı daha yeni başkaldırdığı, işçilerden daha çok işveren sendikası MESS ile mesai harcayan, ortak eğitimler düzenleyen, birlikte ticari girişimler (otel, dinlenme tesisi, eğitim şirketleri vb.) yapan Pevrul Kavlak’ın etrafında oluşacak bir muhalefetin Türk-İş’i olumlu bir yere taşımayacağı açıktır.
Sendikal Güç Birliği kulislere değil sokağa yönelmeli
Türk-İş’te Kumlu’yu sendikal ayak oyunları ve bürokratik koltuk kavgaları değil işçi sınıfının tabandan yükselen mücadelesi devirmelidir. Bunun için de görev tabandaki işçinin istek ve özlemlerini daha fazla yansıtan Sendikal Güç Birliği’ne düşmektedir. Güç Birliği derhal yüzünü işçilere dönmeli ve “sendikasızlaştırma” yasasının yürürlüğe gireceği 2013 yılı gelmeden, sokaklara, meydanlara çağrı yapmalıdır. Yeni Saraçhane mitingi çağrımız bunun için bir başlangıç olabilir. İşçiler sokaklarda ve meydanlarda oldukça, sendika işleriyle de daha çok ilgilenecektir. Bugün Kumlu’nun altındaki zemini oynatan esas neden işçinin tabandaki hoşnutsuzluğudur. Bu hoşnutsuzluğu aktif bir baskı unsuruna çevirecek bir hareketlenme ise Türk-İş’i isim değiştirmiş Kumlu’lardan koruyacak tek yoldur.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2012 tarihli 38. sayısında yayınlanmıştır.