En büyük derdimiz ekmek, en büyük kazancımız emektir! - Arçelik Çerkezköy'den bir kadın işçi

En büyük derdimiz ekmek, en büyük kazancımız emektir!

İşçi sınıfının en büyük derdi ekmek. En büyük kazancı emektir. Ellerimizle, avuçlarımızla gıdım gıdım topladığımız emeğimizi (kıdem tazminatını) ve bir çok hakkımızı çalmaya çalışıyorlar, birçoğunu da çaldılar. Mevcut sistemde kıdem tazminatının miktarı, işçinin çalıştığı her yıl başına en az 30 günlük giydirilmiş brüt ücrettir. Yani bizim zor şartlarda saatlerce çalışıp kazandığımızı dakikalar içinde elimizden alıp, saatlerce harcadığımız alın terimizi görmezden gelip bizi kapının önüne koyabilme hakkını kendilerinde bulabilecekleri anlamına geliyor. Bunu bazen devamsızlıklarımızı bahane ederek bazen tutanakla bazen savunmayla bazen ücretli veya ücretsiz izinlerle korkutarak yapmaya çalışacaklar. Bazen uzun saatler çalıştırarak bazen de bir bölümden diğerine sürerek yapacaklar. Bize bunları yapma hakkını zaten kendinde bulan patronlar kıdem tazminatını kaldırarak bu bahanelerini daha sık ve kolay öne sürüp bir çok işçiyi işten çıkarmayı planlıyor. Kıdem tazminatı biz işçilerin güvencesidir! Unutmamalıyız! Kıdem tazminatını mücadele ederek kazandık ve kazandığımız bu hakkı mücadele ederek korumalıyız, iyileştirmeliyiz. Bunu bildikleri ve tepkimizden korktukları için fon sistemini ortaya atıyorlar. Kıdem tazminatımızı bu sistemle kemire kemire en sonunda ortadan kaldırmayı planlıyorlar. Ama hep unuttukları bir şey var. Biz yaşam kavgası içinde her geçen gün çınar ağacı gibi büyürken onlar bataklıklarında yüzeye çıkmak için çırpındıkça daha da batıyorlar!

Arçelik Çerkezköy televizyon fabrikasından bir kadın işçi

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2019 tarihli 115. sayısında yayınlanmıştır.