PTT’de çalışan taşeron işçiler sendikal baskıya karşı direnişe devam ediyor
PTT’ye bağlı çalışan taşeron işçiler, kurumun tüm yükünü taşımalarına rağmen kendilerine üvey evlat muamelesi yapılmasına, kurumdaki en düşük ücreti almalarına ve mobbinge karşı daha iyi şartlarda çalışmak, daha iyi bir ücret alabilmek için 2019 yılında PTT-Sen’i ve PTT Kargo Sen’i kurarak örgütlenme çalışmalarını başlatmıştı.
Kısa sürede PTT-Sen’de 5 binden fazla üyeye ulaşan taşeron işçiler, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde iki toplu sözleşme gerçekleştirdi, Ege Bölgesi’nde ise yetkiyi aldı. Yetki alındıktan sonra, taşeron şirket Park Konak A.Ş tarafından sendikaya ve sendika üyesi işçilere baskı ve mobbing uygulanmaya başlandı. Sendikanın genel başkanının ve yönetiminde bulunan taşeron işçilerin sözleşmeleri hiçbir gerekçe gösterilmeden yenilenmedi. İstanbul’daki çalışanlar ise iş kanununun meşhur 25. maddesi bahane edilerek soruşturma açılmadan işten çıkarıldı. Bunun üzerine işçiler İstanbul, Bursa ve İzmir’de çeşitli eylemlerle mücadeleye başladı.
Şirket yönetimi, sendika üyesi işçilere “sendikaya destek olmayın, olursanız işinizden olursunuz”, “PTT önünde düzenlenecek eyleme katılacak personelin şirket tarafından iş akitleri fesih edilecektir” şeklinde mesajlar atarak işçilere yönelik baskıya ve yıldırma çabalarına devam ediyor. PTT-Sen üyesi taşeron işçiler işten çıkarılan tüm üyelerin işe iade edilmesi, sendikaya üye olan işçilere yönelik yapılan ücretsiz izin dayatmasının ve sendikal baskının son bulması talepleriyle 9 Aralık’tan beri İzmir PTT Posta İşleme Merkezi ve İstanbul Sirkeci PTT önünde sürmekte olan direnişlerine devam edeceklerini belirtiyorlar.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2021 tarihli 136. sayısında yayınlanmıştır.