Metal sözleşmesinde ufukta grev göründü!

MESS-Türk Metal prodüksiyonu tiyatro oyununun 2014-15 gösterisi sonuna yaklaşıyor. İki yılda bir Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Türk Metal Sendikası’nın yöneticileri, on binlerce işçinin iki yıl boyunca hayat standardını belirleyecek olan toplu iş sözleşmesi dönemi gelince pazarlık yapıyor gibi birtakım sahneler yaratırlar. Türk Metal’in başına çöreklenmiş gerici bürokratlar metal sektörünün sanayicileriyle iyi geçinmenin kendi gelecekleri için büyük önem taşıdığını bildikleri için pazarlık yapıyor pozuna girmekle birlikte onları rahatsız etmemeye özel çaba gösterirler. Öte yandan, sendika tabanındaki işçiye de gerçek bir pazarlık yapılıyormuş izlenimi vermek gerekir. Tiyatro bunun içindir.

Türk Metal bürokratlarının elini sıkıştıran bir başka faktör daha vardır. Sektörde örgütlü iki başka sendika mevcuttur. Hak-İş’e bağlı Çelik-İş’in fazla esamesi okunmaz. Ama DİSK’e bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası, Türk Metal’e göre çok daha küçük olsa da, özellikle son yıllarda Türk Metal’in korkulu rüyası haline gelmiş durumda. Aynı işveren örgütüyle masaya oturan iki sendikadan biri diğerinden daha küçük olduğu halde üyeleri için daha iyi koşullar elde ederse, bu tabii ki büyük sendikanın tabanında tepki, hatta bazı koşullarda infial yaratır. İşte Birleşik Metal bu bakımdan bütün sektör için önemli bir öncü rolü oynuyor.

2012 depremi

Türk Metal’in en büyük korkulu rüyası 2012 bahar aylarında yaşandı. O dönemde binlerce işçinin çalıştığı Bosch, Bosch Rexroth, Renault gibi fabrikalardaki işçiler kitlesel biçimde Türk Metal’den koparak Birleşik Metal’e akın etmeye başladı. Bu elbette bir önceki toplu iş sözleşmesi döneminde Türk Metal’in MESS’e teslim olmasına karşılık, Birleşik Metal’in sancılı biçimde de olsa greve gitmesinin ve daha iyi sonuçlar elde etmesinin sonucuydu. Bu büyük toprak kaymasını durdurmayı burjuvazi başardı. Ama tehlikenin büyük olduğu da anlaşıldı.

Bu yüzdendir ki 2013 yılında toplu sözleşme döneminde Türk Metal daha atak davrandı. İşçisine elinin armut toplamadığını kanıtlamak zorundaydı. Ama 30 Mayıs günü, tam Gezi merkezli halk isyanının arifesinde toplu sözleşme imzalandı. Birleşik Metal’in halk isyanı başlamışken 12 Haziran’da aynı sözleşmeye imza atması hata idi. İşçi sınıfının geniş halk kesimlerinin hakları için nasıl ayağa kalktığını gözleriyle gördüğü bir dönemde sendikanın elinde güçlü bir manivela oluşmuştu. Bu kullanılmadı. Bundan dolayı, içinden geçmekte olduğumuz dönemde Birleşik Metal’in eli, bir önceki döneme göre daha zayıf.

Grev demleniyor

Buna rağmen, Türk Metal’in yine MESS’in sözünden çıkmayacağı göz önüne alınırsa, Birleşik Metal açısından önemli günler yaşanıyor demektir. Sendika son bir ay içerisinde işçiyi yavaş yavaş hareketlendirmeye başladı. Servislerden erken inilerek fabrikalara alkışlı yürüme ile başlayan eylemler yakın gelecekte muhtemelen üst perdeye yükseltilecek. Önümüzdeki günlerde Birleşik Metal’in MESS’e bağlı 41 işyerinde ciddi bir hareketlenme yaşanacak.

Metal sektöründe MESS’e üye büyük işletmelerde çalışan 120 bin işçi, Türkiye işçi sınıfının en merkezi bölüklerinden birini oluşturuyor. Burada stratejik mesele, bu işçilerin Türk Metal’in gerici bürokrasisinden kurtarılmasıdır. Bunun için de Birleşik Metal’in Türk Metal tabanındaki işçilere pratik içinde gerçek sendikacılığın farklı yöntemlerle yürütüleceğini ve farklı sonuçlar elde edeceğini göstermesi gerekiyor. Bosch’ta ve öteki işyerlerinde hâlâ Birleşik Metal’de ısrar eden binlerle işçinin öteki Türk Metal üyesi işçileri kazanabilmesi buna bağlı. Öyleyse, Birleşik Metal greve! Bütün işçi hareketi bu grevi desteklemeye!