Ölüm maden işçisinin kaderi değildir!

Ölüm maden işçisinin kaderi değildir!

Madenlerde uygulanan özelleştirme politikasının ve yapılmayan denetimlerin bedelini işçiler hayatlarıyla ödüyor. Kayseri’de özel çinko madeninde 20 Kasım’da yaşanan göçükte bir işçi hayatını kaybetti.  Hemen ardından Zonguldak’ta yıllardır kaçak olarak işletilen bir maden ocağında 21 Kasım’da yaşanan patlamada üç işçi hayatını kaybetti, iki işçi yaralandı.

Zonguldak’ta kaçak olduğu ortaya çıkan maden ocağı, aslında göz göre göre işletilmesine müsaade edilmiş bir yer. Tıpkı hakkında kapatma kararı verilmiş ancak Ciner grubunun ve ona bağlı bir taşeron şirketin işletmesine göz yumulan, 16 madencinin şev kayması sonucu hayatını kaybettiği Şirvan’daki bakır madeni gibi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Zonguldak’taki olay sonrasında “soruşturma başlatılmıştır” diye açıklama yaptı. Ocağı işletenin önce gözaltına alındığı, ardından da tutuklandığı açıklandı. Bakanlık aynı açıklamayı Şirvan’daki olay sonrasında da yapmıştı. O zaman da gözaltına alınanlar, tutuklananlar olmuştu. Fakat aradan geçen süre sonunda sorumlulardan hesap sorulmadığı gibi süren davada tek bir tutuklu dahi kalmadı.

Zonguldak’taki olayda hayatını kaybeden bir işçinin babasının da dokuz yıl önce aynı maden sahasındaki kaçak maden ocağında gaz zehirlenmesinden dolayı hayatını kaybettiğini öğrendik. Öğrendik ki o zaman baba oğul birlikte çalıştıkları o madende yaşanan olayda baba, oğlunun ve bir arkadaşının hayatını kurtardıktan sonra kendi hayatını kaybetmiş. O gün kendi hayatını kaybeden madenci baba, oğlunu kurtarmayı başarabilmişken, AKP hükümeti madenlerin ruhsatsız kaçak bir şekilde işletilmesine göz yumduğu için madenci oğlu da dokuz yıl sonra benzer şekilde hayatını kaybetmiştir.

Cinayetlerin hesabını verin!

Maden patronları daha fazla kâr hırsı uğruna, en basit güvenlik önlemlerini dahi almadığı için işçileri göz göre göre ölüme gönderiyor. AKP iktidarı, ilgili bakanlıkları, merkezi ve yerel devlet yetkilileri de buna açıkça göz yumuyor. Zonguldak Valisi, olaydan sonra yaptığı açıklamada “Bilindiği üzere ilimizde oldukça sık maden ocakları kazaları olmakta bunların büyük bölümü de kaçak işletilen maden ocaklarında meydana gelmektedir” diyerek bizzat kendisi söylüyor bölgedeki durumu. Fakat herkesin bildiği bu gerçeği işçiler öldükten sonra söylemek marifet değil. Bugüne kadar o madenlerin ruhsatsız, kaçak bir şekilde işletilmesine kimler göz yumdu, kaçak madenlerdeki cinayetlere kim sebep oldu, önce bunların hesabını verin!

Bu yaşanan kazaların, iş cinayetlerinin hiçbiri kader değil. Hesabı sorulmayan her iş cinayeti bir sonrakine davetiye çıkarıyor. Bütün madenler kamulaştırılıp devlet eliyle işletildiğinde ve üstüne o madenlerde işçi denetimi sağlandığında bütün bunların önüne geçilebilir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2018 tarihli 111. sayısında yayınlanmıştır.