Birleşe birleşe kazanmaktan, birlik olmaktan gayrı bir yol yok!

Birleşe birleşe kazanmaktan, birlik olmaktan gayrı bir yol yok!

Merhaba Emek dostları, işçi yoldaşlar,

Uzun zamandır Çin sermayeli HT Solar firmasında çalışmaktayım. HT Solar Birleşik Metal-İş sendikasında örgütlenen bir fabrika, örgütlenme zamanından beri bu sürecin en başından en sonuna içindeydim. Çok mücadeleler verildi, çok zor dönemlerden geçtik ama hiçbirinde sendikaya olan inancımız, güvencemiz azalmadı tam aksine her zaman yerinde oldu. Bu sendikanın yönetimindeki koltuk sahibi herkes değişir, verilen mücadelelerin tarihi değişmez, bizler Kemal Türklerin yolundan ilerleyen, onun önderliğinde, onun mücadelesini taşıyan işçileriz. Tam da Kavel direnişinin yıl dönümünde “Her yer Kavel, Her yer Direniş” şiarı ile birbirimize kenetlenip, omuz omuza mücadele vererek kazanan biz olacağız.

Fabrika özelinde:

Yılbaşından önce sendikanın patron tarafından muhatap alınmamaya başlanması üzerine Aralık ayının son haftası bir gün ara ile düdüklü, sloganlı yürüyüşlere başladık, araya yılbaşı tatili girdi. Sözleşmemizde cumaya denk gelen resmi tatil günlerinin ardından cumartesini de ücretli izin olarak almıştık, bu yüzden 4 günlük bir tatil sonrası iş başı yaptık. Yönetimle yapılan toplantıda temsilciler sorunların belirsizlik ve iletişim eksikliğinden kaynaklandığını anlattılar. Ardından muhatap alınmama ve iletişimsizlik dönemi bitti.

Fabrikada otomasyona geçiş sürecindeyiz. Fabrikanın bir bölümüne yeni teknoloji makinalarla değişim yapılıyor. Makinalar gelmediği için dedikodular arttıkça artmıştı. Sendikamızın ve temsilcilerimizin önderliğinde bu durumun üstesinden gelmeye çalıştık. Sonunda makinalar geldi, kurulum başladı. Bu süre zarfında fabrikada tekrar eylemlere başladık, sebebi ise 5 tane arkadaşımızın disiplin kurulunda işten çıkış talebi olmasıydı. Fabrika içinde mücadele yine başladı. İlk disiplin kurulu sonrası temsilcilerimiz fabrikada eylemler başlattılar. Vardiya girişleri ve çıkışlarında düdüklü sloganlı yürüyüşlerle ve 15 dakika üretim durdurarak başladık. Sloganlarla, düdüklerle fabrika yerinden oynadı, bu sırada her vardiyada temsilcilerimizin önderliğinde var gücümüzle mücadele ediyorduk.

Örgütlü bir fabrikayız ama içeride bireysel davranmak isteyenler de var. Her yerde olduğu gibi kişisel olarak, isim olarak birbirini sevmeyenler de var. Buna rağmen herkesi birleştirmek için, kimse bireysel davranmasın diye mücadelenin kişilere özel olamayacağını, sınıf mücadelesinde haksızlık kime yapılıyorsa o haksızlığın karşısında olunması gerektiğini arkadaşlarımıza anlattık. Beş arkadaştan ikisine uyarı cezası verildi, iki işçinin çıkış istemi devam etti. Tam bir hafta boyunca tüm vardiyalarda eylemlere devam ettik. Genel Başkan Adnan Serdaroğlu ve Özkan Atar’la birlikte şube yönetimi fabrikamızı ziyarete geldi, o gün eylemlere ara verildi. Ertesi gün de şube başkanı Selçuk başkan ve temsilcilerimiz fabrika yönetimi ile toplantı yaptı, toplantının ayrıntılarını temsilcilerimiz hem Whatsapp’tan mesaj olarak hem de yüz yüze tüm vardiyalarda anlattılar. Fakat disiplin kurulunun sonuca bağlanmaması üzerine de eylemlerimiz artarak devam etti. 15 dakikalık iş durdurma 30 dakikaya çıktı. Her vardiyada 30 dakika slogan, düdük ve alkışlarla üretimi durdurduk. Temsilci arkadaşlarımız da eylemlerde her zaman yanımızda durdular, fabrikayı terk etmediler. Sonrasında iki arkadaş işten çıkarıldı diğer arkadaşımıza da uyarı cezası verildi.

Disiplin kurulu sonuçlanana kadar mücadeleyi çoğaltan temsilcilerimizin önderliğinde ve sendikamızla arkadaşlarımızı savunduk, mücadelemizi verdik. Bu süreçte patronla hiçbir pazarlığa oturulmadı. Eylemlere rağmen çıkartılmasına engel olamadığımız arkadaşlarımızın kıdem ve ihbar tazminatları alındı. Hak, hukuk mücadelemiz devam ediyor.

Ülkemizde pandemi koşullarından dolayı patronlara verilen teşvikler, yardımlar bitmek bilmedi. İşçi açlıkla boğuşur, dövülür, sömürülür, patronlara ise teşvik verilir. Kısa çalışma uygulaması da bunlardan biri. Örgütlü ve örgütsüz çoğu fabrikada bir dönem kısa çalışma uygulaması kullanıldığını biliyorum, biz de bu kervana katıldık. Her sene bu zamanlarda işlerimizde ve hammadde tedarikinde sıkıntı olur. Patron daha önceleri sendika sebebiyle bu zamanlarda hep idari izin kullandırmak zorunda kaldı, çünkü temsilcilerimiz öncülüğünde sendikamız da bu duruma asla izin vermedi. Parasal anlamda ise hiçbir zaman sıkıntı olmadı fabrikamızda, şimdi de aynı durum geçerli. İşkur’dan eksik kalan kısmı patron ödeyecek, maaşlarımız tam yatmış olacak, sadece SSK prim günü eksik kalacak. Pandemi bahanesi, Covid salgını ülkemizde biz işçilere derin sorunlar bıraktı. Bu süreçte şayet örgütlü isen işçiden yana bir sendikan var ise bu zorlu günleri daha az sıkıntı ile atlatıyorsun. Biz HT’de örgütlü gücümüz sayesinde pandemi sürecinde ücretli izin kullanabilen az sayıda fabrikadan biri olduk. Daha önce de kısa çalışma gündeme geldiğinde, önceki şube başkanı patronla bu konuda anlaşmış olmasına rağmen bunu reddetmiştik. Ancak bu mücadele tüm fabrikalara yayılmalıydı. Hiçbir mücadele tek fabrikada kazanılamıyor. 

Umudumuzu tüketmemek için var gücümüzle verdiğimiz hak mücadelesinden, Systemair HSK direnişine, Baldur grevine, Migros Depo direnişine, Ekmekçioğullarının direnişine, Döhler fabrikasındaki direnişe, Cargill işçilerine, PTT işçilerinin direnişlerine HT Solar’dan selam olsun! Patronların eline silah olarak verilen, işçiyi açlıkla sefalete mahkûm eden ücretsiz izin ve yüz kızartıcı suç (Kod 29) maddesinden işten çıkarmanın önünü açan kanunlar karşısında durmak, öncü işçi olmak, örgütlenerek sendikalı olmak istediğimiz için bu sefalete mahkûm bırakılan işçileriz biz. Birleşe birleşe kazanmaktan, birlik olmaktan gayrı bir yol yok!

Her yer Kavel! Her yer Direniş! Birleşe birleşe kazanacağız!

Tuzla HT Solar’dan bir işçi

Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2021 tarihli 137. sayısında yayınlanmıştır.