Metal işçisiyle hasbıhal

Metal işçisiyle hasbıhal

Bu sistem kapitalistten yana hile ve şike dolu bir sistemdir. Kurtuluşunuz kendi ellerinizde, örgütlenmenizde, sendikaya üye olmakta ve denetlemekte, siyasi olarak sınıf bağımsızlığını koruyan bir parti inşa etmektedir. İşte Devrimci İşçi Partisi, tam da böyle bir parti inşa etmek için yorulmak bilmeden çalışıyor. 

 

Değerli metal işçisi kardeşim,

Birleşik Metal üyesi isen ben bu satırları yazarken sen işçi sınıfının en onurlu görevlerinden biri olan bir büyük greve hazırlanıyorsun. 10 bin yoldaşınla birlikte 5 Şubat’ta davul zurnalar eşliğinde, Türkiye’nin yüreği olan bütün insanlarının desteğinde greve çıkıyorsun. Amaç açık: MESS’i ezeceğiz diyorsun!

Türk Metal üyesi isen durumun biraz değişik. Kendin greve çıkmıyorsun ama gözlerin ister istemez Birleşik Metal üyesi sınıf kardeşlerinin grevinde olacak. Grev yasaklanmaz ve onlar kazanırsa, bu sana “ah biz ne ettik?” dedirtecek, Türk Metal’in yönetimine verip veriştireceksin. Ama o kazanımlar, inan, gelecekte senin de kazanımların haline gelecek. Çünkü siz aynı sınıftansınız, patronlar sizi ne kadar bölmeye çalışırsa çalışsın, çıkarınız birdir. Grev yasaklanırsa… Ama dur ona sonra gelelim.

Değerli kardeşim, hangi sendikadan olursan ol, işçi sınıfına gönül vermiş, onun zaferlerinin bütün toplumu kalkındıracağına inanmış, onun iktidarı için çalışan bir ağabeyin olarak, sana bazı somut gerçekleri hatırlatmak istiyorum. Bunlara belki dikkat etmedin, belki dikkat ettin ama sonra unuttun. Belki hepsinin farkındasın ama bunları birbirine bağlamadın, arkasında ne var düşünmedin. Her birinde sorumluyu kalayladın ama o sorumluların neden öyle davrandığını düşünmedin.

Önce 19 Ocak’a geri gidelim. O Pazar günü Gebze’de çok canlı ve mücadeleci bir miting yaptın. Aynı gün sınıf kardeşlerin de Bursa’da meydanlara sığmayan bir dev miting düzenledi. Yani on binlerce işçi o gün haykırdı meydanlarda. Peki, akşam herhangi bir televizyon kanalı bu mitingden haber verdi mi? Birkaç sol gazete dışında herhangi bir gazete senin o büyük eyleminden söz etti mi? Hayır! Acaba neden?

Sen ya da tezgâhta yanı başında çalışan arkadaşların belki de Tayyip Erdoğan ve AKP’yi destekliyorsunuz. CHP hep bey paşa takımının yanında oldu, Erdoğan bizden biri diye düşündünüz belki. Peki, sizdense neden Birleşik Metal’in grevlerini “erteleme” adı altında hep yasaklayıp duruyor? Sadece Birleşik Metal’in dört grevini değil, iki yıl önce Türk Metal’in grevini de neden yasakladı? Neden başka sektörlerde, camda, petrokimyada, kamu taşımacılığında, bankacılıktaki bütün grevleri yasaklıyor? Neden patronlara “biz OHAL’i grevleri engellemek için ilan ettik” diye sesleniyor?

Bazılarınız diyecek ki, Erdoğan ve AKP’nin böyle davranmasından olağan ne var? Patronların çıkarlarını savunuyor o. Peki, ya öteki partiler? Erdoğan’ın ortağı MHP aylardır devam eden MESS oyunlarına karşı en ufak bir ses çıkardı mı? Ya İyi Parti? Ya kendine “solcu” diyen CHP? Tabanda CHP’ye oy vermiş işçiden söz etmiyorum, CHP lideri ya da örgütleri sizi herhangi bir an destekledi mi? Desteklemediyse nedendir acep?

Açımızı biraz genişletelim, işçi kardeşim. 28 Ocak günü Birleşmiş Milletler’de Türkiye’nin insan hakları karnesi konuşuldu. Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden 88’i Türkiye’nin resmi temsilcilerine sorular sordu, tavsiyelerde bulundu. Bu sorular ve tavsiyeler arasında yargının, basının, kadınların, çocukların, azınlıkların, LGBT olarak anılan toplulukların, herkesin sorunları vardı. Bir tek işçilerin hakları yoktu. Bir hükümet yıllardır grev hakkını kullandırtmıyor. Grevleri daha başlamadan yasaklıyor. Kendine demokratik diyen dünyanın temsilcileri dâhil diğer hükümetler o hükümeti her konuda sıkıştırıyor, bir tek işçinin grev hakkını savunmuyor. Grev yasaklarından bir kez bile söz edilmedi. Neden kardeşim, neden bütün iktidarlar sana karşı? Neden sadece Türkiye’de değil dünyada da sana karşı?

İstersen gel artık hepsini birleştirelim. Sorularımıza cevap verelim. Korkuyorlar değerli kardeşim. Çünkü ekonomide gücü elinde tutan kapitalistler bütün ülkelerde devlet iktidarını da avuçlarının içinde tutuyor. İşçiyi sömürerek kârlarına kâr katıyorlar böylece. Bu yüzden, ne Türkiye’de ne dünyada patron partileri, patron medyası, patronların iktidarındaki devlet işçilere hak tanınmasını istemiyor. Korkuyorlar çünkü işçi sınıfı sadece Türkiye’de değil bütün dünyada onların iktidarının tek gerçek alternatifi. Onunla boy ölçüşebilecek güçte, örgütlülükte, günü gelince bilinçte tek sınıf. Ve dünya çapında milyarlarca işçi var. İşte onun için Türkiye’de de dünyada da işçinin önünü kapatmak istiyorlar.

Tek bir çıkar yol var. Bütün patron partilerinin karşısında işçi sınıfının çıkarlarını siyasi bağımsızlık temelinde savunacak, sınıfın gücü arttıkça iktidarı ele almak için mücadele edecek bir işçi partisi kurmak.

Birleşik Metal işçisi, grevini yasaklasalar da yasaklamasalar da bunu unutmadan mücadele et. Türk Metal işçisi, sınıf kardeşin greve çıktığında grevi yasaklanırsa ona sahip çık, sen de iş bırak. Sadece onu savunuyor olmayacaksın. Kendini, kendi grev hakkını savunuyor olacaksın.

Değerli metal işçisi kardeşim,

İster Birleşik Metal üyesi ol, ister Türk Metal üyesi şunu unutma. Bütün işçiler, şunu hiç unutmayın: Bu sistem kapitalistten yana hile ve şike dolu bir sistemdir. Kurtuluşunuz kendi ellerinizde, örgütlenmenizde, sendikaya üye olmakta ve denetlemekte, siyasi olarak sınıf bağımsızlığını koruyan bir parti inşa etmektedir. İşte benim de üyesi olmaktan gurur duyduğum Devrimci İşçi Partisi, tam da böyle bir parti inşa etmek için yorulmak bilmeden çalışıyor.

Değerli metal işçisi! Eski bir türkünün söylediği gibi: “Biz sosyalistiz/ dostuz yalnız biz sana/ kurtuluşun bizimledir/ elini uzatsana.”