DİP, Kale Kayış grevi ile dayanışmayı büyütmeye çağırdı
Devrimci İşçi Partisi olarak Silivri’de bulunan grevdeki Kale Kayış işçilerini ziyaret ettik. Yanımızda getirdiğimiz kahvaltılıkları işçilerle paylaştık ve birlikte hem grev sürecini hem de ülkenin sorunlarını emeğin bakış açısıyla tartıştık. Gerçek gazetemizi sahipleriyle buluşturduk. Seslerine sesimizi kattık.
Kale Kayış grevi son derece önemli bir mücadele. İş güvenliği olmayan fabrikada, sürekli iş kazalarına maruz kalan, çalışırken zehir soluyan Kale Kayış işçileri yeter dediler. Petrol-İş’te örgütlendiler, patronun sendikalaşmayı engelleme çabalarına da grevle cevap verdiler. Bu grev fiili bir grev ve tüm Türkiye işçi sınıfına haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı izlenmesi gereken yolu gösteriyor.
Kale Kayış patronu sadece işçilerin Anayasal hakları olan sendikalaşmayı engellemeye çalıştığı işçin değil, son derece ağır kimyasallarla çalışan fabrikada hiçbir gerekli önlemi almayarak işçilerin canına kastettiği ve pek çok işçinin de astım, bronşit gibi hastalıklara yakalanmasına neden olduğu için de suçlu. Gel gelelim patron mahkemelerin uzun sürmesine güveniyor, zamanla işçilerin yılmasını ve suçlarının üzerinin örtülmesini umuyor. Nitekim işçiler ve sendika tarafından defalarca şikayet edildiği halde müfettişler hala fabrikaya gelmedi. Herhalde, patronun içeride havalandırma ve diğer tadilatları yapmasını bekliyorlar. Dışarıda ise jandarma ("Kanun Ordusu" sıfatını kullanmayı pek severler), haksız ve hukuksuz patronu hakkını arayan işçilere karşı koruyor.
Hal böyle olunca da işçilere sınıf mücadelesinin yasalarını uygulamak düşüyor ve bu yüzden fiilen greve çıktılar. Ziyarette işçilere hitap eden DİP Genel Başkan Yardımcısı yoldaşımız Levent Dölek de bu gerçeklere işaret ederek Türkiye’de bir beka sorunu varsa bu sorunun işçilere ait olduğunu ve Türkiye’nin geleceğini de işçi sınıfının mücadelesinin belirleyeceğini söyledi. Tüm halkı Kale Kayış işçilerinin ve direnen tüm işçi ve emekçilerin mücadelelerine sahip çıkmaya çağırdı. Çünkü, Türkiye’nin geleceği patron partilerinin yalanlarıyla değil işçi sınıfının işgalleri, grevleri, direnişleriyle kurulacak!